Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.77
Gram Altın
2965.80
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Nisan 2017

Nebevi Vasiyet

Vasiyet; çoğunlukla ölümü ve sonrasını çağrıştıran bir kavramu2026

Modern zamanlar için soğuk kavramlardan biridir de diyebilirizu2026

Öyle ki, inananların bile bunu fazlaca telaffuz ettiklerini söyleyemiyoruz...

Artık ölümü çağrıştırıcı her şey insanlara ürkütücü ve sıkıntı verici geliyoru2026 Bu bağlamda kendi vasiyetimizi konuşmanın zor olacağını düşünerek sözü Hz. Peygamber (sav)'in vasiyetine getirmek istiyorumu2026


Gerçekten O'nun ümmetine vasiyeti neydi?


Aslında O'nun hayatının tamamı bir vasiyet manzumesi idiu2026


Bu bakımdan O'nun vasiyetini hayatının bütünlüğü içinde okumak gerekiyoru2026 O bütünlüğü bozmadan, bölmeden, bağlamından koparmadan almak zorundayız. Ancak bir makalenin hacmine bunu sığdırmak mümkün olmadığı için O'nun dünya hayatındaki son günlerinde sunduğu vasiyet manifestosundan bir demet seçtik, onu paylaşacağızu2026


Kuşkusuz bu konuda ilk akla gelen Veda Hutbesidiru2026 Yüz bini aşkın bir kitleye irad edilen bu hutbe, çerçevesi, içeriği, üslubu itibarı ile gerçekten evrensel ve erişilmez bir vasiyettir. Bu vasiyet sadece iman edenlere değil, tüm insanlara yönelik bir mahiyet arz ediyoru2026 Hutbede yedi defa vurgulanan "Ey insanlar!" hitabı bu gerçeği gözler önüne seriyor. Bu hutbeden üç ay sonra Efendimiz (s.a.v)'in vefat ettiğini biliyoruzu2026


Ahlak, adalet, vahdet, hakikat, hidayet içeren bu muhteşem metin adeta İslam'ın sonuç bildirgesiydi. Özellikle diyordu ki:


"Şunu iyi bilin ki cahiliye dönemine ait her şey ayaklarımın altındadır. Artık hiçbirinin geçerliliği yoktur."


Hiçbir cahili anlayış, kavrayış ve davranışa geçit yoku2026 Şimdi O'nun ayakaltı ettiğini kim el üstünde tutabilirdi? Cahiliye çıkışlı tüm eylem, söylem, yöntem, kuram, durum, tutum merduttuu2026


"Benden sonra sakın cahiliye uygulamalarına dönüp birbirinizin boynunu vurmayın."


Asabiyetlere, aşırılıklara, fanatizme, fırkacılığa, bağye yer yoktuu2026 Müslümanların kardeşliği, birliği esastıu2026


Vefatına yakın toprağın altındaki dostlarını daha sık ziyaret ediyorduu2026 Önce Uhud şehitlerine uğradı, gözyaşları içinde onları selamladı:


"Esselamu aleykum ey Uhud şehidleri! Siz bizden önce gittiniz. İnşaallah biz de size yetişeceğiz." Hemen sonrasında Cennet'ül-Baki'de medfun olan ashabını ziyaret etti; artık yeni yurdu için gün sayıyordu. Zaten O (s.a.v) ölümle hep barışık yaşadıu2026 O sıra Mescitte bekleşen ashabının yanına çıktı, özlemle cemaati süzdü, onlarla ilgili kaygılarını dile getirdi.


"Ben sizlerin benden sonra şirke döneceğinizden korkmuyorum. Fakat size dünyanın kapıları açılır ve dünyanın aldatıcılığına kapılıp birbirinizi kıskanırsınız. O kıskançlıkla birbirinizi öldürmeye kalkarsınız diye korkuyorum." (Buhari)


Nitekim korkulan oldu. Çok geçmeden tüm zamanların en büyük bozucusu dünyevileşme bu ümmete sirayet edecektiu2026 Bu tehlikenin farkında olan Rasulullah (s.a.v) ölüm döşeğinde bile örnekliğini sürdürdü. Ümmetini dünyevileşme fitnesine karşı uyardı. Vefatından bir gün önce, baygınlık halinde kendine gelir gelmez yanında bulunan yedi dinarı infak etmeden rahat etmediu2026 Kölelerini azad ettiu2026 Silahlarını Müslümanlara hibe ettiu2026 Son gece lambasına koyacağı yağı kalmadığı için Hz. Aişe, komşusundan ödünç almak zorunda kaldı... Zırhı da hala borcuna karşılık bir Yahudi'de bulunuyorduu2026


