Ne Yapıp Edip Bir Beraber Olmalıyız
Tekrar söyleyeyim "Ümmet olarak bu perişan halimiz, ne düşmanımızın güçlülüğünden, ne de bizim güçsüzlüğümüzdendir. Düşmanın aramıza soktuğu bin bir fitne ile tefrikaya düşmemiz ve gücümüzün dağılmasındandır." Bu perişan halden, işgal, katliam, sömürü ve talandan kurtulmanın tek çaresi, yine birlik beraberlik içinde cemaat olup güzümüzü toplamamızla mümkündür.
Düşman çok daha iyi biliyor ki, fiziki güçlerle, ordu ve silahlarla, bu ümmeti alt edemez. Tek çaresi var gücünü dağıtmak. Tarih boyu de bu hep böyle olagelmiştir. İslam ümmeti mertçe bir savaşla, asla düşmanına mağlup olmamıştır. Sürekli kendi arasındaki ihtilafların iftiraka dönüştürülmesi, birbirine düşürülmesiyle kaybetmiştir.
Ayetler, hadisler, peygamberimiz (sas) ve tüm peygamberlerin (as) hayatları, hatta eşyanın tabiatı bizi bir ve beraber olmaya, cemaat olup güçlerimizi birleştirmeye çağırıyor. İşte birkaç hadis daha:
"Ümmetim dalalette asla birleşmez. O halde cemaate bağlı kalmaya dikkat edin. Şunu iyi bilin ki, Allah'ın (yardım) eli cemaatin üzerindedir." (Zevaid, 5/218)
Özellikle Kur'an ve Sünnet merkezli İslami bir eğitim ve terbiyeden geçmiş bireylerin oluşturduğu bir topluluk, yanlışta birleşmez. Yanlış yapsalar da bu kasıtlı olmaz. Kaldı ki Kur'an ve Sünnet ilkelerine uygun bir şekilde, istişareyle karar alıp hareket eden bir topluluk, hata etseler de Allah (cc) o hatayı hayır ve bereketlere tebdil edebilir.
Müçtehidin içtihadında isabet etse iki, hata etse bir sevap alması gibi, cemaatin kararları da; istişareyle aldığı kararlarda isabet ederse iki misli, hata ederse bir misli bereketlenir diyebiliriz. Hadisi şerifin son kısmı bu müjdeyi vermektedir. Allah (cc) ın yardımını hak etmek istiyorsak, bir beraber ve cemaat olmak zorundayız.
"Üç kişi bir mecliste olup ta cemaatle namaz kılmazlarsa şeytan onları mağlup etmiştir." (Buhari)
Resulullah (sav) Bir mescitte namaz kılma müddetinde dahi ayrı ayrı değil, bir ve beraber olmamızı emretmektedir. Ayrılık gayrılığın şeytan ve şeytani güç kaynaklı olduğuna işaret edilmektedir. Ayrılanların şeytana yenik düştüğü ifade edilmektedir. Bu da demektir ki şeytanlara, şeytani güçlere karşı galip gelmemiz, bir ve beraber olmakla mümkündür. Şu halde iyi düşünelim ve karar verelim. Uzun zamandan beridir, şer güçlere ve şeytanlara karşı galip gelip, ayağa kalkmak mı istiyoruz, mağlubiyetimizin devam etmesini mi?
"Üç kişi yolculuğa çıktıkları takdirde, mutlaka başlarına birilerini emir tayin etmelidirler." (Ebu Davud, 2241)
Evet, namaz kılarken birlik beraberlik içinde olmaku2026 Bir yolculuğu çıktığımız da birlik beraberlik içinde olmaku2026 Ticarette, siyasette, ilimde irfanda, eğitimde kısaca hayatımızın her alanında bir ve beraber olmak, Allah (cc) ve Resulünün (sav) emridir.
Kaldı ki buradaki yolculuğu sadece seyahat olarak anlamayalım. Hayatımızın tamamı, Rabbimize kulluk yolculuğudur. Ve hayatımızın her alanında bir ve beraber olduğumuz oranda, başarılı olur ve kulluk imtihanını kazanırız. Ayrılığa düşüp dağıldığımız oranda ise, başarısız olup imtihanı kaybederiz.
"Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O'na varacaksın." (İnşikak 84/6)
İbnu Ömer (ra) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) omuzumdan tuttu ve buyurdu ki: "Bu dünyada ya bir garip veya bir yolcu gibi ol" İbnu Ömer (ra) bu hadise binaen, şöyle diyordu: "Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap." (Kütübi Sitte, Buhari, Rikak 2; Tirmizu00ee, Zühd 25, 2334) Tirizinin rivayetinde, "yolcu gibi ol" sözünden sonra şu ziyade var: "Kendini kabir ehlinden say"
Hadisi şerifte birlik beraberliğin de rast gele bir araya gelen kuru kalabalıklar değil, planlı programlı ve emir komuta zinciri içinde olması gerektiğine de işaret vardır. Özellikle bir emirin/idarecinin kontrolünde olması gerektiği ifade edilmektedir. Çobansız sürüler misali darmadağın şu halimizden kurtuluş ancak böyle mümkündür. Selamu2026 Duau2026