Ne kadar çok denklem var anlamak zor
Türkiye büyük ülke. Bu konuda kimse endişelenmesin. Hem oyuncu, hem oyun kurucu özellikleri var. Bir anda yeise kapılıp bir anda umutların yeşerdiği başka bir yer, başka bir ülke var mıdır bilmiyorum? Bazen Pirenin deve devenin pire yapıldığını görüyoruz. Hainlerden kahraman, kahramanlardan hain türetilebiliyor. Dindarlardan ateist, ateistten dindar çıkabiliyor.
Aynı şekilde siyaset sahnesinde de durum aynı. Milliyetçi görünenlerden milliyetçi, sosyal demokrat geçinenlerden sosyal demokrat, halkçı geçinenlerde halk, Atatürkçü geçinenlerde Atatürkçü, muhafazakar geçinenlerde muhafazakarlık bulamayabilirsiniz.
Geçen haftanın gündemi Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklik konusunda yaptığı açıklamaydı. Bu açıklamanın ne manaya geldiğini çözme imkanımız olmadı. Geri adım atmak zorunluluğu ortaya çıktı. Ölçülüp tartılan bir açıklama mıdır? Yoksa ağza gelen bir söz müdür? Anlayan oldu mu bilmiyorum.
Fakat Meclis kulislerinde 'bu sözün zamanımıydı?' sorularını duydum. Gerçekten de bu çıkış 'üzüm yemek veya bağcıyı dövmek' bakımından çelişkili bir çıkış. Ağabey dediklerimiz yanlış yapmazlar. Fakat yanlış anlaşılacak tavırlar sergileyebiliyorlar galiba.
Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu sözün ardından laiklik vurgusu yapmak zorunda kaldı. Ateist söylemci laiklik yerine batının anladığı manada bir laiklik tanımlarını gündeme getiriyor. Bu açıklamalardan da anlıyoruz ki Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın laiklik çıkışının yeni anayasa çalışmalarını gölgede bırakması istenmiyor.
İsmail Kahraman MTTB döneminden bu yana Türkiye'nin önemli simalarından biri. Başkanlığını ve kuruculuğunu yaptığı STK'lar nedeniyle de sosyal, kültürel ve siyasi hayatın içinde lider konumunda . Kendisini Refah Partisi milletvekili ve Refah-Yol hükümetleri döneminde tanıdık. Bilgisi tecrübesinden çok istifade ettik. Yakın tarih olaylarını da dinledik. Sağ olsun bilgisini ve tecrübesini parlamento muhabirliği yaptığım dönemde bizim gibi insanlardan hiç esirgemedi. Yanılmıyorsam Hasan Ali Yücel'in çok güzel sesli bir mevlithan olduğunu ondan duymuştum. Yine bildiğim kadarı ile İsmet İnönü'nün eşi Mevhibe Hanımın dindarlığının hikayesini de İsmail Kahraman beyden duydum. O dönemde Fazilet Partisi Milletvekili idi. 2000 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında idi. Bir gün bugün muhalefet kulisinde sohbet ediyoruz. Konu Atatürk'ün dindarlığından açılmıştı. Başkan o zaman Mevhibe hanım üzerinden İnönü'yü daha dindar buluyordu. İtirazlarım olmasına rağmen şaşırmıştım. Oysa bizim gibi insanlar İnönü'yü pek sevmeyiz. Tercihte Atatürk taraftarıyızdır.
Niye anlatıyorum? İsmail Kahraman yeni anayasada laiklik konusunu gündeme getirdi. Durup dururken mi yoksa bir strateji ile mi? Samimi bir çıkış olduğunu düşünüyorum.
Şu an milletin ekseriyeti yeni anayasa ve başkanlık sistemine geçilmesini istiyor. Fakat Meclis aritmetiği ve gelişen siyasi durum tam aksi bir engel teşkil ediyor. Şu anda toplumun önemli bir kısmında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ciddi bir güven bulunuyor. Geçenlerde bir dostum anlattı. Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD'de bulunduğu sırada ortaya atılan kalp krizi iddiaları üzerinde kızı arayıp endişelerini aktarıyor. O dostum kızının aynı zamanda Erdoğan'ı sevmemesine rağmen endişelenmesine şaşırmış. Kızından mantıklı şeyler duyunca da sevinmiş. Yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sevenleri de sevmeyenleri de takdir ediyor. Ülkeyi yönetmesinden de memnunlar.
Eğer yakalanan bu olumlu hava yeni anayasa ve başkanlık sitemine geçiş için kullanılmaz AK Parti içinden ve dışından engellemelere takılırsa Türkiye kaybeder. Türkiye kaybederseu2026
Cuma'nın bereketi üzerinize olsun
