NATO kafa
Yüz yıldır Batı diye diye ülkeyi batırdılar. Ekonomisini IMF’ye, güvenliğini NATO’ya, eğitim ve kültürünü Amerika’ya teslim eden basiretsiz siyasetçilerin yol açtığı zarar ziyanı hâlâ telafi etmekte güçlük çekiyoruz.
Medyası,
sanat, kültür ve akademi dünyası, batı zihniyetinin tahakkümü altında buraya
ait bir düşünce geliştiremedi. Zira akıl, kiraya verilmişti.
Sömürgeci bir ruhla hâlâ varoluşunu Batı’ya borçlu
olduğunu sanan bu zavallı kafa yapısına göre Türkiye yönünü asla Doğu’ya dönmemeli.
Öyle ki CHP,
“Dikta yönetimlerinin olduğu bir sürece
(Şanghay İşbirliği Örgütü) Türkiye’yi sürüklemelerine asla izin vermeyeceğiz.
Türkiye’yi yönünü çevirdiği uygar Batı dünyadan kimse alıkoyamaz” diyordu.
Sanırsınız
bu ülkede elli yıldır darbe yaptıran, ülkeyi krize sokan ve milletimizin emdiği
sütü burnundan getiren Asya ülkeleriydi!
Anlayacağınız,
barbar olarak gördükleri Müslümanları katleden, dünya halklarının servetlerine
çöken, demokrasi bahanesi ile kimyasal silah kullanan, doları dünyanın geçerli
tek para birimi haline getirmek için ülkelere finansal operasyonlar düzenleyen
Atlantik yakası uygar dünya oluyor!
Avrupa mı uygar!
Tüm bu
katliamlara tepki vermeyen, Müslüman çocuklar öldürülürken ses çıkarmayan,
halkların seçtikleri liderlere darbe yapılırken kınama bile yayınlamayan Avrupa
ülkeleri uygar oluyordu.
Bugün
burnumuzun dibinde üsler kuran, uluslararası anlaşmalara aykırı olarak adaları
silahlandıran ve ülkemizi tehdit eden Amerika'ya iki çift laf edemeyenler,
Asya'da bir araya gelen ülkelerin liderlerini diktatör olarak görüyor.
O yüzdendir
ki Şangay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde liderlerin kravatsız, rahat, eşit ve
samimi görüntülerinden çok rahatsız oldular.
Onlara göre
NATO zirvesinde 'dönün' uyarısıyla dönen ve 'Gündem 2030' ayini yaptırılan
liderlerin görüntüsü daha medeni idi!
Yaşadığı
müddetçe halklara zulmeden, sömüren, sefalete mahkum eden İngiltere Kraliçesi
öldüğünde yas tutan bu batık kafa, Türkiye'ye gaz tedarikinin yüzde 25'ini
ruble olarak ödenmesini teklif eden Putin'i diktatör olarak görüyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi'nin hemen ardından
ana akım medya, Amerikancı bir refleksle ve panikle çağırdığı gevşek
yorumcularına ülkenin Doğu'ya yönelmesinin doğuracağı tehlikeleri anlattırdı.
Elbette bu
fotoğraf üzerinden Türkiye’nin lider bir ülke, Erdoğan’ın da bir dünya lideri
olduğu hamasetini yapmayalım ancak zirvedeki o fotoğraftan ve Putin'in Erdoğan
ile kol kola yürümesinden neden rahatsız olalım ki?
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in ifade ettiği gibi herkesin
çıkarlarını dikkate aldığı, karşılıklı saygıya dayanan, yapıcı diyaloglarla
yürüyen, birlikteliği esas alan bir işbirliği örgütü bu.
'Her Birimiz güçlüysek Şanghay İşbirliği Örgütü de
güçlüdür' diyen
Mirziyoyev esasında şunu söylüyor; 'Dünya
bir bütündür, parçalanamaz.'
O coğrafyada
verilen mesaj budur.
Enerji kozu var
Dünya
nüfusunun yarısını oluşturan, küresel servetin dörtte birine sahip olan bu
ülkeler aynı zamanda dünya doğalgaz rezervinin yüzde 46'sına, petrolün de yüzde
30'na sahip.
Yüzyıldır
dünyayı kutuplaştıran, tüm ulusları tehdit eden ve dünyayı her geçen gün kaosa
sürükleyen Amerikan egemenliğinin artık son bulmasını istiyorlar.
Dolayısıyla
o fotoğrafta yerel kıyafetleriyle gelen ülke temsilcilerinden tutun, farklı
dünya görüşlerine ve inançlara sahip hemen her ırktan, dilden, inançtan lider
vardı.
Ve verilen
mesaj da görüntü de samimi bir birlikteliğe işaret ediyordu.
Elbette bu
liderler kardeş çocukları değil ve herkes çıkarına uygun bir politika ile
hareket ediyor.
Ülkemiz de
artık tavrını bu yönde netleştirmek durumundadır. Bu coğrafyada oluşan bu
tarihi fırsatı iyi değerlendirmelidir.
Bu
doğrultuda yapılacak en doğru şey ivedilikle içerideki gladyo yapılanmasına
büyük bir operasyon düzenleyip bu pislikten artık tamamen arınmalıdır.