Narsist yapılanma
Haberlere göre Adana'da Paralel Yapı'nın yasa dışı dinlemeleri sebebiyle mahkemeye çıkarılan 8 polisten 2'si tutuklanmış. Tutuklananlardan 2'si emniyet müdürü imiş.
Bu kişiler bir hakimi bile, "Cebir ve şiddet kullanarak, tehdit, zorla haraç almak, silahla adam yaralamak, çek senet tahsilatı yapmak gibi haksız ekonomik çıkar sağlamak üzere örgüt kurmak" suçlarından dinletmişler.
Yine habere göre; "Belki suç işlerler" diye dinlediklerini söylemişler. Üstelik yaptıklarının yasa dışı olmadığını savunmuşlar. Zaten örgütün ileri gelenlerinden biri "omuzdaki melek dinliyor ya emniyetin dinlemesinden niçin rahatsız oluyorsunuz" şeklinde twit atmıştı hatırlarsanız.
Tutuklanan polislerin televizyondaki görüntüleri de ilginçti. Son derece rahattılar. Gülerek cezaevine gidiyorlardı. Sanki suç işlememiş de zafer kazanmış havasındaydılar. Gözlerinde; yasa dışı iş yapsalar da haklı olduklarının ve şimdi olmasa bile yakın gelecekte haklılıklarının anlaşılacağının ifadeleri okunuyordu.
Tabi diyeceksiniz Paralel Yapılanmanın adliye sistemindeki adamlarından emindirler. Olmazsa onları kurtaracak kendi yandaşlarının hakimiyetindeki üst mahkemelere güvenmektedirler.
Elbette bunun etkisi vardır ama esas bu kişileri böylesine narsist, böylesine mağrur ve kibirli yapan bence mehdilik inancıdır.
Onlar liderlerinin mesih veya mehdi olduğuna kesin olarak inanmıştırlar ve o kişi "hata yapmaz"dır. Üstelik "çok kalmamıştır ve ülke yönetiminin başına geçecektir. Hatta bütün dünyayı idare edecektir. Bu polisler için o zaman hapsin ceza değil ödüllendirilecek tatbikat olduğu anlaşılacaktır" havasındadırlar.
Aynı mağrur, kibirli ifadeleri Paralel Yapı adına televizyonlara çıkan temsilcilerinde de görebilirsiniz. Hepsi de "Bizim örgüt hata yapmaz. Çünkü başımızda direkt Allah'tan aldığı mesajlarla hareket eden, konuşan mübarek bir kişi var. Allah, Türkiye'yi bizim örgüte teslim etmiş" inancına kapılmış olarak davranmaktadırlar. Gözlerinde çevresindekileri küçümseyen, onları acınacak yaratıklar olarak gören gurur ve kibirle taşan ifade vardır.
Bu kişiler bu yüzden kesinlikle özeleştiriyi kabul etmemekte, Paralel Yapı'yı "hata yapmaz, yanılgısı olmaz, her zaman en isabetli ve en gerçekçi karar verir" şeklinde görmektedirler.
Tabi ki işe dini de karıştırmış, bu sebeple her çılgınlığı yapabilecek bir yapı ile mücadele etmek zordur. Çünkü bu örgüt ahireti değil (yöneticilerini kast ediyorum, tabandaki saf ve fedakar insanları hariç tutuyorum) dünya imparatorluğunu hedeflemişlerdir. Kendilerini geleceğin milletvekili, valisi, yöneticisi, rektörü, başkanı vs olarak planlamaktadırlar. Bunu da dinimizin temiz inançlarını saptırarak ve sömürerek yapmaktadırlar.
Üstelik bu yolda şer devletiyle, düşman istihbarat örgütleriyle bile işbirliği yapabilmektedirler. Tape, kaset, dinleme, tır basma, iftira, yalan, bel altı vurma gibi her türlü çirkin yol onlar için mubahtır. Çünkü hedefleri mübarektir(!) ve Allah tarafından(!) verilmiştir.
Rabbim ülkemizi bu yapının yol açacağı felaketlerden korusun. Başbakanımıza ve hükümetimize yardım etsin.