Nasyonalizm bir seçenek olamaz!
Milliyetçilik, modern dönemde ortaya çıkan etkin ideolojilerden biridir. Sosyalizm kadar nasyonalizm ideolojisi de insanlığa felaket ve acı getirmiştir. Milliyetçiliğin en ilkel ve yıkıcı ideolojik versiyonu olan faşizm, dünyaya barbarlığı ve yıkıcılığı armağan etmede sosyalizmle yarışmıştır. Sosyalizmde olduğu gibi milliyetçilik ideolojisinde de insana dair hiçbir şey bulunmamaktadır. Milliyetçilik ve sosyalizm, insan karşıtlığını ifade eden ikiz ideolojilerdir. Milliyetçilik ve sosyalizm, birbirinin doğal müttefikidirler. Hitler'in partisinin Nasyonal Sosyalist Partisi adını taşıması ve nasyonal sosyalizm adında bir ideolojiye sahip olması, nasyonalizm-sosyalizm kardeşliğinin ete kemiğe bürünmüş halini temsil etmektedir.
Milliyetçilik, aslında bir ideoloji olmayı hak etmemektedir. Nasyonalizm, daha çok insanın gelişmemiş çocuksu kişiliği etrafında ırk, etnisite veya devlet adına ideoloji olma iddiasında olan bir haldir. Milliyetçilik, gelişmemiş bir psikolojik durumdur.
İnsanlık medeniyeti, bütün insanlığın birikimi ve tecrübesi sonucu gelişmiştir. Sosyalizm veya milliyetçiliğin insanlık medeniyetine hiçbir katkıları yoktur. Milliyetçilik ve sosyalizm, insanlığın maruz kaldığı büyük felaketlerdir. Milliyetçi medeniyet veya sosyalist uygarlık gibi bir olgu hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. İnsanlık medeniyeti, kolektivist ideolojilerin ilkelleştirici çabalarıyla mücadele ederek var olmuştur.
İnsanlık medeniyetinin en büyük öncüleri peygamberlerdir. Peygamberler, gelmiş oldukları toplumlarda var olan, ırkçılık, kabilecilik, coğrafyacılık, renkçilik, ve cinsiyetçilik gibi gayri insani ayrımcılıklarla mücadele etmişlerdir. Bütün insanların Adem'in çocukları olduğu gerçeğini hatırlatan Peygamberler, asli varoluş gayesi olan Tek Allah'a kulluk etmeye bütün insanlığı davet etmişlerdir. Rahmet Peygamberi, bütün insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğunu, Arabın Aceme, Acemin Araba üstün olmadığını deklare etmiştir. Kendisi bir Arap olan alemlerin rahmet peygamberi, hiçbir zaman Arap milliyetçiliği yapmamıştır. Rahmet Peygamberi, ırk, din, dil, cinsiyet ayırımı yapmadan her şeyin merkezine insanı oturtmuştur.
İslam Peygamberi, bütün insanlığa evrensel fıtrat dinini getirmesine rağmen, insanlık kendisini milliyetçilik denilen gayri insani yaklaşımın kendisinden ve değişik versiyonlarından kurtaramamıştır. Milliyetçilik, insanı insana yabancılaştırdığı gibi, insanı insana düşmanlaştırmaktadır. Milliyetçilik psikolojisinde kendisinden olmayan ötekidir, düşmandır ve öcüdür. Nasyonalizm, insanın insana düşman edilmesinin adıdır.
İslam dünyası, yüz yıldır, milliyetçilik denilen felaketin elinde sayısız facia yaşamaktadır. Geçen yüzyılda Müslüman toplumlara Nasırizm, Baasçılık, Kemalizm, Kaddaficilik gibi nasyonalizmin tezahürü anlayışlar empoze edildi. Nasyonalizm, Müslüman toplumlara çatışma, diktatörlük, fanatizm, nefret ve ayrımcılıktan başka bir şey vermedi Nasyonalizmin bütün yıkıcı tecrübelerine rağmen kabilecilik, mezhepçilik, hizipçilik gibi anlayışlar etkin olmaya devam etmektedir.
Milliyetçilik ülkemizde de yıkıcı sonuçlara yol açmıştır. Soğuk savaş yıllarında milliyetçilik adına gençler birbirlerini boğazlamışlardır. Soğuk savaş yıllarında palazlandırılan milliyetçilik ideolojisine, Müslüman toplumların ihtiyacı bulunmamaktadır.
Soğuk savaş döneminin otoriter ve totaliter özünü günümüze taşıyan milliyetçilik, siyasi ve sosyal hayatımızı etkilemeye devam etmektedir. Nasyonalist ideolojinin sosyal, ekonomik veya siyasal bir modeli bulunmamaktadır. Nasyonalizmin en belirgin karakteristiği reaksiyon göstermek ve toplumu milli hassasiyetler adına kışkırtmaktadır. Milliyetçi ideolojinin, insana ve dünyaya dair söyleyeceği hiçbir şey bulunmamaktadır. Her şeyi milli hassasiyetler adına reddetmek kitleleri kışkırtmak, bütün kritik sorunların çözümsüz bırakılması gibi bir netice doğurabilmektedir.
Türkiye, kabuğunu kırmaya çalışmakta, kendisini yenilemeye gayret göstermektedir. Türkiye'nin yenilenme ve tazelenme çabasını milli hassasiyetler adına kesme çabalarına şahit olmaktayız. Ak Parti'yi bitirme adına milliyetçilik kartının tekrar kullanıma sokulduğu görülmektedir.
Bugünlerde MHP-CHP koalisyonu gibi bir kurgu, seçimden sonra ortaya çıkacak güçlü bir seçenekmiş gibi kamuoyuna lanse edilmektedir. Ulusalcı anlayış, vatanın emperyalizme satıldığı yalanıyla yoğun bir propaganda faaliyetinin içindedir. Çözüm sürecinin Türkiye'yi bölme projesinin Ak Parti eliyle uygulanması propagandası yapılarak toplumsal kesimler, Ak Parti'ye karşı kışkırtılmaktadır. Bütün bu milliyetçi söylemleri ve propagandaların arkasında Ak Parti'nin oyunu bir kaç puan düşürmek gibi bir gaye bulunmaktadır.
Türkiye'yi yönetme konusunda ortaya ciddi, nitelikli, demokratik ve sivil bir sosyal, siyasal ve ekonomik program ortaya koyamayan geleneksel milliyetçiliğin temsilcisi olan MHP ile Kemalist nasyonalizmin sözcüsü olan CHP, en kolay yolu, yani nasyonalizme ve mezhepçiliğe sarılmış gözükmektedirler. Ak Parti karşıtlığı adı altında toplumsal kesimlerin etnik ve mezhebi aidiyetler, siyasal sonuç elde etmek için araçsallaştırılmıştır. Türkiye'nin şu anda hiç ihtiyaç duymadığı şey nasyonalizm, bürokratik ideoloji, mezhepçilik ve bölgeciliktir. İhtiyaç duyulan demokrasi, sivilleşme, sivil demokratik anayasa, hukuk devletinin yeniden inşası, güçlü, etkin, işlevsel, katılımcı ve denge-fren mekanizmaları olan yeni bir yönetim modelidir.