Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Aralık 2021

NATO'nun geleceği

NATO içinde temel stratejik konularda artan farklılıklar üye devletlerin yeni arayışlara girmesine neden olmaktadır. Bu anlamda NATO yeni bir Avrupa gerçeğinin şekillenmesiyle karşı karşıyadır. Yeni Avrupa’nın şekillenme süreci, NATO’nun geleceğini nasıl etkileyecek? Sorusunu ister istemez akıllara getirmektedir.

Bu bağlamda 2022’de gerçekleşmesi beklenen iki önemli diplomatik görüşme belirleyici olacaktır. Birincisi, Mart ayında ‘’Avrupa güvenliği’’ hakkında ortak bir görüş oluşturmaya hazırlanmaktadır. Bazı Avrupalı liderlerden sıkça duyduğumuz ‘’Avrupa’nın stratejik özerkliği’’ kavramına bir açıklık getireceklerini bekliyoruz.

İkincisi, Haziran ayında Madrid’de NATO Zirvesi gerçekleştirilecektir. Değişen güvenlik ortamında riskler ve fırsatlar dikkate alınarak ittifakın stratejisi açıklanacaktır.

Bu her iki görüşmede de ortaya çıkacak sonuç belgesi, NATO’nun üyeleriyle nasıl bir bağa sahip olduğunu göreceğiz. Ancak söz konusu belgelerin sonucu kadar, o süreçte izlenecek yol ve yöntem de bir o kadar önemli olacaktır.

Özellikle Soğuk Savaşın sona ermesinden sonra Batı dünyası doğuya doğru genişlemek istemişti. Küreselleşme rüzgârları estirilmeye çalışıldı. Liberal kapitalist sistem öyle bir şişirilmeye çalışıldı ki ‘’Tarihin sonu ‘’ denildi.

Ancak 2008’deki ekonomik kriz, küreselleşmenin zayıflıklarını ortaya çıkarınca, ‘’Liberalizmin sonu mu?’’ diye sorulmaya başlandı. Çin ve Rusya birer küresel güç olarak, Hindistan, Türkiye, Güney Afrika ve Brezilya bölgesel güç olarak ortaya çıktı. Bu yeni duruma ne AB, ne de NATO uyum sağlayabildi. Hâl böyle olunca NATO üyelerinin güvenlik algıları farklılaşmaya başlandı.

Avrupa

NATO’nun önemli bir parçası olan Avrupa’ya baktığımızda, üye devletlerin çatışan çıkarları arasında fikir birliği sağlamaya çalıştıklarını görürüz. Karmaşık bir süreç yaşadıkları aşikârdır. Tehdit ve savunma algıları Doğu-Batı, Kuzey-Güney Avrupa olarak farklılaştı.

Rusya’nın yeni bir güç olarak tarih sahnesine çıkması Doğu Avrupa için güvenlik meselesi hâline geldi. Batı Avrupa için ise, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde göç akışları güvenlik meselesi olarak algılanmaktadır. Ayrıca Kuzey ve Güney arasındaki ekonomik tartışmalar güvenliği de etkilemektedir.

ABD

Çin ve Rusya’nın küresel birer güç haline gelmesi ABD’yi hem Pasifikte hem de Kuzey’de endişelendirmektedir. Bu nedenle İngiltere ve Avusturalya ile birlikte ‘’AUKUS’’ diye yeni bir güvenlik paktı kurdular. Diğer taraftan Macron’un 9 Aralık’ta ‘’Avrupa güvenlik konusunda ortak duruş geliştirmeli’’ açıklaması ABD’de rahatsızlığa neden oldu.

Türkiye

Türkiye, NATO üyesi önemli bir ülkedir. Ancak hem PKK terör örgütü konusunda hem de Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye tehdit NATO içinden gelmektedir. ABD, PKK’nın Suriye koluna saldırı silahı verirken, Türkiye’nin Rusya’dan savunma silahı almasını kabul etmemektedir.

Sonuç

Bütün bu gelişmeler NATO’nun geleceğinin nasıl olacağıyla ilgili soru işaretleri oluşturmaktadır. ABD ve Avrupa’nın karşı karşıya olduğu mevcut ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar dikkate alındığında, NATO’nun geleceğini daha da belirsiz bir hâle getirmektedir.

Türkiye açısından, NATO’nun geçmişi karanlık, şimdiki hâli kafası karışık, geleceğinin belirsiz olduğunu düşünüyorum.

[email protected] Twitter:@MehmetB78849685