Ondan geriye kalan ne mal-u mülk, ne servet-ü samandı; sadece birkaç kap, bir de Kitap'tıu2026


Tüm yaşamı boyunca kendisinden sonrası için şu üç cümleyi hep vasiyet etmişti:


"Size bir emanet bırakıyorum, siz ona sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiçbir zaman şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın kitabı Kur'an'dır." (Buhari)


"Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum, onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitab'ı ve benim Ehl-i Beyt'imdir." (Müslim)


"Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetçe sapıtmayacaksınız. Allah'ın kitabı ve Rasulü'nün sünneti." (Muvatta)


Evet, O'ndan bize kalan düşünce dünyamızı inşa edecek, hayata bakışımızı netleştirecek Kur'an'dıu2026


Nasıl yaşayacağımızın sade ve sahih adresi Sünnet'tiu2026


Yaşayan İslam'ın nezih ve necip modeli Ehl-i Beyt'tiu2026


Hayatın keşmekeşinden kurtuluşun pusulası ise Siyer-i Nebi idiu2026


O (s.a.v) Refik'i u00c2la'ya yürümeden önce ağır hastalık günlerinde vasiyetini sürdürmeye devam ediyordu. Bir ara ev halkını topladı, mübarek dudaklarından şu cümleler terennüm etti:


"Ortalık kızıştı. Karanlık gece fırtınaları gibi fitneler geliyor. Vallahi bana karşı ileri süreceğiniz hiçbir dayanağınız bulunmuyor. Ben Allah'ın kitabı Kur'an'ın helal kıldığını helal, haram kıldığını haram kıldım. Ey kızım Fatıma! Ey halam Safiye! Allah katında makbul olacak amellerde bulununuz. Bana güvenmeyiniz. Çünkü ben sizi Allah'ın gazabından kurtaramam." (İbn-i Sa'd / İbn-i Hişam)


Kulluk bilincini işliyorduu2026 İmtiyaz yoku2026 İltimas yoku2026 Velev ki peygamber kızı olsa bileu2026 Herkes kendi kesbi ile gidecektiu2026 O halde herkes yarın için önceden ne gönderdiğine baksınu2026


Sonra Hz. Fadl ve Hz. Ali'den aldığı destek ile mescide geçti, hüzünlü ve meraklı bakışlar altında ashabına şöyle seslendi:


"Ey insanlar! Duydum ki vefat edeceğimi düşünüp telaşlanıyormuşsunuz. Hangi peygamber ümmeti içerisinde ebedi kaldı ki ben de kalayım. Biliniz ki ben yakında Rabb'ime kavuşacağım. O'na siz de kavuşacaksınızu2026 Ben size şefkatli ve merhametliyim. Sizler yine bana kavuşacaksınızu2026 Buluşacağımız yer, kevser havuzu kenarıdır. Her kim Kevser havuzu kenarında buluşmak isterse elini ve dilini lüzumsuz şeylerden sakınsın."


Sonra saflara döndü ve tekrar seslendi:


"Dikkat ediniz! Sizden önceki kimseler, peygamberlerinin ve salih kişilerin kabirlerini ibadethane haline getirirlerdi. Sizler sakın kabirleri ibadethane haline getirmeyiniz. Sizi böyle yapmaktan men ederim."


Sonra vasiyet ve nasihatin konusu ve tonu değişti:


"Kimin sırtına vurmuşsam, işte sırtım! Gelsin vursun, hakkını alsın. Kimin malından almışsam işte malım, gelsin alsın! Sakın hakkı olan kişi "Ben kısas istersem Allah Rasulu bana darılır." diye düşünmesin. Biliniz ki benim yaradılışımda hakkını isteyene darılmam diye bir şey yok. En sevdiğim insan bende hakkı olup da isteyebilen veya helal eden insandır. Ben kimsenin hakkı boynumda olduğu halde Allah'ın huzuruna çıkmak istemiyorum." (İbn'ül Esir)


Kul hakkına, emeğe, alın terine, insan onuruna saygı esastıu2026 Bu esasın en üst düzeyde hassasiyetini taşıyan Hz. Muhammed'diu2026 İnsanların kıl kadar haksızlığa uğramayacakları bir güne giderken üzerinde kul hakkı olduğu halde gitmek istemiyorduu2026 Yani kendi hakkını değil ötekinin hakkını önceliyorduu2026


O sözlü vasiyetinin yanı sıra fiili vasiyetini son anına kadar ısrarla sürdürdüu2026


Hastalık günlerinde Bizans üzerine yürüyecek Üsame ordusuna sürekli hareket emri veriyordu:


"Ey insanlar! Üsame ordusunu yola çıkarınız."


