Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ekim 2024

​Nebevi öncelik

Kuşkusuz yeryüzünün en güzel örnekliğini taşıyan Hz Muhammed'in (sav) yaşamında öne çıkan öncelikleri bilmek mecburiyetimiz var… O’na (sas) ümmet olma sorumluluğunu sürdürebilmek için O'nun öncelikleri ile bizim önceliklerimizin örtüşmesi gerekiyor... Çünkü kişinin duruşunu ve onurunu belirleyen öncelikleridir... Bu bağlamda Allah Resulünün (sav) belirgin bazı özelliklerini paylaşmak istiyorum.

1) O’nun (sas) en bariz önceliği davası idi. Tüm hayatını adadığı bir yüce davası, ulvi bir derdi vardı... İlay-ı kelimetullah davası… Bu hedefinden, son nefesine kadar, zerre kadar sapmadı, asla geri adım atmadı... Tüm zorlukları göğüsledi, ilkelerinden hiçbir zaman taviz vermedi kimseye boyun eğmedi. Mekke'nin en zor günlerinde, sonucu nereye varırsa varsın, davasını korkusuzca haykırdı... Allah'a yemin ederim ki Güneşi sağ elime, Ay'ı da sol elime koyacak olsalar; ben yine de bu davadan vazgeçmem. Ya Yüce Allah bu dini üstün kılar, yahut da ben bu yolda ölürüm dedi. (İbni Hişam İbni Esir) Tevhid davasının tavizsiz ve kusursuz rehberiydi O (sav).

2) O’nun (sav) son nefesine kadar önceliği ukba yani ahiret idi… Sonlu dünya yaşamının sonuçları ile kendini asla sınırlamadı... Sonsuzluk yurdunu sürekli önceledi. Bu bağlamda sade yaşamından asla ödün vermedi... Bir defasında “Hazreti Ömer (ra) hasır üzerinde tenindeki izleri görünce gözyaşlarını tutamamış, ey Allah'ın Resulü kisralar, kayserler saraylarda yaşarken sen hasırın üzerindesin.” Efendimiz (sav) Ömer'e cevaben; “İstemez misin ya Ömer dünya onların ahirette bizim olsun.” (Ahmet Bin Hanbel, Müsned)

Başka bir seferinde Dünya ile benim ne alakam olabilir ki ben bir yolcu gibiyim bir ağacın altında gölgelenen bir yolcu; sonra da orayı terk edip yoluna devam eden… O (sav) şunu çok iyi bilir ve uyarıyordu; “ Bu ümmetin helak ve hüsranının dünyevileşmekten olacağını sürekli ahiret öncelikli sade bir yaşam öneriyordu.” Hem ehl-i beytine hem ashabına hem de ümmetine asla esneklik göstermediği özelliklerinden biri bu idi...

3) O’nun (sav) önceliği yüce ahlak idi… Allah (cc), O’nu (sav) bu önceliği ile tanımlıyordu. “Muhakkak ki Sen pek yüce bir ahlak üzeresin.” (Kalem, 4) O’nun (sav) önceliği siyasi, askeri, iktisadi, içtimayı, fiziki güç değil; ahlaki güç idi... En büyük sermayesi yüce ahlakı idi. Bu ahlak ile yürekleri ve yurtları fethetti. “Ben ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta)

Dost ve düşman hiç kimse bugüne kadar onun ahlakı ile ilgili olumsuz bir cümle kurabilmiş değildir. Çünkü Hz Aişe (r.anha) annemizin ifadesi ile “O’nun (sav) ahlakı Kur'an'dır.” Nasıl ki Kur'an benzersiz ise Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin ahlakı da benzersizdi. Evet O (sav) yürüyen Kur'an'dı.

4) O’nun (sav) ahlâkı ötekilerdi… O (sav) asla kendisi için yaşamadı, kendini öncelemedi, derdi hep ötekilerdi... İster Müslüman ister gayrı müslimler olsun kendini şöyle ifade ediyordu; “Benim ve Sizin durumunuz ateş yakıp da ateşe böcek ve kelebekler düşmeye başlayınca onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer, ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum; siz ise benim elimden kurtulmaya ateşe girmeye çalışıyorsunuz. (Müslim)

Rabbi de O’nun (sav) şefkatine dikkat çekiyordu. “And olsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir, O size çok düşkün müminlere çok şefkatli ve çok merhametlidir.” ( Tevbe, 128)

Sadece müminlere mi merhametli? Müşriklere de acıyordu, iman etmediler diye aşırı üzülüyordu; neredeyse kendini tüketecek boyutlarda… Allah(cc) ona teselli veriyordu; “Resulüm, onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin.” (Şuara, 3)

İşte Yüce Nebi’nin (sav) öncelikleri…

Biz bunun neresindeyiz?