Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.25
Gram Altın
2922.27
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ağustos 2020

​Ne çok gaz birikmiş!..

Gördünüz değil mi, memleketini seven her vatan evlâdının sevinçle karşıladığı 320 Milyar Metreküplük Doğalgaz Keşfi, 28 Şubat Zihniyeti’ni ne hallere düşürdü!..

Efendim; memleketin her tarafından petrol fışkırsa, her yanı altınla dolsa ne olurmuş ki, demokrasi olmadıktan sonra!..

Sevsinler sizi, hani “esas beka meselesi” soğan patates fiyatlarının yükselmesiydi, “Aç ayı oynamaz!” diyordunuz, “Mutfakta yangın var!” diyordunuz…

Kendiniz Adalarda, Modalarda, Marmarislerde Bodrumlarda sefa sürerken fakirlik edebiyatı yapıyor ve bu sefer “Ekonomik Kriz” temalı “İKİNCİ GEZİ TEZGÂHI”nı hazırlıyordunuz…

Dışarıdan operasyonlar gelsin, memlekete ekonomisi zora girsin, işsizlik patlasın, millet sokağa dökülsün…

Buydu hesabınız değil mi?

Ne oldu, oyununuz mu bozuldu, şemsi paşa pasajında sesi büzüşesiceler!

Oyununuz bozuldu ve bunun acısıyla bir yalan daha:

“30 Ağustos kutlamaları iptal edildi!

Ulusal Bayramlar bunları rahatsız ediyor!”

Ne yalan ne yalan!..

Ne çok gaz birikmiş meğer,

sancıdan geberiyor, içimizdeki İngilizler!..

SAYIN ARIBOĞAN DA GELDİ BU BERBAT OYUNA!

Profilinde, “AKADEMİSYEN”, “ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ”, “UNİVERSİTY OF 0XFORD gibi unvan ve adresler bulunan Prof.Dr. Deniz Ülke Arıboğan da bu yalancıların dolmuşuna binmiş.

Bizler,

Türkiye’nin devamı Allah’ın izniyle gelecek olan dev doğalgaz rezervini keşfetmiş olmasının sevincini yaşar ve bunun ülkemizin “pazarlık gücüne” ne büyük katkılar yapacağını hesap ederken…

Profesör Doktor Deniz Hanım birilerinin yalanlarına inanarak aynen şunları yazmış:

“Bu ülkenin ne 29 Ekim’i, ne 23 Nisan’ı, ne 30 Ağustos’u ne de 10 Kasım’ı her sene uydurma bahanelerle yok sayılarak, yok edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihini zenginleştirmek, derinleştirmek, geçmişiyle kavuşturmak mümkündür; ama hepten silmeye kalkan duvara çarpar; NOKTA!”

Nereden çıktı 29 Ekim’i, 23 Nisan’ı, 30 Ağustos’u, 10 Kasım’ı yok saymak!..

Kim, neyi silmek istiyor?..

Bir de “her sene” demişsiniz…

Ne olmuş “her sene”?

Ne alâkası var?..

Nedir bu “Duvar” tehdidi?

Deniz Hanım’ın kaynağı nedir?

30 Ağustos’un yasaklandığı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin izlerinin tamamen silinmek istendiği yargısına hangi “araştırmanın” sonucunda ulaşmıştır?

Dev Doğalgaz Keşfi’nin açıklandığı andan itibaren, “hepimizi” sevindiren bu muhteşem gelişmeden ne kadar rahatsızlık duyduklarını…

En az İsrail kadar, en az ABD kadar, Rusya Kadar, İran kadar, Suudi Arabistan kadar, Darbeci Sisi kadar rahatsızlık duyduklarını gösteren “memleketimin değerlerine yabancı, işbirlikçi, yalancı” medya organlarının gazına mı gelmiştir?..

Öyle olmuş olmalı ki…

Bizim…

Kendisine hitaben, “Bu ucuz yalanlara sizin gibi mürekkep yalamış bir Hanımefendi’nin de destek vermesini yadırgadık! Biraz araştırınız lütfen, dolmuşa binmeyiniz!” diye yazmamızdan kısa bir süre sonra T.C. İçişleri Bakanlığı’nın 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlamalarına İlişkin Açıklaması’nı yayımlamak suretiyle “iyi niyetini” gösterdi.

30 AĞUSTOS YALANI!

Deniz Hanım’ın “bizim uyarımızın ardından” sosyal medya adresinde yer verdiği açıklamanın girişi şöyle:

“30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları ile ilgili Bakanlığımızca alınan bir yasaklama kararı bulunmamaktadır! Bazı basın yayın organlarının iddialarına yönelik kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla yaptığımız açıklama!”

