Neden bu kadar Amerikancılar?
Sovyetlerin çökmesinden sonra 25 milyon Sovyet vatandaşı serfesil bir halde kendilerini Rusya’nın sınırları dışında buluverdi. Bu travma hali Putin’in ve Rusların bilinçaltında yer eden bir hadisedir.
Bilindiği gibi
Ukrayna’da gerçekleşen devrimi Rus devlet adamları “Kiev faşist cuntasının
darbesi” olarak nitelendirir. Öyle ki Rusya, 1954 yılından beri Ukrayna’ya
bağlı bir bölge olan Kırım’ı ilhak etti.
18 Mart 2014’de yaptığı bir konuşmada Putin, “Rusya’nın önüne set çekme politikası 18.
19. Ve 20 yüzyıllarda da devam ediyor” diyecekti. İlaveten, Amerika ve NATO’nun Rusya’yı sürekli köşeye
sıkıştırmak istediğinin de altını çizecektir.
Bu bakımdan Putin, Rusya’nın bağımsızlığını tehdit eden Batı
oligarşisine karşı Rusya’nın yolunu net bir biçimde belirlemişti.
Mayıs 2019'da ABD’nin CIA merkezli düşünce kuruluşu olan Rand Corporation altı madde yayınladı.
Bunlar, Ukrayna'nın silahlanması, Belarus'ta
rejim değişikliğinin teşviki, Güney Kafkasya'daki gerilimleri istismar etmek,
Orta Asya'da Rus etkisinin azaltılması ve Transdinyester'deki Rus varlığını
kırmak.
Yakında Moldova içinde tek taraflı bağımsızlığını ilan eden
De facto bir cumhuriyet olan Transdinyester de karışırsa şaşırmam.
Demem o ki sürekli Amerika ve NATO tarafından köşeye
sıkıştırılmak istenen bir Rusya var. Amerika,
bölgenin Rus olmayan halklarını da kapsayan Avrasyacılık doktrinine şiddetle
karşıdır. Bu bakımdan Atlantikçi Batı ile Avrasya arasında büyük bir gerilim
yaşanıyor.
Bugün Ukrayna’da yaşanan savaşı hiçbir vicdanlı insan kabul
edemez ancak bu çatışmada Atlantikçi emperyalist güçlerin tahakkümünü de göz
ardı edemeyiz.
Dün Ukrayna’da devrimcilere tost dağıtan Amerikalı
diplomatlar bugün orada yaşayan insanları yalnız bıraktı.
Rusya’nın Ukrayna’ya
müdahalesi hiç kuşkusuz yeni bir dönemi başlattı. Zaten iki yıldır Kovid
kısıtlamalarıyla iyice tiranlaşan Batı’nın beyin ölümü gerçekleşti.
Donetsk ve Lugansk bölgelerinin tamamını tanıdığını belirten
Putin, atılması gereken dört adımı da şu şekilde belirtti; Ukrayna, Kırım ve Sivastopol'u Rus toprakları olarak tanımalı. Ukrayna’nın
NATO’ya alınmaması… Ukrayna askerden arındırılmalı ve tarafsız ilan edilmelidir.
Yani Rand
Corporation’un planlarının tam tersini teklif etti. Savaşı bitirecek olan bu
teklifler kabul görmediği sürece maalesef zaten yalnız bırakılan Ukrayna’da
işler iyice zorlaşacaktır.
Rusya'nın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Vasily Nebenzya da "Rusya'yı zayıflatmayı ve NATO'yu
sınırlarımıza yaklaştırmayı amaçlayan her oyunu bozmaya kararlıyız” dedi.
Rusya Dış ve Savunma Politikası Konseyi onursal başkanı ve
Moskova'daki Uluslararası Ekonomi ve Dış İlişkiler Yüksek Okulu Ekonomi Yüksek
Okulu akademik danışmanı Profesör Sergey
Karaganov da bir makale yayınladı.
Karanagov, “Ukrayna'yı
Rusya'ya zarar vermek ve etkisiz hale getirmek için kullanmaya çalışıyorlar. Bu
sarsıcı girişimlerin tam teşekküllü bir açmaza dönüşmesini önlemek ve mevcut
ABD ve NATO politikalarına karşı koymak önemlidir” diyor.
Kısacası Putin, ABD ve NATO'nun, Rusya sınırları yakınında
askeri altyapı geliştirmeyi durdurmalarını istiyor. Türkiye’deki NATO’cu ve Amerikancı kadrolar da günlerdir Rusya ile
Türkiye’yi karşı karşıya getirmeye çalışıyor.
Bugüne kadar Amerika’nın yol açtığı tahribatı ve zulümleri
görmezden gelen bu kadroların bugünlerde CIA’nın medya ofisi gibi faaliyet
yürüttükleri de gözlerden kaçmıyor.
Rusya’nın
propagandistliğine soyunan “sözde muhalif” özde Putinist medya organlarına
dikkat çekerek “Kremlin merkezli kara propagandalara kanmayın” diyor bir
yazar.
Ne yani, 15 Temmuz’da
ülkemizi işgal etmeye yeltenen FETÖ’nün önünü açan CIA, NATO merkezli üretilen
algılara mı itibar edelim?
Yazarlar neyse de öylesine Amerikancı siyasetçiler var ki
ülkede, fırsatını bulsalar ülkenin anahtarını bir günde Amerika’ya teslim
edecekler.