Ne mutlu sadece rıza-i bârî için iş yapanlara!..
İhlas, bütün ibadetü
taatı ve bütün hayrü hasenatı sadece ve sadece Allahü Teâlâ’nın rıza-i bârîsini
kazanmak için yapmaktır. İhlâs, amelin özü olup, ibadet ve duanın kabulünde
olmazsa olmazdır. Çünkü mesela amel beden ise, ihlas ondaki ruhtur. Ruhsuz
beden olmadığı gibi ihlassız amel de olmaz. Buna göre; bütün amellerin Allah
rızasını kazanmak için yapılması şarttır. Evet, ameller, ancak ihlas ile
ulviyet kazanır ve ibadet vasfını kesbeder. İhlas ile yapılan normal bir iş
ibadet sayılırken, ihlassız yapılan bir ibadet ise, ibadet olma vasfını
kaybeder. Bu sebeple; Allahü Teâlâ’nın katında, amellerin kabul olmasının ve
değerlendirmeyi hak etmesinin temel şartı ihlâstır. İhlassız yani samimiyetten
uzak yapılan yapılan bir amel, sahibine fayda yerine zarar verir.
İhlası
kazanmak ve kazandıktan sonra muhafaza etmek için İslam büyüklerden 8 tavsiye:
1-
İman. İhlası kazanmanın en başta gelen
şartı; hiçbir zaman Allahü Teâlâ’yı unutmamak, her an ve her yerde O’nun
kontrol ve gözetimi altında bulunduğumuzun bilincinde olmaktır. Allah’a gereği
gibi iman eden bir insan, O’ndan başka hiçbir güç olamayacağını bilir ve
O’n-dan başka hiç kimsenin hoşnutluğunu aramaz. Bu da kişiye, sürekli olarak
halis niyetle, katıksızca, sadece Allah’a yönelerek ibadet edebilmesini
kolaylaştırır.
2-
Takva. Allah’tan korkmak ve O’ndan korktuğu
için haram ve mekruhlardan sakınmaktır. Allah korkusu, ihlası kazanmanın en
sağlam ve en önemli yoludur. Allah’ın büyüklüğünü, kâinatı O’nun yarattığını ve
idare ettiğini; hayrın da şerrin de, iyiliğin de kötülüğün de O’nun kudret
elinde olduğunu; O dilemedikçe hiçbir şeyin olamayacağını bilen insan; rızası
aranacak olanın sadece O olduğunu anlar; dolayısıyla fânilere yaranmak için
gösterişi terk eder ve ihlas dairesinin dışına çıkmaz.
3-
Rıza-i bâri. Her yerde, her iştevehayatın
her anında; Allah’ın yüce rızasını kazanmayı kendine ana hedef haline getirmek
ve bu uğurda elindeki tüm imkânları seferber etmektir. İşte bu, kişiyi ihlasa
kavuşturur.
4-
İhlası bilmek. Dünya hayatında yaptıklarının
karşılığını ancak ve ancak Allah’tan bilip mükâfatını da sadece O’ndan
beklemektir. Dolayısıyla bir inasan; yaptığı ameli, Allah’ın rızası dışında bir
niyetle yaptığı takdirde, bunun karşılıksız kalacağını, hatta kendisine vebal
olacağını yakinen anlayınca, ihlasa sarılmaktan başka çaresinin olmadığını
anlar ve ihlasa sarılır.
5-
Aklını kullanmak. Akl-ı selim; insana, doğruyu
yanlıştan ayırabilmek için verilen çok büyük bir güçtür. İnsan, şayet hayatı
boyunca; nefsinin, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların vesvese ve
kışkırtmalarına karşı aklını kullanırsa ihlasa mecbur olduğunu çok çabuk anlar.
6-
Ölümü düşünmek. İhlası kazanmanın en önemli
vesilelerinden biri de ölümü çok düşünmektir. Çünkü böyle düşününce, dünyanın
fâni olduğunu, dünyaya imtihan için geldiğini, dünyadaki sınavın sonucunun
âhirette belli olacağını, gerçek mutluluğun da orada olduğunu ve bu mutluluğu
yakalayabilmek için, burada Allah’a ihlasla kulluk etmekten başka yol
olmadığını anlar.
7- Helal
lokma. Bu İlâhî emaneti, yani vücudu helal
gıda ile beslemektir. Zira helal gıdaya dikkat edilirse kalpler Allâh’ın emrine
itâat meyliyle dolar, vücudumuz hayır kaynağı olur ve ihlasa ereriz.
8-
Dünyaya aldanmamak: Hep mal, mülk, şan ve şöhret uğrunda
dünya ehli ile rekabet içinde olmak ihlasa çok zarar verir. İşte bu aldatıcı ve
alçaltıcı dünyanın kaç kuruşluk olduğunu anlayıp, bu faydasız rekabetten
kurtulan kişi, inşallah ihlası da kazanır.
Sonuç olarak hiçbir zaman unutmamalıyız ki; dünya da nimetleri de, hem aldatıcı hem de geçicidir. Bâki ve kalıcı olan şey; bizi -bu fâni dünyaya imtiman için- gönderen Allahü Teâlâ’nın sadece rıza-i bârisi için yaptığımız amellerdir. Biz, kıyamet günü; bu amellere ne kadar da çok muhtaç olacağız! Ah bir bilsek?.. Bunun için; her türlü iki yüzlülük ve riyadan tamamen kurtulup gerçek ihlasa kavuşanlara ne mutlu!..