'Ne olacak bu tarikatlar?'
Yazıma başlamadan, önce şunu
belirteyim; kadını ve çocukları istismar eden her nereye ait ise Allah belasını
versin! Hele bu
son zamanlarda, bazı sapıklıklar üzerinden, İslam’a saldırılmasına sebep olan
alçakların hem burada hem de ötelerde Adil-i Mutlak kat be kat belasını versin…
Ahlaksızlığın ve alçaklığın adresi ve aidiyeti olamaz!.. Beyinle değil, et parçasıyla düşünenler, hangi kimliği taşırlarsa
taşısınlar eserleri ahlaksızlık olur… Yeri
gelmişken: Tarikatlarda; tertemiz yollarda, tertemiz yol alan gönül erlerine
selam olsun; ahlaksızlıkla davaya zarar verenlere ise lanet olsun...
İstisnalar
hariç; gazete diye porno yayın yapmış olanlar, sinema diye kadın pazarlayanlar;
kadının analığını, şefkat kahramanlığını, özelini ayaklar altına alanlar;
nefret ettikleri Allah’ın cennetini ananın ayakları altından çekip alanlar,
dizi diye kadını sadece bir meta gibi, aksesuar gibi kullanmış olanlar, pavyon
ve barlarda kadın vücudunu içkilerinin yanına meze yapanlar, gözü araştırmada
ve laboratuarda değil de kadın vücudunda dolaşan karanlık akademisyenler ve
siyaseti hiçbir canlıya faydalı olmamış bazı politikacılar çıkmış: “Ne olacak
bu tarikatların hali?” diye salya akıtıyor din düşmanlığını dandik şeyhlerin ve
hocaların arkasına saklıyorlar… Kadını
istismar eden, şalvarlı sözde hocaya da, kravatlı sapığa da lanet olsun!...
Ahlaksızlığı ne kravat nede cübbe masum ve mazur gösteremez!
“Ne
olacak bu tarikatların hali?” diye İslam Düşmanlığını gölgelemeye çalışan
gerici yobaz: Belki de bir tezgâh ve kurgu olan o göbeğe yazı yazan ahlaksız
heriften önce siz ruhlara, gençlerin göz bebeklerine batının her pisliğini
yazmayı marifet saydınız... Sokakların ve
caddelerin göbeğine porno afişlerini yazdınız, cennetlik anaları ve edepli
kızları utandırdınız!... Televizyon ekranlarına dansözle şehvet yazdınız…
Alpaslanları, Selahaddinleri doğurabilecek karakterdeki kızlarımızın
duygularını öyle olumsuz yazdınız ve öyle karaladınız ki şimdi onlardan
doğanlar her canlıya gözünü kırpmadan zarar verir ve haramdan lezzet alır hale
geldiler… Merhamet ve sevgi, tasını tarağını toplayıp gitti; gözleri fal taşı
gibi şehvet ortada kaldı… Kadının giyinmesine fırsat vermediniz; soydukça
soydunuz, soydukça soydunuz… Evet, kendini
hoca ve şeyh diye tanıtan o sapıklardan önce siz bu toplumun zerrelerine
şuurlarına ahlaksızlığı öyle bir yazdınız ki; sanat diyerek kandırdınız, muasır
medeniyet diye yutturdunuz…
Her
türlü ahlaksızlığı yapan ve çirkin yollar planlayan bu azgın yaratıklar, Allah’ın
rızasını kazanmaya çalışanların içinden çıkan birkaç çürük yumurtayı, dandik
şeyh ve hocaları bahane ederek saldırırken, aslında bal gibi biliyorlardır; her
yerde, her düşünce ve inançta mutlaka namussuz alçak insanlar çıkar ve kıyamete
kadar da çıkacaktır... İşin garibi; “Ne olacak bu tarikatların hali?” diye
çirkin ağızlarını açanlar gırtlaklarına kadar pisliğe batmış durumdalar… Bazı kravatlı modern görünümlü sapıklar,
plazalarda ne çirkin emellerini yazarak, kaç kadının göbeğini hayattan
kesiyorlardır Allah bilir… Her bahane ile sözde hocalar üzerinden İslam’a
saldırmaktan asla geri durmayan sapıklar; “Ne olacak bu tarikatların hali?” zırvası ile
dikkatleri kendi pisliklerinden başka yönlere çevirmekte çok mahirler…
“Ey ahlaksız herif! Sana ne? Seni ilgilendiren
ne var ki? Zaten senin dinle falan ilgin yok! Kendilerini Allah’a ulaştıracak bir yol gayreti içinde olanları bırak;
şeytanın rızasında zirve yapmak isteyen ahlaksız alçaklara bak… Bak adamlar,
şeytanlıkta kıdemli olmak için kendilerine bir nevi tarikatlar yani yollar
açmışlar, ahlaksızlıkta yarış halindeler… Eşcinsellikte kendilerine yol açmış
ve taraftar edinmek için tam gaz ilerliyorlar. Hiç diyor musun; ne olacak bu homologun
sonu? Ne olacak gençliğimizin ahlakını bozan hainlerin sonu? Ne olacak bu
şişelerin dibine dalanların sonu? Ne olacak sevmenin ne olduğunu hiç
bilmedikleri halde güya aşk senaryoları yazıp ve çekip yuvaları sarsanların
sonu? Ne olacak İslam ve ahlak düşmanı yapımcıların senaristlerin ve
sinemacıların sonu? Hiç şunu soruyor musun; bütün nimetlerden faydalanıp, Allah’ı
tanımayan inadına şirk içinde yaşayan bu zındıkların sonu ne olacak? Soruyor musunuz;
şiddet gösteren erkeklerin ve şımarmış kadınların sonu ne olacak? Hiç soruyor musunuz;
İstanbul Sözleşmesi ile boynuna ilmik geçirilen aile hayatının ve boynu bükük
kalan çocukların sonu ne olacak? Gırtlaklarına kadar pisliğe batmış olanlar,
bari başkalarının pisliği ile uğraşırken az birazcık utanabilseler…
Alınan
ders: Hoca ve şeyh görünümlü sapıklardan uzak durmamak ter temiz dinimize
saldırılara sebep oluyor. Uyanık olun ve çirkin ağızları açtırmayın!...