NBŞ konusunda son söz
Son günlerde nişasta bazlı şeker (NBŞ) konusunda kamuoyunda tartışmalar ve belirsizlikler vardı. İşte Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu konuyu inceledi ve "Nişasta Bazlı Şekerlerin (NBŞ) Sağlığa Etkileri" başlıklı raporu yayınladı. Raporda, sofra şekeri veya çay şekeri olarak bilinen sakarozun (sükroz) yüzde 50 glikoz ve yüzde 50 früktozdan oluştuğunu hatırlattı. Bunun yanında NBŞ'nin ise mısır, patates, buğday, kasava gibi bitkilerden elde edilebilen sıvı halde bulunan ve bileşiğinde früktozun daha fazla olduğu bir tatlandırıcı olduğu belirtildi.
Bilim kurulu raporunda, obezite başta olmak üzere kronik hastalıklarda früktozun ciddi rol oynadığı konusunda bilimsel bulgulara işaret edilerek, früktozun insülini uyarmaması nedeniyle tokluk hissinin oluşmaması ve yeme davranışının devam etmesine neden olduğu kaydedildi. Früktozun karaciğerde işlenmesinin de glikozdan farklı olduğu ve çok hızlı biçimde yağ asitlerine dönüşebildiği belirtildi. Früktozun glikoza göre daha tatlı olmasının da bu bileşene bağlı tüketim alışkanlığının çocukluktan itibaren damak tadının bu tatlandırıcının kullanıldığı ürünlere kaymasına neden olduğu vurgulandı. Früktozun bir diğer olumsuz etkisinin ise bağırsak florası ve mikrobiyatasını bozması olarak belirtildi.
Çok yeme davranışı gelişiyor
Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan bilim kurulu genel olarak şekeri ancak özellikle NBŞ'yi sağlığı bozucu etkisi konusunda uyarılarda bulunarak " Şekerli (sakaroz ve NBŞ) besinlerin aşırı tüketilmesi sonucunda (yüksek früktoz içeren -yüzde 55 ve üzeri-) mısır şurupları daha tatlı oldukları için daha fazla tüketilebilmektedir) gereğinden çok yeme davranışı, insülin direnci gelişmesi ve obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları ve eşlik eden hastalıklara yol açtığı yönünde çalışmalar bulunmaktadır. Sakaroz ve NBŞ içeren besinlerin fazla tüketimi metabolik hastalıkların yanı sıra obezite ile ilişkili çeşitli kanser türlerinin (kolon kanseri, pankreas, karaciğer ve meme kanseri gibi) gelişimine de zemin hazırlamaktadır" bilgisi verildi.
Kota artırılmamalı hatta gıdada kullanım sınırlandırılmalı
-Her türlü şeker tüketiminin azaltılması için gerekli tüm tedbirlerin alınması: Sübvansiyonların gözden geçirilmesi, vergilendirme, bilgilendirme ve farkındalık girişimleri vb.
-Halen yüzde 10 olan NBŞ kotasının (üretiminin) artırılmaması ve gıdalarda kullanımının sınırlandırılarak sıkı denetiminin sağlanması gerekir.
-Yiyecek ve içecek etiketleri üzerindeki şeker içeriğinin, elde ediliş kaynağı ve früktoz oranı belirtilmek suretiyle Türk Gıda Kodeksi şeker tebliğine uygun şekilde "şeker", "glikoz şurubu", "yüksek früktoz mısır şurubu", "invert şeker" vb. şeklinde açık olarak yazılmasının sağlanması şarttır.
-Sağlıklı beslenmenin teşvik edilmesi çalışmaları kapsamında; endüstri tarafından reformülasyon yapılarak, yüksek früktozlu mısır şurubu kullanım miktarının asgari düzeye indirilmesine destek olunması gibi tavsiyelerde bulundu.