NATO ve Putin'nin öteki yüzü
Dünya liderleri, NATO’nun Vilnius Zirvesinde buluşurken, zirvenin en çok konuşulan fotoğrafı Zelenski’nin ortada kalmış çaresiz pozu oldu. Bu buluşmanın önemli başlıklarından biri de, İsveç’in NATO üyeliğinin desteklenmesiydi.
Bu konuda son sözü Türkiye adına Cumhurbaşkanı Erdoğan
söyledi; “Önce gelin Türkiye'nin Avrupa
Birliği'nde önünü açın, ondan sonra biz de Finlandiya ile nasıl onun önünü
açtıysak, İsveç'in de önünü açalım" mesajını verdi.
Bu açıklama karşısında İsveç yönetimi de şöyle bir taahhütte
bulundu:
“Türkiye’nin, Türkiye-AB gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve
vize serbestisi dahil AB’ye üyelik sürecinin yeniden canlandırılması
konusundaki çabalara aktif destek verecektir.
”Umarım AB yolcuğu bu destekle yeniden güçlü şekilde yoluna
devam eder.”
NATO’nun soğuk ve sıcak savaş halinde olduğu Rusya, bu
zirvedeki kararları hiçe saysa da, Avrupa’nın uyguladığı ambargo Putin’i iç dengelerde artık zorluyor. Son günlerde
bir darbe girişimi yaşayan Putin bunun arka planında NATO’nun olduğunu çok iyi
biliyor. NATO darbe girişimlerinde tecrübeli olabilir ama son dönemde başarısız
olduğu kesin… Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimi bunun en büyük örneği.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Rusya Türkiye ‘ye destek olan ilk ülkelerden
biriydi. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin’e desteğini iletip arabuluculuk
önerdi !
Kremlin Sarayı’nın Putin’in başına yıkılması, Rusya’nın
dokuz parçaya bölünmesi ve Ukrayna’nın Kırım dahil kaybettiği toprakları geri
alması yönündeki senaryoların ömrü 24 saat sürmedi. Fakat tehlike savuşturulsa
da isyan geride tortular bırakacak ve yansımaları olacaktır. Vagner “potansiyel
sorun” olarak bundan sonra nasıl ele alınacak? Tasfiye mi edilecek yoksa orduya
mı bağlanacak? Belarus’a gittikten sonra Prigojin’e ne olacak?
Bu cevapların bir
kısmı NATO’ya bir kısmı da Putin’de kalıcak.
**************
Vladimir Putin, bu isim Rusya Federasyonu’nu yirmi üç
senedir yöneten şahsiyet; Türk medyasında onu çoğunlukla yarı çıplak ata
binerken, kaslı vücuduyla soğuk sularda yüzerken, botokslu ve gergin yüzü ile
yaş almayan, judo ile güç gösterisi yaparken veya fabrikatörleri azarlarken
görüyoruz.
Neredeyse bütün dünyadaki Putin’nin imajının aşağı yukarı
böyle olduğunu görüyoruz. Bu bilinçli bir imaj mı, yoksa tersi bir algımı
çözmek zor. Putin için şunu söyleyebiliriz. “Rusya’yı Ayağa Kaldıran Lider” biyografilerin
hiçbiri onun üzerinde psikolojik tahlil yapmayı mümkün kılmıyor çünkü kişiliği,
kimliği ve yaşamı oldukça şaşırtıcı.
Günümüzde Putin ile beraber artık Rusya hem içeride hem de
dışarıda daha popüler, daha güçlü bir durumda görünüyor.
Dünya kamuoyunu her
gün şaşırtan kararlar vermesi, belki de onu çözme adına farklı şifreler
olabilir.
Son zamanlarda bazı ülkelerde Kur’an-ı Kerim’e saygısızlık
yapılırken Putin, Kur’an-ı Kerim’e saygısızlık yapmanın Rusya’da ciddi bir suç
olduğunu, bu suçu işleyen kişilerin ülkesinde cezalandırıldığını söyleyerek,
"Bizim ülkemizde bu, hem anayasaya göre hem de ceza kanununa göre
suçtur" dedi. Bu davranışları sebebiyle hakkında gizli Müslüman olduğu , İslam’ı
resmi din olarak ilan ettiği gibi şehir efsaneleri yazılıyor.
Rus hükümeti, Ortodoks Kilisesi ile işbirliği içinde,
Batılılara karşı "geleneksel değerler" adına muhafazakar bir politika
izliyor.
Rusya, daha önce eşcinselliğin propagandasının yapılmasını
yasaklamıştı.
Rus parlamentosu cinsiyet değiştirmeyi yasaklayan yasayı
onayladı.
Tasarıyı savunan milletvekilleri, LGBT örgütlerinin
"gençlere karşı yıkıcı faaliyetler yürüttüklerini" söyleyerek "geleneksel aile değerlerini"
savunan ve evliliği yalnızca "bir erkek ve bir kadının birlikteliği"
olarak tanımlayan Rusya Anayasasını savunuyorlar…
Bu cesur ve kararlı adımlar Putin’i Müslüman ülkelerine daha
da yakınlaştırıyor. İslam dünyası devletleri, küresel sorunların çözümünde
Rusya'nın geleneksel ortaklarıdır diyebilen Putin Avrupa birliğine ve NATO ‘ya
bu cepheden de güçlü bir mesaj veriyor.
Putin’nin öteki yüzünü bilmek için biraz geriye gidelim.
Sovyetlerin yıkılmasından itibaren; oligarkların sınırsız
zenginleşmesi, Rusya’dan bir bir kopan eski Soyvet ülkeleri, kötü giden
ekonomi, rüşvetin yaygınlaşması gibi nedenler derin Rus devleti tarafından sabırla
takip ediliyordu. Yeltsin ile işlerin daha fazla gitmeyeceğini anlayanlar;
otoriter, sözü geçen, karizmatik bir çar aramaya başladılar.
Aramalar neticelendiğinde taze kan belli olmuştu, Vladimir
Putin. Sıradan bir taşra bürokratı olan, doğuştan gelen herhangi bir karizması
ya da hitabet yeteneği olmayan fakat sadakat konusunda oldukça mahir Putin,
iktidara geldikten sonra parlayacaktı.
Putin’in hikayesi bu saatten sonra Rusya’nın hikayesidir.
Rusya’nın hikayesi ise Kafkasya, Avrasya ve Ortadoğu’nun hikayesidir.