NATO tüm dünya için bir tehdittir
Bugünlerde Amerika ve NATO aleyhinde bir cümle kurduğunuzda Rusçulukla ya da Putin yandaşlığıyla itham edilmeniz içten bile değil.
Ana akım medya ve yazarları fırsat bu fırsat Putin üzerinden
iyi NATO propagandası yapıyor. Ülkemizin
etrafında sıralanan Amerikan bayraklarından rahatsız olmadan yapıyorlar bunu.
1945 yılından beri
dünyanın 153 bölgesinde meydana gelen 248 silahlı çatışmadan 201’ni
gerçekleştiren ve milyonlarca sivil insanı katleden Amerika’ya iki çift laf
edemeyen bu insanlar Ukrayna söz konusu olunca birden savaşı hatırlayıverdi!
“Beyaz, sarı saçlı, mavi gözlü üstün ırk” kavramının aslında
Hitler’in değil Kaliforniya öjenistlerine ait bir kavram olduğunu daha bir
önceki yazımda dile getirmiştim.
Ukraynalı göçmenlere kucak açacağını söyleyen AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in
insanlık dışı, ikiyüzlü tutumu karşısında bile sessiz kalmayı içlerine
sindirebildiler.
350 bin askeri olan
Ukrayna’da molotof kokteyli ile ülkelerini savunan insanlar ve başlarındaki
beceriksiz, deneyimsiz Zelenski üzerinden propaganda yapan bu insanların son
elli yılda dünya halklarına sefaletten, kaostan ve gözyaşından başka bir şey
yaşatmayan Amerika’yı görmezden gelmeleri çok manidar.
Bu durum ülkemiz üzerinde nasıl titiz çalıştıklarının açık
bir göstergesidir. Bereket versin sayıları az da olsa ruhunu, aklını ve
vicdanını Amerika’ya teslim etmemiş vatanseverler de var.
Oysa NATO yıllardır uluslararası anlaşmaları ihlal ederek
genişlemesini sürdürüyor. 1999 yılında, Yugoslavya'yı savaşla yerle bir ettiği
o günden itibaren hiç durmadı.
Polonya, Çek
Cumhuriyeti ve Macaristan’ın ardından Estonya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan,
Romanya, Slovakya, Slovenya’da nüfuz alanını genişletmeyi sürdürdü.
2009'da Arnavutluk ve Hırvatistan'ı 2017'de Karadağ, 2020'de
de de Kuzey Makedonya’da büyümeye devam etti. Anlayacağınız yirmi yılda NATO, 16 ülkeden 30 ülkeye kadar sınırlarını
genişletti.
NATO'nun doğuya doğru genişlemesiyle Amerika, aynı zamanda
Avrupa'daki kendi nüfuzunu güçlendiriyordu.
1999 ile 2004
arasında NATO'ya katılan yedi ülke, 2004 ile 2007 arasında Avrupa Birliği'ne
katıldı. Doğuya doğru genişleyen AB, Avrupa'nın üzerinde de hâkimiyetini
pekiştiren Amerika…
Bugün Avrupa
Birliği'nin 27 ülkesinden 21'i ABD komutası altındaki NATO'ya aittir.
İttifakın siyasi organı olan Kuzey Atlantik Konseyi, kararları NATO
standartlarına göre değil Washington’a göre alır.
Avrupa ve Amerika şu anda soğuk savaş döneminden daha tehlikeli
bir durumda.
Bosna-Hersek, Gürcistan ve Ukrayna bilindiği gibi NATO'ya
katılmaya aday ülkeler. Stoltenberg, "Biz,
kapıyı açık tutuyoruz. Kremlin'in amacı Rusya sınırlarında NATO’yu görmemektir”
diyordu. Yani daha fazla NATO yayılmacılığını savunuyordu.
Avrupa'da ABD'nin
Romanya ve Polonya'da iki kara üssü ve Aegis füze savunma sistemiyle donatılmış
dört savaş gemisi ve nükleer başlıklı seyir füzeleri bulunuyor.
Ayrıca, Rusya'ya karşı Avrupa'da konuşlandırılmak üzere orta
menzilli nükleer füzeler hazırlıyorlar.
Hemen yanı başımızda Dedeağaç’ta 145 helikopter, 1800 zırhlı
araç ve 20 bin asker konuşlandıran bir ABD’den bahsediyoruz.
Stoltenberg, Avrupalı
müttefiklerin 2014'ten bu yana 270 milyar dolar artan savunma harcamalarından
büyük bir övgüyle bahsetmişti. Avrupa ülkeleri, Kovid sebebiyle ekonomik
sıkıntı yaşarken savaşa bu denli yatırım yapmalarının nedeni ne olabilir?
Bizim ana akım medyada işte bunlar konuşturulmuyor.
Konuşursanız diktatör yanlısı Putinci deyip susturmaya çalışıyorlar.
ABD’nin, Kiev
hükümetine Minsk II'yi görmezden gelmesi talimatını vermesini, CIA’nın NATO'yu
Ukrayna'yı üye olarak kabul etmeye çağırmasını ve WikiLeaks tarafından
yayınlanan belgelerde, ABD’nin Gürcistan'ı Rusya'ya meydan okumaya çağırmasını
konuşturmuyorlar.
Tamam, Rusya yayılmacı da Amerika ve NATO barış güvercini
mi?