Nazım Hikmet Yaşasaydı Kendini Tankların Önüne Atardı
Basit Fakat tehlikeler kelimeler beni yormakla kalmıyor dostum, vuruyor adeta beni can evimden. Alıngan cümleler kullanmak bana fayda vermeyecek, biliyorum. Ama duyup da konuşmamak görüp de söylememek olmaz ki. Tenha bir gecenin uykusunu kaçıran otomobil seslerine aldırmadan not defterimi karalıyorum.
Not defterimde geçtiğimiz hafta İbna Kitap Habar Ajansının Türkçe Servisinde Nazım Hikmet ile ilgili çıkan bir haber nedeniyle uzunca bir yazı yazmıştım. Her ne kadar yazdıklarım Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Mahur Beste" romanı kadar ilgi çekmese de geleceğe ışık tutmak adına yazdıklarımı mühim buluyorum. Notlarım, Mahur Beste'nin 101. sayfasıyla birebir aynı olması açısından önemliydi. "u2026 -Asıl hedefi göremiyorlar, Sadece Abdülhamid (Osmanlı'nın kudretli sultanı) ile meşgul oluyorlar. Onu yıkmak, onu devirmekten başka bir şey düşünmüyorlar. Abdülhamit tek adamu2026 Beride otuz milyon insan var."
İbna Kitap Haber Ajansındau2026 "Askeru00ee Okullar Kapandı. Nazım Hikmet'in Okuduğu Sıralar Boş Kalacak..." İçimden dedim "aha bu haber de darbecileri övmüş." Oysa haberi yapan İbna Kitap Haber Ajansı, İran İslam Cumhuriyetinin kitap kurumu. Nasıl olur da şeytan olarak addedilen ABD'nin desteklediği darbecileri öven haber yapabilir. Konuyu biraz daha araştırıyorum. İngiltere merkezli BBC'nin yaydığı "Türkiye'deki Darbe Bir Tiyatro idi" haberi bütün dünya medyasını etkilediği gibi İran medyasını da etkilemişti. Sadece Rusya ve Çin gibi medyası kırılgan olmayan ülkeler doğru haberleri vatandaşlarıyla paylaşmıştı.
Oysa İran cumhurbaşkanı Sayın Ruhanu00ee, ilk saatlerde cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı arayıp geçmiş olsun dileklerini iletmişti. Şehitlerimiz için baş sağlığı mesajı iletmişti. İran olarak Türkiye'nin meşru hükümetinin ve seçilmiş cumhurbaşkanının yanındayız demişti. Müteşekkiriz Sayın Ruhanu00ee'ye ve İran Devletine ve halkına.
İran'daki medya ile devlet büyüklerinin ifadeleri arasındaki açıklama farklılıkları kendilerini ilgilendirir. Ama Türkiye kültürü üzerine çalışmalar yapan biri olarak İranlı dostlarımıza gerekli bilgiyi aktarmadığımız için kendimizi suçluyoruz.
"Askeru00ee Okullar Kapandı. Nazım Hikmet'in Okuduğu Sıralar Boş Kalacaku2026" haberiyle ilgili İbna Kitap Haber ajansının Türkçe bölümü editörü Miranda Hanımı arayıp gerekli bilgileri vermiştim. Bu haberin BBC'de yayınlanan haberlerle aynı olduğunu sizin BBC'den farklı düşünmeniz gerektiğini anlatıyorum. Hatta BBC'deki fütursuz ve İnsanlık dışı yayınlanan bir açık oturumundan bahsettiydim. Orada BBC yorumcuları ne demişti. "Darbecileri azarlarcasına neden az insan öldürdünüz. Neden cumhurbaşkanını öldürmediniz" demişlerdi. Ayı'dan post İngiliz'den dost olmaz. Bunu bütün dünya biliyor, demiştim.
Bütün bu söylediklerimizden sonra Nazım Hikmet meselesine gelelim. Nazım Hikmet uzmanı değilim ama şiirleri kadar aşkları ve davasıyla ünlü bir şair olduğunu biliyorum. En azından İbna Haber ajansında Türkçe haberleri hazırlayan Miranda Hanım kadar Nazım Hikmet hakkında bilgim var. Haberi yapan arkadaşa yukarıda zikrettiğim bilgileri hatırlatarak burada meselenin Nazım Hikmet olmadığını ifade ettim. Bu askeru00ee liselerde okuyan öğrenciler içerisinde her yüz kişiden doksan beşinin önceden imtihan soruları ve cevapları çalınıp kendilerine verilen kişiler olduğunu ifade etmiştim. Eğer darbe girişimi olmasaydı savcılık soruşturmasında bu usulsüzlüğün tespit edildiğini ve bir aya kadar hepsinin okuldan atılacağını hatırlatmıştım. Lütfen bu imtihan sorularını çalan hırsızları ve en önemlisi darbe teşebbüsünde bulunan bu vatan hainleriyle Nazım Hikmet gibi dünyaca tanınmış büyük Türk şairinin ismini yan yana getirmeyin demiştim. Eğer Nazım Hikmet yaşasaydı bu imtihan hırsızlarının yüzüne tükürür ve lütfen benim oturduğum sıraya oturmayın, bu sıralar boş kalsın, derdi.
Kıymetli dostumuzun kıymetli vakitlerini almamak için eğer bizden doğru bilgiyi istiyorsanız sayın Milli Savunma Bakanımızın açıklaması var. Onu dosya halinde gönderebilirim demiştim. Kendisi de çok iyi olur, bu bilgiye de ihtiyaçları olduğunu söylediler. Telefon görüşmesi bittikten sonra kendilerine sayın Milli Savunma bakanımızın açıklamalarını dosya halinde gönderdim. Ama İbna Kitap Haber Ajansındaki haber hala düzeltilmedi. "Nazım Hikmet'in sıraları boş kalacaku2026"
Dedim ya Nazım Hikmet'in sıraları boş kalmayacak. Bu günkü hükümet Türkiye'deki farklılıklara saygı gösteren bir hükümettir. Bunun en önemli ispatı 50 yıl önce vatandaşlıktan çıkarılan Nazım Hikmet'e tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını geri vermesidir. Buna şimdiye kadar hiçbir hükümet cesaret edemedi. Meydanlarda Nazım Hikmet'in şiirlerini ezbere okumalarına rağmen. Sen yanmazsan ben yanmazsam biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa şiirini okumalarına rağmen.
Evet Nazım Hikmet çoktan ölmüştü. Ama çok sevdiği ve gurur duyduğu Türk Vatandaşlığına alındığı için onu seven dostlarında ve okuyucularında buruk bir sevinç yaşanmıştı.
Son söz şimdi Nazım Hikmet yaşasaydı kendini tankların önüne atar ve bana Türk vatandaşlığımı geri veren bu meşru hükümeti devirmenize izin vermem derdi.
Buna siz de inanın bence.