‘Ne işimiz var Kudüs’te !’
İşgal, zihinlerde başladı.
Muhacirlere de “Ne işiniz var, Anadolu’da!” diyerek İslam’a kinlerini kusuyorlar.
Tarihinden, dininden kopartılıp Batı’nın hayranı haline getirilen bir dünya ile karşı karşıyayız bugün. Baasçılık, mezhepçilik vahşi bir hayvan gibi İslam dünyasına salındı.
Ne işimiz var, Suriye’de !
Ne işimiz var, Libya’da !
Ne işimiz var, Bosna’da, Somali’de !..
Mehmetçiğe ‘lejyoner’ diyebilecek kadar dumura uğramışlar.
Depremzedeleri günler sonra ziyaret ediyor görünenlerle Esadzedelere de terörist diyenler de Arap Birliği gibi.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtı da Libya ile 27 Kasım 2019’da yapılan iki anlaşma da Kudüs’ü müdafaa harekatıdır.
Türkiye’nin güçlenmesinden en çok Siyonistlerin rahatsız olması Türkiye’nin önemini göstermiyor mu?
‘Suriye Demokratik Güçleri’ adı altında kurdukları ittifakı Türkiye’de de Türkiye Demokratik Güçleri adı altında kurmaları, hedefin bir ülke ya da bölge olmadığını tüm İslam coğrafyası olduğunu göstermiyor mu?
Kudüs’ün savunma hattı Bosna’dır, Libya’dır, Suriye’dir, Mısır’dır, Türkiye’dir. Ankara düşerse Kudüs, Mekke , Medine düşer.
‘ Ne işimiz var !’ diyerek zihinler işgal edildi. ‘
28 Ocak 2020’de Beyaz Saray’da Kudüs’ü İsrail’e bağışlama edasındaki Tramp’ı cesaretlendirenler Siyonistlerden daha çok işgal planını elleri patlarcasına alkışlayan Siyonist uşağı, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerin yöneticileridir.
Arap Birliği, ‘Yüzyılın Planı’nı reddetmiş. Bu sadece zevahiri kurtarmaya dönük Siyonist bir taktikten başka bir şey değildir.
Bunlar o kadar beyinsizler ki Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’na karşı çıktılar.
Suriye’de Esad, Libya’da Hafter, İsrail’in Filistin’de yaptığının aynısını yapıyor ama Arap Birliği’den ses çıkmıyor. 2 Ekim 2018’de Cemal Kaşıkçı’yı kelimenin tam anlamıyla yok ettiler. Arap Birliği’nden tık yok. Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Mursi’yi darbeyle indiren, sonra da öldüren Sisi’yi milyar dolarla ödüllendiren Arap Birliği değil mi?
Libya’da katilleri maaşa bağlayan Arap Birliği üyeleri Kudüs’ün işgalinden birinci derecede sorumludurlar.
Ulu Hakan Abdülhamit Han: “ Şehit kanlarıyla alınan vatan toprağı satılmaz.” derken krallık karşılığı topraklarını satan Arap Birliği’dir.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aralık 2019’da BM’de Filistin topraklarının adım adım işgal edilişini harita üzerinden anlatırken asında Arap Birliği denen yapının da ihanetini anlatıyordu.
Filistin’i de kendi içinde bölen yine bu ihanet odağıdır. 2006’da Filistin seçimlerinde yüzde 68 oy alan Hamas’a hükümeti kurma yetkisini vermeyenler, Hamas’ı terör örgütü ilan ettiler. İsrail’i ayakta tutan bu ihanet şebekesidir.
15 Temmuz’daki saldırı aynı zamanda Kudüs’e yönelikti. Darbeleri alkışlayan, ‘tiyatrolaştıran’ KHK’lar üzerinden teröristleri masumlaştırma çabasındaki güruhun ‘ Ne işimiz var ; Suriye’de, Libya’da, Kudüs’te !..’ çıkışına dikkat!
Siyonist İsrail küresel ölçekte planlanmıştır.
Türkiye’nin tek parti döneminde, darbelerde yaşananlarla İslam coğrafyasında din algısı ve Baasçılık birebir örtüşüyor.
Kudüs’ü işgal böyle başladı.
Sadece son on yıla bakmak bile kâfidir.
Arap Baharı denilen süreç iki ay içinde tüm bölgeyi kasıp kavurdu.
Tunus, 14 Ocak 2011
Mısır, 25 Ocak
Yemen, 27 Ocak
Bahreyn, 14 Şubat
Libya, 17 Şubat
Suriye, 15 Mart….
Türkiye, FETÖ’nün 28 Aralık 2011’de Uludere katliamı…
Mayıs- Haziran 2013’te Mısır’da Kahire’de Tahrir Meydanı, Türkiye’de, İstanbul’da Taksim Gezi Parkı olayları. Her iki meydanı da organize edenler aynı kişiler; Şimdi Gezi darbe girişiminden / teröründen yargılanıyorlar. 3 Temmuz 2013’te Muhammed Mursi’yi rehin alanlar, “ Yüzde 52 yetmedi.” kinayesiyle aynı oy oranıyla iktidara gelen Erdoğan’ı tehdit ettiler, tehditlerini sürdürüyorlar.