Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.45
Gram Altın
2954.93
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Nisan 2023

NATO'ya rağmen Avrupa kendini güvende hissetmiyor

Rusya’nın22 Şubat 2022 de Ukrayna’ya saldırması ile Avrupa güvenliğinin farklı bir konsepte ele alınması bir anda NATO’nun etkinliğini ve kapsama alanını gündeme getirdi.

Aslında uzun süredir ABD ve NATO'nun deformasyona uğrayan etkisini ve güvenirliliğini yenilemek için Biden yönetimi; Rusya, Çin, siber saldırılar ve terör gibi birçok konuda tehdit kurguları yaratarak, bir şekilde Avrupa ve NATO müttefiklerine ABD’nin tekrar güvenilir bir ortak olduğu mesajını vermiş, bununla bir taraftan NATO’nun beyin ölümünü geciktirmiş diğer taraftan yeni üyeler ile Avrupa'nın siyasi bir güç olarak ortaya çıkmasının önüne geçmiştir.

Zira Avrupa ülkelerinin NATO şemsiyesi altına girmesi Avrupa'nın siyasi geleceğini ve bu siyasi gelecekte düşünülen Avrupa Ordusu tartışmalarını ciddi anlamda etkileyecekti.

Emmanuel Macron’un geçmişte birçok kez dile getirdiği Avrupa Ordusu önerisinin ortaya çıkışı NATO’nun doğuş dönemi olan 1950’lere dayanıyor. Avrupa Savunma Topluluğu ismiyle planlanan ortak Avrupa Ordusu fikri ilk kez 24 Ekim 1950 tarihinde Fransa Başbakanı René Pleven tarafından önerilmişti. Ancak bu öneri 30 Ağustos 1954’te Fransa Parlamentosu tarafından reddedilince Avrupa Birliği-NATO ilişkileri de başlamış oldu.

NATO, bu dönemden itibaren Avrupa’da askeri caydırıcılık ve savunma sağlayan tek örgüt konumunda soğuk savaş döneminde Avrupa’da bir şekilde güvenlik ve savunmayı sağlarken Avrupa birliği sadece bölgesel refahın tesisi için görev üstlendi.

Bugün AB ülkelerinin bir kısmı aynı zamanda NATO müttefiki ve birliğin nüfusunun yüzde 90'ı NATO ülkelerinde yaşıyor. Ancak ABD için, Avrupa ülkelerinin refah düzeyi karşısında NATO’ya sağladıkları bütçe konusu her zaman şikayet konusu olmuştur.

Avrupa'nın savunmasını kuzeyde ABD, Kanada ve İngiltere, güneyde ise Türkiye gibi Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler sağlarken NATO'nun savunma harcamalarının yalnızca yüzde 20'sinin AB ülkelerinden gelmesi bundan sonrada öyle olacağı anlamına gelmeyecek.

NATO’nun amiral gemisi ABD Eski Başkanı Donald Trump’ın 'Önce Amerika' politikası ile NATO etkisiz ve yetkisiz bir kimlik sürecine girmiş olsa da Biden’in gelir gelmez Münih Güvenlik Konferası'nda “Amerika geri döndü. Transatlantik ittifak geri döndü. Ve geriye bakmayacağız, NATO ortaklarından Birine saldırı hepimize saldırıdır" ifadelerini kullanması NATO'yu beyin ölümünden kurtarmaya yetmişti.

Bu çağrı bir nebze karşılık görmüş olacak ki soğuk savaş dönemi hatıraları canlanmış ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması için neredeyse kışkırtılarak Avrupa'nın Doğu kapısında bir savaş cephesi açılmış NATO'nun eski ihtişamlı günlerine dönmesi sağlanmıştı.

Açılan bu yeni cephe ve Avrupa'nın güvenlik/savunma sorunu karşısında, Fransa'nın öteden beri Avrupa Ordusu kurulması yönündeki düşüncesi gündemde olsa da, Fransa, İngiltere'nin AB’den çıkmasından sonra, Birlik üyesi ülkeler içinde nükleer silahlara sahip tek ülke olma özelliği ile Almanya'nın da desteğini alarak bu konuda yeni adımlar atmak zorunda kalacaktır.

Zira Avrupa’nın merkez ülkeleri Almanya ve Fransa’nın, ABD ve NATO tarafından ‘rakip-düşman’ ilan edilen Çin/Rusya ilşkilerini ABD ye rağmen farklı karşılama arzuları artık bilinmeyen bir şey değil.

ABD ve NATO her ne kadar Avrupa'ya ''biz döndük, buradayız, kendinizi güvende his edin'' dese de reel olarak Avrupa'da artık kimsenin kendisini güvende his ettiği yok.

Avrupa ülkelerinin teknik olarak bir ordu kurmasının mümkün olup olmadığı ancak bu fikrin arkasındaki siyasi ve stratejik duruşla mümkün olabilecektir.

Çok eski değil; 2021 mayısında ABD'nin 26 Avrupa ülkesi ile düzenlediği ve 28 bin askerin katıldığı ''Defender Europa 21'' tatbikatının Rusya tarafından ABD’nin Rusya’yı çevreleme planının bir parçası olarak değerlendirilmesi ve Rusya savunma bakanı Sergey Şoygu'nun Rus askerlerine tatbikatın yapılacağı bölgelerde olumsuz gelişmeler yaşanması halinde derhal müdahalede bulunmaya hazır olma emrini vermesi yakın gelecekte yaşanacaklar hakkında bizlere az çok bir fikir veriyor.