Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ne güzeldin Muş

Alparslan Üniversitesi, Serencam Yayınları’nın ortaklaşa düzenlediği “Muş Kitap Günleri’nde” yer almaktan onur duydum. ilk defa gittiğim Muş şehri bereketli. Kapılarına sonuna kadar açtı.

Heyecanla aldığım yolda, yeni baskıları çıkan kitaplarım görücüye çıktı. Üniversitenin kültür salonunda gerçekleşen fuarda, kültürel ve edebi eserler vermiş birçok yazar vardı.

Üniversite rektörü Mustafa Alican bey ve kıymetli hocalarımızla tanışmaktan mutluluk duydum. Sadece üniversiteye değil, bir şehrin kültür yapısına katkı sunan, yazar hocalarımız gençlik için ülkem için bambaşka bir güzellik.

"Bir derdimiz var o da kitaptan uzaklaşılmayan kitapla güzelleşen hayatlarımız olsun. Rektör hocamızla aynı davayı kuşandığımızı görmek de beni çok mutlu etti.

Muş gençleri için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum.

Üniversitenin bahçesindeki sakinlik, konukevinin rahatlığı derken çok tatlı iki gün geçirdim. Uzaklık göreceli bir kavram. Fuar merkeze 15 dakika uzaklıkta olsa da, "şehrin merkezinde olsaydı" diyenler de vardı. Fakat bu emek, üniversite farkındalığı, gençlere yakın olmak açısından önemliydi. Çabamız gençler okusun diye. Muş'u benim için güzel kılan çok önemli başka unsurlar da vardı. Öğrencim Nesrin Polat hanımefendinin bir resim öğretmeni olarak bu şehirde görev yapıyor olması gururumdu.

Muş Şehit Yücel Kurtoğlu Güzel Sanatlar Lisesi konferans salonunda sanat ruhlu gençler ,Fen ve Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin 800 civarı genci ile buluşmanın mutluluğunu yaşadım. Kalbimle cilaladığım her cümle gençlerin kalbine sirayet ediyordu.

Yüzlerce genç sükunet içinde dingin duru bir bakışla öyle güzel dinlediler ki zaman bitsin istemedik. Pırıl pırıl bir gençliğin yüzünde geleceğimizi okudum. Eksik bir şey varsa bizdendir, geri kalınmış ne varsa yetişkinlerdendir. Gençler samimi bir ahval ile gözleri gözlerimden ayrılmadı.

Sonrasında da kucaklaştık bol bol.

Program icrasında emek veren Nesrin Polat, Aslı ve Hanzele öğretmenlerime okul müdürü Turhan Sur hocama şükranlarımı sunuyorum.

Turhan Bey'in Muş tarihi ile ilgili sohbeti, misafirperverliği gönlümüze sürur oldu.

İkinci programımız, Muş İslami İlimler Fakültesi'nde idi. "Geçerken Dergisi Gençlik Topluluğu" önderliğinde öğretim üyesi Hasan Fahri Tan hocamın mihmandarlığında kutlu bir program icra ettik.

Oradaki şevk, dinleyen gençlerin verdiği enerji de beni benden aldı. Muş'un aklımda kalacak en önemli yanlarından biri idik bu gençlik.

"Hayalden Hakikate Okuma Kültürü" başlığı altında idi programımız.

Okumak, hakikati arayanlar için hayalleri gerçeğe dönüştüren sessiz ve en etkili eylemdir. İnsanın düşünce dünyasını özgürleştiren okumalar oturanı yürütür, yürüyeni koşturur." diyerek kalbi hakikat ile kalaylanan insanın yerinde duramayıp güzel işlere önderlik edeceğine dikkat çektik. Aynı zamanda okumanın boş zaman işi değil hoş zaman işi olduğunu da ifade ederek öğrencilerden gelen sorulara cevaplar verdik

Programda dekan yardımcısı Şirin Gül ve İl Müftü Yardımcısı Sibel Gül ÜLKER hanım bizlerle birlikte idi.

Muş Murat Köprüsü güneş batmadan evvel bir başka güzeldi. Suyun olduğu her yer bereketti. Kıyısında çay içmek, alanın hür ve görkemli yapısını temaşa etmek en güzel okumalardan biri oldu benim için.

Akşam serinliğinde seyir tepesinden Muş'a bakmak yıldız yıldızdı, gözlerimi kamaştırdı. Ulu Cami, Hacı Şeref ve Alaaddin Bey Camii huzura gark eyledi. Tarihi dokularına vakıf olduk. Eski yollardan geçip Kale mevkiine varmak, şehri dinlemek gönülce güzellikler sundu.

Etli yemekleri, üzümü damağımıza seslenirken ters lale vakti orada olamadığıma üzüldüm.

Muş Müzesinde, tarih içindeki Muş'a şahitlik ettik. Sultan Alparslan'ın atlılarla Malazgirt'e girişini hayal ettim. İmanı, cesareti Anadolu'nun yurt oluşunu, dalga dalga İslam'ın yayılışını hissettim. Sultan Alparslan'ın konuşmasını yanı başımda gibi dinledim:

"Alparslan, 1071’de Malazgirt Meydan Muharebesi’ne girmeden evvel bembeyaz elbiseler giydi ve; “Bu benim kefenimdir!” dedi. Yâni kendini cihan şöhretine değil, hâlis bir Iman vecdiyle şehîtliğe hazırladı. Askerine, harbe girmeden önce şu veciz hitâbede bulundu:

“Ya muzaffer olur gâyeme ulaşırım; ya da şehît olarak cennete giderim. Sizlerden beni tâkip etmeyi tercih edenler, tâkip etsin. Ayrılmayı tercîh edenler, gitsinler! Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur. Zîrâ bugün ben de sizlerden biriyim. Sizlerle birlikte savaşan bir gâzîyim. Beni tâkip edenler ve nefislerini yüce Allâh’a adayarak şehît olanlar, cennete; sağ kalanlar gâzîliğe kavuşacaktır. Ayrılanları ise, âhirette ateş, dünyada da rezillik beklemektedir.” Der

Muş'ta Murat Nehri gönlüme çağıltı gürlük, Muş ovası göğsüme seyr-i huzur , dostlukları inşirah, çabamız istikrar ve heyecana bambaşka vesile oldu. Ne güzeldin Muş. Gönlüm semalarında uçan sevinçli bir kuş gibiydi. Daim vefa ile.