NATO'nun kimlik krizi ve belirsizlik
Tarih boyunca ülkelerin yöneticileri,
belirsizlikleri azaltacak ve karar almada önemli avantajlar sağlayacak
bilgilerden yararlanmak suretiyle, tehlikeler konusunda önceden uyarılmaya ve hazırlıklı olmaya önem vermişlerdir.
Bu bağlamda bir ülkenin
düşünen insanları o ülkenin potansiyel gücüdür. Zira düşünce insanları günlük
sorunlarla uğraşma yerine, ileride ortaya çıkabilecek gelişmeleri, sorunları
tahmin ederek çeşitli olasılıklara göre çözüm önerileri hazırlar.
Böyle bir girizgâhla yazıma başlamamın nedeni,
son NATO zirvesinden sonra, ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhurbaşkanımız Erdoğan
arasında yapılan görüşmeden ‘’acaba ne çıktı?’’ Sorusuna net bir
cevap bulamayışımdır.
Her iki Başkangörüşmeye
ilişkin yaptıkları açıklamada ‘’olumlu geçti’’ dese de uzun bir zamandan
beri iki ülke ilişkilerinin gerilmesine neden olan ABD’nin tutumunda olumlu bir
değişimin olup olmayacağı konusunda belirsizlikler devam etmektedir.
Türkiye etrafında olup biten olaylara karşı
kendi güvenliğini korurken, uluslararası güvenliğe ve
bu alandaki işbirliğine de önem vermektedir. Türkiye, son derece net ve şeffaf
bir dış politika yürütürken, aynı şeffaflığı NATO ortaklarında görememektedir.
Bu bağlamda iki ülke
arasında gerginliğe neden olan PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısına
yapılan yardımlar ABD’nin güvenilmez bir ülke olduğu algısını beslemektedir.
Zirveden daha iki gün önce Afrin’de özel bir hastaneye YPG’li teröristlerce
saldırıya uğradı.
Terör meselesi, hiç kuşkusuz Türkiye için hem bölgesel hem de uluslararası boyutuyla üzerinde
fazlasıyla durulması gereken bir konudur. Tedavi gören 14 sivili katleden bu
terör örgütüne ABD hâlâ desteklemeye devam edecek mi?
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin
egemenlik haklarını gasp etmeye çalışılan politikalara son verilecek mi?
Türkiye: ‘’Barış ve adalet temelinde konuşalım anlaşalım’’ çağrılarına
kulak verilecek mi?
Türkiye ile yapılan ‘’suçluların
iadesi’’ anlaşmasına rağmen, FETO başta olmak üzere diğer tüm terör örgütleri
iade edilecek mi? Bu ve benzeri konular çerçevesinde ne NATO Zirvesinde ne de
Biden ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılan görüşmede Türkiye lehine somut
bir ilerleme göremedik.
NATO’nun kimlik krizi
Yukarıda Türkiye
ile NATO arasında yaşanan belirsizlikleri: PKK, Doğu Akdeniz sorunu ve
suçluların iadesi başlığı altında belirtmeye çalıştık. Ancak NATO’nun
belirsizliği sadece bu üç konuyla sınırlı olmayıp daha derin bir kriz ve
belirsizlik içindedir.
Hiç uzatmadan hemen söyleyeyim: NATO, Sovyetler
Birliği çöktükten sonra, derin bir kimlik krizine
düştü. Bu krizin işaretlerini bazen ABD-Avrupa arasında, bazen de Türkiye ile
yaşanan sorunlardan anlıyoruz. Her ne kadar açık bir şekilde söylenmese de
böyle bir kimlik krizi hâlen yaşanmaktadır.
İnsanoğlu uzun bir zamandan beri niteliği hiç değişmeyen küresel bir sömürü sisteminin iç süreçlerini yaşarken, NATO’nun
içinde bulunduğu kimlik krizi belirsizlikleri, belirsizlikler, gerilimleri,
gerilimler de çatışmaları beslemektedir.