Dolar (USD)
35.26
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2966.83
BIST 100
9850.93
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Ağustos 2014

Neden Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu hepimizin malumu aslında. Siyasetle en ilgisiz insan bile cumhurbaşkanının Tayyip Erdoğan olacağının farkında.

Muhalefet, küresel güçlerle işbirliği çerçevesinde görev verdikleri adaylarının kazanamayacağını bildiklerinden olsa gerek sistematik bir seçim çalışması bile yapmıyor.

Öte yandan Erdoğan cephesinde hummalı bir organizasyon ile halkla müstakbel cumhurbaşkanı bir araya getiriliyor. Bu çerçevede bilhassa mitingler, halkın Erdoğan'a teveccüh ve güvenini aşikar eden en önemli numunelerden birini oluşturuyor.

Cumhurbaşkanının ilk kez millet tarafından seçilecek olmasının verdiği sevince eklemlenen Erdoğan sevgisi meydanlardaki duygu selini evlerimize kadar taşıyor.

Halkın, yıllardır çeşitli yollarla yıpratılmaya çalışılan bir başbakanı ilk günün heyecanı ve artan desteği ile köşke yolluyor olması siyasi tarihimize damgasını vurarak geçiyor. Tarihçilerin gelecekte bu döneme ait bolca kayıt düşecekleri, bilumum sosyal bilimcinin durumu anlama adına yığınla akademik tezler hazırlayacakları, dillendirmeler yapacakları bir kehanet değil!

Milletin bu tercihinde tarihsel deneyim ve tecrübelerin etkisi büyük. Kulaktan dolma bilgilerle kanaat sahibi olmanın yahut ekrandan boca edilen -zihinleri iğdiş eden- haberlerle düşünceye biçem verme dönemi artık eskilerde kalmaya mahku00fbm.

Hükümetin sunduğu hizmetlerle refah seviyesi artan, sosyal hizmetlerin halka ulaşmaya başladığı bir devlette yaşamanın verdiği konforu hissetmeleri de halkın siyasi tercihlerini etkileyen unsurlardan.

Ya da devletin; "biz ve ötekiler" üzerine kurulu düzeneğinin "hepimiz" anlayışına, algısına, muamelatına evrilmesinin yaşattığı özgürleştirici ve rahatlatıcı etkisi de!

Kimlik ve değerlerinin baskı unsuru oluşturması yerine betimleyici bir öğeye dönüştüğüne tanıklık etmeninin gururunu yaşıyor olmak da bir başka neden elbette.

Tabii benzeri sebepleri detaylandırarak alt alta sıralamak mümkün. Rakamlarla, istatistiklerle desteklenmiş gelişmelerin envanterini de çıkarmak dau2026

Öte yandan, oyun rengini sadece eşitleyici ve özgürleştirici iç politikalara yaslamak eksik bir tespit olacaktır.

Aktif ve belirleyici bir dış siyasetin yanı sıra geleceği Türkiye üzerine eklemlenmiş yığınla milletin varlığı Türkiye'nin siyasi misyonunu iyice belirginleştirmiş durumda.

Dengelerin her an değiştiği, haritaların yeniden dizayn edilmeye çalışıldığı Ortadoğu için gittikçe daha da önem arz eden bir Türkiye var ortada. Türkiye, toprakları kan kokan İslam coğrafyası açısından da kurtuluşa açılan bir çıkış kapısı!

Emperyalizmin, sahte özgürlükçü kimliğinin zarar görmemesi adına postmodern yöntemlerle müstemleke oluşturma, kendilerinden olmayanları modern köleler yapma siyasetleri devam ederken Türkiye'nin duruşu iyice önem kazanıyor.

Hiçbir vakit sonlandırmayacakları Haçlı Seferleri ve uzun vadeli çıkar stratejileri karşısında sesiz ve üzerlerine ölü toprağı serpilmiş gibi bir İslam dünyası sömürgecilerin en çok istedikleri şey.

İslam motifleriyle süsledikleri maşaları vasıtasıyla çıkarlarına hizmet ettirdikleri karanlık teşekküller, örgütlerle birçok amaca ulaşmanın kolaylığını fark etmiş bir Batı var karşımızda. Kendi imajını, insanını yıpratmak yerine Müslümanlar eliyle piyasaya hakim olan, İslam dünyasına istediği şekli veren bir zihniyetu2026

İşte tüm bu planlar, hesaplar karşısında Türkiye sadece bölge için değil tüm İslam dünyası adına gittikçe artan bir öneme haiz. Dış tezgahların farkında olan, milli menfaatleri gözeten ve bütünleştirici paradigmalara sahip bir Türkiye sadece bizler için değil tün Müslümanlar için de elzem!

Bu lüzumu salt Müslümanlarla sınırlamak eksik ve yetersiz bir tanım olur esasında. Hak ve adalet duygusuyla örüntülü politikasıyla içte ve dışta eşitlikçi, özgürlükçü, hakkaniyetçi bir anlayışı yerleştiren Türkiye demek en doğrusu!

Nitekim Suriyeli göçmenlere etnisitesini, mezhebini, inancını, savaştaki tavrını sormadan kucak açan bir ülke aynı tutumu inançları konusunda çeşitli spekülasyonların yapıldığı Yezidilere de göstermekten imtina etmedi. Dağlardaki Yezidilere uçaklarla gıda yardımı ulaştıran bu devlet, sınırlardan içeri girenleri de topraklarına yerleştirdi. Acımasızca katledilen Filistinliler karşısında sessizlik uykusunu tercih eden İslam dünyasındaki tek çıkış da Türkiye'den gelmişti!

Tüm bunlar bizlere -dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar- ezilen, yardıma ihtiyaç duyan insanları yargılamadan kucaklayan Osmanlının haşmetli dönemlerini hatırlatıyor nedense. Şimdi buna "Yeni Osmanlıcılık", "Osmanlıcılık Hülyası" diyenler olacaktır belki. Lakin millet için bunun adı "Yeni Türkiye" ve Erdoğan'ı bunun gibi bir yığın sebepten dolayı cumhurbaşkanı yapacak!

twitter.com/sabihadogann