Ne güzeldin Muş
Alparslan Üniversitesi, Serencam Yayınları’nın ortaklaşa düzenlediği “Muş Kitap Günleri’nde” yer almaktan onur duydum. ilk defa gittiğim Muş şehri bereketli. Kapılarına sonuna kadar açtı.
Heyecanla aldığım
yolda, yeni baskıları çıkan kitaplarım görücüye çıktı. Üniversitenin kültür
salonunda gerçekleşen fuarda, kültürel ve edebi eserler vermiş birçok yazar
vardı.
Üniversite rektörü Mustafa Alican bey ve kıymetli
hocalarımızla tanışmaktan mutluluk
duydum. Sadece üniversiteye değil, bir şehrin kültür yapısına katkı sunan, yazar
hocalarımız gençlik için ülkem için bambaşka bir güzellik.
"Bir derdimiz
var o da kitaptan uzaklaşılmayan kitapla güzelleşen hayatlarımız olsun. Rektör
hocamızla aynı davayı kuşandığımızı görmek de beni çok mutlu etti.
Muş gençleri için önemli bir avantaj olduğunu düşünüyorum.
Üniversitenin bahçesindeki sakinlik, konukevinin rahatlığı
derken çok tatlı iki gün geçirdim. Uzaklık göreceli bir kavram. Fuar merkeze 15
dakika uzaklıkta olsa da, "şehrin merkezinde olsaydı" diyenler de
vardı. Fakat bu emek, üniversite farkındalığı, gençlere yakın olmak açısından
önemliydi. Çabamız gençler okusun diye. Muş'u benim için güzel kılan çok önemli
başka unsurlar da vardı. Öğrencim Nesrin Polat hanımefendinin bir resim
öğretmeni olarak bu şehirde görev yapıyor olması gururumdu.
Muş Şehit Yücel Kurtoğlu Güzel Sanatlar Lisesi konferans
salonunda sanat ruhlu gençler ,Fen ve Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin 800 civarı
genci ile buluşmanın mutluluğunu yaşadım. Kalbimle cilaladığım her cümle
gençlerin kalbine sirayet ediyordu.
Yüzlerce genç sükunet içinde dingin duru bir bakışla öyle
güzel dinlediler ki zaman bitsin istemedik. Pırıl pırıl bir gençliğin yüzünde
geleceğimizi okudum. Eksik bir şey varsa bizdendir, geri kalınmış ne varsa
yetişkinlerdendir. Gençler samimi bir
ahval ile gözleri gözlerimden ayrılmadı.
Sonrasında da kucaklaştık bol bol.
Program icrasında
emek veren Nesrin Polat, Aslı ve
Hanzele öğretmenlerime okul müdürü
Turhan Sur hocama şükranlarımı sunuyorum.
Turhan Bey'in Muş tarihi ile ilgili sohbeti,
misafirperverliği gönlümüze sürur oldu.
İkinci programımız, Muş İslami İlimler Fakültesi'nde idi.
"Geçerken Dergisi Gençlik Topluluğu" önderliğinde öğretim üyesi Hasan
Fahri Tan hocamın mihmandarlığında kutlu bir program icra ettik.
Oradaki şevk, dinleyen gençlerin verdiği enerji de beni
benden aldı. Muş'un aklımda kalacak en önemli yanlarından biri idik bu gençlik.
"Hayalden Hakikate Okuma Kültürü" başlığı
altında idi programımız.
Okumak, hakikati arayanlar için hayalleri gerçeğe
dönüştüren sessiz ve en etkili eylemdir. İnsanın düşünce dünyasını
özgürleştiren okumalar oturanı yürütür, yürüyeni koşturur." diyerek kalbi
hakikat ile kalaylanan insanın yerinde duramayıp güzel işlere önderlik
edeceğine dikkat çektik. Aynı zamanda okumanın boş zaman işi değil hoş zaman
işi olduğunu da ifade ederek öğrencilerden gelen sorulara cevaplar verdik
Programda dekan yardımcısı Şirin Gül ve İl Müftü Yardımcısı
Sibel Gül ÜLKER hanım bizlerle birlikte idi.
Muş Murat Köprüsü güneş batmadan evvel bir başka güzeldi.
Suyun olduğu her yer bereketti. Kıyısında çay içmek, alanın hür ve görkemli
yapısını temaşa etmek en güzel okumalardan biri oldu benim için.
Akşam serinliğinde
seyir tepesinden Muş'a bakmak yıldız yıldızdı, gözlerimi kamaştırdı. Ulu Cami, Hacı
Şeref ve Alaaddin Bey Camii huzura gark eyledi. Tarihi dokularına vakıf olduk.
Eski yollardan geçip Kale mevkiine varmak, şehri dinlemek gönülce güzellikler
sundu.
Etli yemekleri, üzümü damağımıza seslenirken ters lale vakti
orada olamadığıma üzüldüm.
Muş Müzesinde, tarih içindeki Muş'a şahitlik ettik. Sultan Alparslan'ın
atlılarla Malazgirt'e girişini hayal ettim. İmanı, cesareti Anadolu'nun yurt
oluşunu, dalga dalga İslam'ın yayılışını hissettim. Sultan Alparslan'ın
konuşmasını yanı başımda gibi dinledim:
"Alparslan, 1071’de Malazgirt Meydan
Muharebesi’ne girmeden evvel bembeyaz elbiseler giydi ve; “Bu benim
kefenimdir!” dedi. Yâni kendini cihan şöhretine değil, hâlis bir Iman vecdiyle
şehîtliğe hazırladı. Askerine, harbe girmeden önce şu veciz hitâbede bulundu:
“Ya muzaffer olur gâyeme ulaşırım; ya da şehît olarak
cennete giderim. Sizlerden beni tâkip etmeyi tercih edenler, tâkip etsin.
Ayrılmayı tercîh edenler, gitsinler! Burada emreden sultan ve emredilen asker
yoktur. Zîrâ bugün ben de sizlerden biriyim. Sizlerle birlikte savaşan bir
gâzîyim. Beni tâkip edenler ve nefislerini yüce Allâh’a adayarak şehît olanlar,
cennete; sağ kalanlar gâzîliğe kavuşacaktır. Ayrılanları ise, âhirette ateş,
dünyada da rezillik beklemektedir.” Der
Muş'ta Murat Nehri gönlüme çağıltı gürlük, Muş ovası göğsüme
seyr-i huzur , dostlukları inşirah, çabamız istikrar ve heyecana bambaşka
vesile oldu. Ne güzeldin Muş. Gönlüm semalarında uçan sevinçli bir kuş gibiydi.
Daim vefa ile.