İstiyordu ki kendisi Refik'i u00c2la'ya yürürken ümmeti de Allah yolunda yürüsünu2026 Yeryüzünün barışı, beşeriyetin kurtuluşu için hep hareket halinde olmayı vurguluyordu.


Nitekim bu vasiyetin bilincinde olan ilk halife Hz. Ebubekir, Rasulullah'ın vefatından sonra seferin ertelenmesini isteyenlere karşı şöyle diyordu:


"Bilsem ki Medine'de yırtıcı hayvanlar beni parçalayacak ve yeryüzünde tek başıma kalacağım, yine de hiçbir şey beni Rasulullah'ın harekete geçirdiği orduyu göndermekten alıkoyamaz."


İşte bu vasiyet duyarlılığı ile oluşan sefer bilinci sayesindedir ki yüz bini aşkın ashabdan bugün kabri Mekke ve Medine'de bulunanların sayısı on bini geçmiyor. Geriye kalanı yeryüzünün dört bir yanına uzandıu2026


Ebu Eyyüb el-Ensari'yi Konstantiniyye surlarının dibine kadar getiren ruh bu vasiyette saklı idiu2026


O günün şartlarında Çin'e kadar yürüyüşünü sürdüren ve Çin'de vefat eden Vehb b. Kebşe'yi başka nasıl anlayacağız?


"Ya Rabbi karşıma şu uçsuz bucaksız deryayı çıkarmamış olsaydın senin ismini daha ötelere götürürdüm." diyen ruhu nasıl yorumlayacağız?


Tek kelime ile nebevi vasiyet, Rabbani talimat sürüklüyorduu2026


O (s.a.v)'nun kavlu00ee ve fiilu00ee vasiyetini izlemeye devam ediyoruzu2026


Ağır acılar içinde baygınlıklar geçirirken vasiyet ve nasihatlerini sıralıyorduu2026 Başı Hz. Aişe (r.anha)'nın kucağında, son anlarında tekrar uyarıyordu:


"Kölelerinize iyi davranın. Onlar hakkında Allah'tan korkun. Onları giydirin, doyurun. Sözlerinizi yumuşak söyleyin." (İbni Sad, Ahmet-Müsned)


Dünya yaşamının son anında iniltiler içinde zayıfların hukukunu korumak için çırpınıyorduu2026 Kölelerin kardeşliğine işaret buyururken sürekli onları vasiyet ve emanet ediyorduu2026


Bir diğer zayıfa da dikkat çekiyordu:


"Kadınlarınıza iyi davranın. Onların hakkında Allah'tan korkun."


İslam'a saldırının "İslam'da kölelik" ve "İslam'da kadın" üzerinden geleceğini çok iyi bilen Allah'ın Rasulü özellikle bu iki konuda Müslümanları uyarıyorduu2026


O'nun öğretisinde zayıflar ezilmeyecektiu2026 Şefkat ve rahmet Peygamberi kendisinden sonrası için de onları korumaya alıyorduu2026


Ey insanlar! Bana söylendiğine göre sizler peygamberinizin öleceğinden korkuyormuşsunuz. Benden önce gönderilip de kavmi içinde temelli kalmış bir peygamber var mı ki ben temelli kalayım. İyi bilin ki ben de Rabbime kavuşacağım, sizler de kavuşacaksınız. Sizlere ilk muhacirlere hayırlı olmanızı, onlardan da birbirlerine karşı hayırlı olmalarını istiyorum.


Sizlere Ensar'ı emanet ediyorum. Allah'tan sakınmanızı ve onlara karşı iyi davranmanızı istiyorum. Biliyorsunuz ki onlar mallarını bizimle paylaştılar. Sizlere darlıkta da bollukta da yardım ettiler. Onlar bana sırdaş ve sığınak oldular.


