Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Kasım 2014

Necip Fazıl

Bazı insanlar vardır ki yaptıkları hizmetlerle her zaman hayır, iyilik, güzellik ve şükran hisleriyle yad edilir. Onlara vefa borcumuz vardır. Onları her zaman anma, hatırlama, bilhassa genç nesillere tanıtma mecburiyetimiz vardır. Zira o ilim, fikir ve sanat adamları, nesilleri, milleti hatta koca bir ümmeti düşünceleriyle, eserleriyle, sohbetleriyle beslemişlerdir. Şairler Sultanı üstat Necip Fazıl Kısakürek de bu müstesna abide şahsiyetlerden birisidir. Dolayısıyla onun adına Star Gazetesi'nin düzenlediği Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri büyük bir kadirşinaslık örneğidir. Devam etmesini, her yıl yapılmasını temenni ederim.

Edebiyat dünyasında bulunanlar, yarışmalarla, ödüllerle zaman zaman karşılaşır. Ben de ilk yarışmaya yanılmıyorsam ortaokul yıllarında katılmış ve bir kitap armağanı almıştım. Daha sonra muhtelif kuruluşlardan bazı mükafatlar layık görüldü. Bu ödüller beni şımartmadı, aksine mesuliyetimi artırdı, daha çok çalışmam gerektiğini anladım. İlerleyen yıllarda, yaş kemale erince bu sefer jürilerde yer vermeye başladılar. Ömer Seyfeddin, Sepetçioğlu, O.Şaik Gökyay, Safiye Erol gibi edebiyatçılar adına düzenlenen yarışmalarda seçici kuruldaydım. Bunun da ayrı bir sorumluluğu var. Çünkü o yarışmaya katılan herkesin hakkının korunması gerekir. TYB ve ESKADER Ödülleri'ni verirken hep bu hakkaniyet duygusu ön plandaydı. Yerini bulmayan her ödül bir vebaldi.

Gelelim Necip Fazıl Ödülleri'ne. Haliç Kongre Merkezi'ndeki gece, hakikaten çok anlamlı, çok güzeldi. Ödül töreninde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşma, iki katlı büyük salonu hınca hınç dolduran dinleyiciler tarafından dakikalarca alkışlandı. Devlet millet bütünleşmesinin bir tezahürüydü gece. "Üstad bir nesle özgüven aşıladı" diyen Erdoğan'ın şu sözleri beni uzun uzun düşündürdü: "Necip Fazıl bir nesle yazıdan ziyade özgüven aşılamıştır. İşte o özgüven bu günleri inşa etmiştir. Bugün eğer 'Yeni Türkiye, büyük Türkiye' diyebiliyorsak, bunda Necip Fazıl'ın izi vardır." Ne kadar doğru. Ama o kahraman neslin diğer mensupları da hiç unutulmamalı. Nurettin Topçu, Osman Yüksel Serdengeçti, Süheyl Ünver, Ekrem Hakkı Ayverdi, Peyami Safa, Cemil Meriç ve Ahmet Kabaklı gibi mütefekkirler ve sanatkarlar da hep hayırla anılmalı. Eşref Edib hakkında düzenlenen Babıali Sohbetleri'nde Mehmed Fırıncı Beyefendi anlatmıştı: "Üstad Bediüzzaman, kendisine ait olan tek yorganını sattırıp parasını, maddi sıkıntı içinde olduğunu duyduğu Büyük Doğu'nun neşriyatına devam edebilmesi için Necip Fazıl'a göndermişti." İşte o kahramanlar nesli bugün Türkiye'nin aydınlık ufkuna zemin hazırlamışlardır. Dolayısıyla onları her zaman rahmet ve minnetle anmalıyız.