İçişleri Bakanlığı’nın 30 Ağustos açıklamasının tam metnini verelim:

Bazı basın yayın organlarınca yapılan ‘İçişleri Bakanlığınca 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlamalarının Yasaklandığı’ iddiasına yönelik kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması zarureti ortaya çıkmıştır;

  1. Ulusal ve Resmi Bayramlar İle Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği hükümleri uyarınca icra edilen 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları ile ilgili Bakanlığımızca alınan yasaklama kararı bulunmamakta olup 19.08.2020 tarihli yazımızla yapılan düzenleme Covid 19 salgını ile mücadelede içerisinde bulunduğumuz kontrollü sosyal hayat süreci içerisinde alınması gereken tedbirlerin Valiliklere bildirilmesidir.
  2. Bu çerçevede Covid 19 salgını ile mücadele süreci başladığı andan itibaren diğer dini ve resmi bayramlarda olduğu gibi bayram kutlamalarında kamu görevlileri başta olmak üzere vatandaşlarımızın fiziki mesafe kurallarına aykırılık oluşturacak şekilde kalabalıklara neden olunmaması için bazı tedbirler alınması ve çeşitli kısıtlamalara gidilmesi Valiliklerimizden istenilmektedir.
  3. Benzer uygulamalar bu yıl içerisindeki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programları ile Ramazan ve Kurban Bayramı bayramlaşma programları için de yapılmıştır.
  4. Koronavirüs salgınının yeniden ivme kazanmaya başladığı bu günlerde bulaşıcılığı çok yüksek olan hastalığın yayılımını azaltmak için her türlü etkinliğin belirlenen kurallar çerçevesinde mümkün olan en kısa sürede tamamlanması bir zorunluluktur.
  5. Önümüzdeki günlerde 98 inci yıl dönümünü kutlayacağımız Zafer Bayramımızın da içerisinde bulunduğumuz salgın koşullarına göre kutlanması, çelenk sunma ve şehitlik ziyaretlerinin asgari katılımla gerçekleştirilmesi, bunun dışındaki etkinliklerin ise yüz yüze etkinlikler yerine özellikle dijital imkanların kullanılarak yapılması salgınla mücadelenin bir gereği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu doğrultuda resmi programlarda resepsiyonların yapılmaması da salgınla mücadele sürecinin bir gereğidir.
  6. Bilinmelidir ki salgın şehir, bölge, kişi, etkinlik gibi unsurlara göre hareket etmemektedir. Bu doğrultuda Devletimizin ve özelinde Bakanlığımızın aldığı her türlü tedbir kararı, herhangi bir ayrım gözetmeksizin (resmi-dini bayram, 15 Temmuz anması vb.) tüm etkinlikler için benzer şekilde alınmaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

*

Evet, Deniz Hanım…

Siz mürekkep yalamış bir “Bilim Kadını”sınız.

Lütfen bundan sonra, birilerinin gazına gelmeyiniz…

“Dev Doğalgaz Rezervi Keşfi”nin açıklanmasının ardından, bunun, emparyalist zincirleri kırmak anlamını taşıyan çok önemli bir adım olduğunu belirtmiş, “Ülkemize hayırlı uğurlu olsun, emeği geçenlere teşekkürler. Hepimiz için sevinçtir, övünçtür” demiştiniz…

Biz de sizi takdir etmiştik.

Aradan birkaç gün geçti, emperyalist zincirleri kırıyor olmamızdan rahatsızlık duyan memleket düşmanlarının yalanlarına kanarak, “Bu ülkenin ne 29 Ekim’i, ne 23 Nisan’ı, ne 30 Ağustos’u ne de 10 Kasım’ı her sene uydurma bahanelerle yok sayılarak, yok edilemez.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihini zenginleştirmek, derinleştirmek, geçmişiyle kavuşturmak mümkündür; ama hepten silmeye kalkan duvara çarpar; NOKTA!” diye yazdınız.

Son olarak, İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasını yayınlamak suretiyle, bir ölçüde “düzeltme yoluna” gittiniz.

Bundan sonra…

Lütfen, ama lütfen, birilerinin oyununa gelmeyiniz!..

Bayramlar bizim;

15 Temmuz, 26 Ağustos, 30 Ağustos…

Bizi ayrıştırmak isteyenlere lütfen dikkat ediniz!..