Ey Muhacirler! Sizler çoğaldınız, başka insanlar da çoğalacaklar. Ensar ise azaldı. Git gide daha da azalacaklar. Gün gelecek yemeğin içindeki tuz gibi olacaklar. Onlar üzerlerine düşen sorumluluğu fazlasıyla yerine getirdiler. Kendilerine ancak mükafatlarının verilmesi kalmıştır. İçinizden birisi işin başına geçer de istediği bir kişiye fayda ve zarar verebilecek güce erişirse Ensar'a iyilik etsin, kötülük edenlerin kötülüğünü affetsin."


Vasiyetin ana teması sadakat ve vefa idiu2026 Çoğunluk azınlığa tahakküm etmeyecektiu2026 Gücü elde edenler, güçsüzleri görmemezlikten gelmeyeceklerdiu2026 Merhamet, adalet, sadakat, ihsan İslam'ın insanının temel vasıflarıydıu2026


Efendimiz (s.a.v) sonsuz esenliğe yürürken sadece kendi cennetini düşünmüyor; geride köle, kadın, Ensar için güvenlikli bir dünyanın inşasına çırpınıyordu.


Daha sonra konuyu değiştirip;


"Allah bir kulunu dünya nimetleri ile kendi katındaki nimetler arasında tercihte bıraktı. O kul da ahireti, Allah katında olanları tercih etti." dedi. (Buhari)


Bu cümle ile birlikte Hz. Ebubekir (r.a) ağlamaya başladı. Rasulullah'ın ne demek istediğini anlamıştı. Ama yapabilecek bir şey yoktuu2026


Ümmü Eymen de ağlıyordu. Yanındaki birisi:


"Ağlama, o seçimini yaptı." dedi. Yaşlı gözlerle Rasulullah'a bakan ve Fatıma'yı teselli etmeye çalışan Ümmü Eymen:


"Biliyorum o seçimini yaptı. Ama nasıl ağlamam ki! Artık vahiy kesilecek, ona ağlıyorum." dedi. Kur'an bilinci bu insanların iliklerine işlemiştiu2026 Gök sofrasından inen nimetlerin kesileceğine yanıyorlardıu2026


Hz. Peygamber (s.a.v)'in vasiyetinin en çarpıcı sahnelerinden biri de namaz vurgusuydu:


"Namazlarınıza dikkat edin! Namazlarınıza devam edin!" (İbni Mace) diyerek adeta inliyorduu2026 Ezan okunmuş, ashab mescitte toplanmış, namaz için O'nu bekliyorlardı. Ama O baygın ve bitkin halde idi. Namaza çıkmak için üç defa çırpındı fakat takati yoktu, çaresiz şöyle seslendi:


"Ebubekr'e söyleyiniz namazı o kıldırsın!"


Aişe (ra):


"Ey Allah'ın Rasulü! O çok yufka yüreklidir. Ağlamaktan namazı kıldıramaz. Senin makamında durup namaz kıldırmak ona çok ağır gelir. İzin ver Ömer kıldırsın." dedi. Efendimiz kararını değiştirmedi. İmam ve cemaat gözyaşları içinde namaza durdularu2026 Hastalığın acısına mescide gidememenin acısı da eklenmiştiu2026 Kendini zorluyordu ama olmadı, Hz. Aişe (r.a)'den kapının perdesini açmasını istedi, açık kapıdan namazda olan ashabını seyretmeye başladı. Cemaat kıyamda idi. Peygamberimiz (s.a.v) gülümsedi, yüzü ışıl ışıldı. Ümmetini namazda görmek O'nu ferahlatmıştı. Bir ara vücudunda hafiflik hissetti. Hz. Ali ve Hz. Abbas'tan destek alarak mescide kadar çıktı. Ayakta duracak mecali yoktu. Ebubekr'e tabi oldu, oturarak namaz kıldı.


Ölüm döşeğinde bile mescide sığınıyoru2026 Namaz ve cemaat ikliminde inşirah ve itminan buluyordu. Ashab nereden bilecekti ki bu geliş Rasulullah'ın mescide son gelişiydiu2026


Evet, başta da ifade ettik, O'nun hayatının tamamı vasiyettiu2026


Sanki son günlerinde bu vasiyetini özetlemiştiu2026 Hafızalara ve hayatlara işlenmesi için tüm hassasiyetini göstermiştiu2026


Hülasa, işte Nebevu00ee vasiyetu2026


Peki, bizim vaziyet!?