İnançlı insanların edebiyatta sembol isimleri vardır: Onlardan biri Necip Fazıl ise diğer ikisi de Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil'dir. Türk Edebiyatının çınarlarından biri kabul edilen Pakdil'e ödülünü takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili Nuri Ağabeyimizi, muhterem Nuri Pakdil'i özellikle kutluyor, tebrik ediyor, bize klas duruşu, bize devrimci başkaldırışı öğrettiği için, kendisine şahsım, yol arkadaşlarım, ülkem ve milletim adına sonsuz şükranlarımı sunuyorum." dedi. Erdoğan'ın kültür sanat alanındaki durumu özetleyen şu görüşleri çok önemliydi: "Türkiye değişirken, zincirlerinden, prangalarından, dar kalıplarından kurtulurken, kültür sanat ve fikir hayatının da kendisine musallat olan vesayetten kurtulmasının zamanı gelmişti. Türkiye'de ödüllerin bir çoğuna baktığınızda, belli kalıpları aşamadığını, belli ideolojik gözlükleri atamadığını, kendisine musallat olan vesayetten kurtulamadığını görüyoruz. Ödüllerin, sadece ödüllerde değil, teşviklerin, kayırmaların, desteklerin belli çevrelerde gidip geldiğini, belli camiaların içine hapsolduğunu görüyoruz. İşte Necip Fazıl Ödülleri, en başta bu dar kalıpları parçalayacak, sanat dünyasındaki vesayete karşı çıkacak, sanatta egemen olan 'al gülüm, ver gülüm' anlayışını inşallah ortadan kaldıracaktır. Onun için bu ödüllerin saygınlığı korunmalıdır. Allah izin verirse, bu ödüller yereli aşmalı, uluslar arası bir boyut kazanmalıdır."

Türkiye'de Mehmed u00c2kif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil gibi büyük edebiyat üstatları, seçkin sanatkarlar sırf İslam'a bağlı oldukları için bir kısım edebiyat sanat çevreleri tarafından görülmedi, adları anılmadı. Onların bu kayırmacılığına, insafsızlığına, haksızlığına karşılık bugün bu şahsiyetler hatırlanıyor, vefat edenler rahmetle anılıyor. Yaşayanlar için saygı toplantıları, sempozyumlar yapılıyor. Bu durum, kültür sanat alanındaki vesayetin kırıldığını gösteriyor. Hiç kimse inkar etmeye kalkışmasın bu güzel gelişme, bu hükümet zamanında olmuştur. Bu iktidar dünyadaki masumları, mağdurları, mazlumları koruduğu gibi, ülkemizde de dışlanan, horlanan ve yok sayılan kültür sanat adamlarını aziz milletimizin önüne çıkarmış, yaptıkları büyük hizmetleri hatırlatmıştır. Dolayısıyla siyasu00ee görüşü, kanaati ne olursa olsun vicdan sahibi herkes, bu ulvu00ee hizmetleri takdir etmek zorundadır. Etmiyorsa, bu onun kusuru, eksiği, noksanıdır. Ama güneş gibi ortada olan muhteşem hizmetlere gözlerini kapayanlar, karanlıkta kalmaya mahkumdur. Onlar sadece eleştirecek, güzeli, iyiyi, hayrı göremeyeceklerdir. Ne diyelim? Aslında bu iflah olmaz ümitsizlik, bu müzmin karamsarlık bir hastalıktır. Allah onları bu illetten korusun.

Gecede büyük ilgi gören, etrafında gençlerden bir sevgi halesi oluşan Nuri Pakdil'in konuşması büyük heyecan uyandırdı. Hele selamı unutulacak gibi değildi. Bana Fethi Gemuhluoğlu'nun selamını hatırlattı. Herkesi şu sözlerle selamladı: "Sizi antiemperyalist, antikapitalist, anti nasyonalist, antisiyonist, anti firavunist duygularla selamlıyorum." Saygı Ödülü'nü alan Nuri Pakdil ustamızı, Şiir Ödülü'ne layık görülen Hüseyin Atlansoy'u, Hikaye Ödülü verilen Güray Süngü'yü, Fikir ve Araştırma'da takdir edilen Prof. Gülru Necipoğlu'nu ve Prof. İsmail E. Erünsal'ı kutluyorum. Emekleri büyük, hizmetleri çoktur, sağ olsunlar. Mustafa Karaalioğlu'nun şahsında Star Gazetesi yöneticilerini tebrik ediyorum. Bu büyük ödülün sponsoru olan Ethem Sancak ve Sancak Holding yöneticileri de hayırla anılmalıdır. Var olsunlar.