NATO'nun dostluğu
NATO Genel Sekreteri jens Stoltenberg 24 Mart Çarşamba günü aralarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da olduğu müttefik devlet ve hükümet başkanlarını Belçika’nın başkenti Brüksel’deki karargahında toplantıya çağırdı.
Stoltenberg’in ifadesiyle toplantıda Rusya’nın Ukrayna’yı
işgalinin sonuçları, Ukrayna’ya verilen desteği, Avrupa’nın güvenliği için
NATO’nun caydırıcılığının ve savunmasının artırılması konuları ele alınacak.
Genel Sekreter bu kritik zamanda Kuzey Amerika ile Avrupa’nın
NATO’da birlikte durmaya devam etmeleri gerektiğini vurguluyor. Müttefiklerin
savunma harcamalarını artırmaları için çağrıda bulunarak özellikle Almanya’nın
5. Nesil savaş uçağı alması konusunun önemine vurgu yapıyor.
Ukrayna’yı kendisine tatbikat alanı haline getiren NATO’nun
Zelenski’den istediği ise bölgeyi siyasi ağırlık merkezi haline getirerek,
Ukrayna devletinin kalıcı, bağımsızlığı ve egemenliğini pekiştirmek. Malum bir
devletin kalıcılığı (bekası) için aynı ideal etrafında birleşen nüfusu (millet),
tanımlanmış hüküm sürdüğü bölgesi (vatan), meşru bir yönetimi (hükümet) ve
diğer devletlerle ilişki kurabilme kapasitesi gerekmektedir.
NATO’yu kendisine dost zannederek, Putin’e meydan okuyan
Zelenski’nin ısrarla üzerinde durduğu uçuşa kapalı bölge ilan edilmesi hususu
ise dünya savaşı çıkabileceği,bundan da kendilerinin de zarar göreceği endişesi
ile kimse tarafından benimsenmiyor. Onun yerine ABD, Macaristan’a birkaç tane
göstermelik Patriot parçası gönderdi.
Bu tavrıyla NATO, biz Ukrayna için Ruslarla doğrudan
çatışmaya girmeyerek, dolaylı çatışmalarla Rusya’yı ekonomik savaşta
çökertebiliriz anlayışını dile getiriyor. Yani, NATO (ABD) direk Ruslarla
çatışmasın, onun yerine Polonya gibi, Türkiye gibi kolay feda edilebilecekleri
ülkeler çatışsınlar politikası güdülüyor. Polonya’nın elindeki Rus savaş
uçaklarının Ukrayna’ya verilmesini isteyen big boss, Polonya’nın, bu uçakları
size verelim siz teslim edin teklifini ise kabul edilemez buluyor. Ha keza
Türkiye’ye elinizdeki S-400’ü Ukrayna’ya gönderin. Rusya ile siz savaşa girin
biz sizi destekleriz gibi akla ziyan tekliflerde bulunmaktan da geri kalmıyor.
2014’te Kırım’ın ilhakına sessiz kalan NATO’nun 2022’de
Ukrayna’da kaçak güreş yapmasının anlaşılabilir tek sebebi olabilir o da
Ukrayna’da Rus ekonomisi baskılanana kadar savaş, acı, kan, göz yaşı devam
etsin.
Türkiye’ye müttefikmiş gibi davranan NATO’nun (ABD)
Türkiye’nin etrafında İsrail güdümlü paravan devletler kurma çalışmalarına
niçin ara vermediği bir başka soru işareti. Irak’a demokrasi adına kaostan
başka bir şey getirmeyen ABD, şimdi de Suriye’de terör örgütleriyle zırhlı araç
tatbikatları yapmaya başladı. ABD’nin PKK terör örgütüne gönderdiği askeri
yardımlar Ukrayna’ya gönderdiğinden kat ve kat fazla olduğunu hatırlatmak
lazım. ABD el altında terör örgütüne bağlı bir kitle, hüküm sürdüğü bir bölge,
yerel de olsa sözde gayrımeşru yönetimi kurmuş durumda. Geriye uluslararası
baskılarla kurulan bu yönetimi kabullendirmek kaldı.
İşin Türkçesi, NATO eğer vekalet savaşlarıyla Putin’in
askeri gücünü törpüler, ekonomisini çökertirse, İslam coğrafyasında rakipsiz
kalacağını, Suriye’de İsrail paravanı terör devletini daha rahat kurabileceğini
hesap ediyor. Yani Irak’ı Suriye’yi parçaladıkları gibi, İran ve Türkiye’yi de
parçalayarak terör devleti İsrail’e alan açmayı hesap ediyor. Bunun da adına
demokrasi, insan hakları diyorlar.
Batı’nın demokrasi anlayışı bu kadar esnek te insan hakları
anlayışı esnek değil mi? Alın size Filistin, Afganistan, Irak, Suriye, Yemen,
Libya’daki mültecilerin çığlıklarını duymayan sözde insan hakları örgütlerinin
sıra Ukrayna’ya gelince nasıl feryadü figan eylediğini hepimiz görüyoruz.
Türkiye, NATO’nun dostluğuna güvenerek ABD’nin kurduğu
oyunun aktörü olmak yerine, kendi oyununu kurarak, Kırım’da, Kafkasya’da, Türk Cumhuriyetlerinde,
Afganistan, Pakistan, orta doğu, Afrika başta olmak üzere mazlumların yaşadığı
kısacası İslam coğrafyasında liderlik rolünü üstlenerek barışı, dostluğu, insanlığı
savunmaya devam etmelidir. Ukrayna savaşıyla yepyeni bir dünya kuruluyor. Bu
dünyada Türkiye sert, yumuşak ve akıllı gücüyle yer alabildiği kadar Osmanlı
barışını kuracak geleceğe umutla bakacağız.
Vesselam….