NARSİSİZMİN TEHLİKESİ

Son yazımızda narsist yapılanmadan bahsetmiştik. Bugün de genel olarak narsisizmden söz etmek istiyorum.

Kişinin kendini aşırı beğenmesi, çok sevmesi, adeta kendine aşık olması anlamına gelen narsistlik özsever olarak da karşılık bulmuştur.

Narsisizmin bir miktarı belki faydalıdır, ama çok fazla olması tehlike işaretidir. Çünkü sadece kendi küçük varlığımıza ve gerçeklerimize yöneldiğimiz zaman, kötü davranışlarımızı görebilmemiz ve gizli tuzaklardan uzak durabilmemiz neredeyse mümkün değildir. Yalnızca kendi sevinçlerimize ve üzüntülerimize, belalarımıza ve dertlerimize dalarsak, kendi hayatımızın etrafımızdakilerin hayatlarından daha önemli olduğuna giderek daha çok inanırız. Bize ait iyi haber paylaşılacak tek haberdir ve problemlerimiz de en acı veren, en müşkül, başa çıkılması ve çözülmesi en zor sorunlardır. Kafamızı kendimize takmışızdır ve başkasını umursamayız.

Kendimize karşı duyduğumuz hayranlığın ve bağlılığın sebebi yetersiz ve önemsiz olmak, özel bir kişi olamamak korkusudur aslında. Şiddetli bir şekilde dikkate alınmayacağız, ilgilenilmeyeceğiz endişesi kendi ihtiyaçlarımızdan deliye dönmemize ve saplantı derecesinde ilgi uyandırmaya çalışmamıza yol açar. Yoksun olduğumuzdan korktuğumuz şeyleri dünyadan zorla almaya kalktığımızda yetersiz kalınca narsisizm duyguları alevlenir.

Narsisizm yüzünden toplumumuz gittikçe kabalaşmakta, "ben" "hakkım" benzeri kelimeler daha çok kullanılmaktadır. Narsist olunca da, kişisel ihtiyaçlarımızdan ve yapacak işlerimizden başka hiçbir şeyin farkına varmaz oluyoruz. Sadece kendimize odaklanmış olduğumuzdan tercihlerimizin ve davranışlarımızın bizi yanlış yöne sürüklediğini bildiren tehlike işaretlerini göremeyiz.

Eğer her zaman her şeye hakkımız olduğunu düşünüyorsak narsist iz demektir. Herkes bize hizmet etmelidir, ilgi odağı olmalıyızdır. Çevremizdekilerin duygu ve düşüncelerine hiç aldırmadan özel ilgi görmeye hakkımız olduğuna inanırız. Narsist davranışımız bize heyecan, coşku verebilir ancak giderek başkalarının güvenini, sevgisini, saygısını ve dostluğunu da kaybederiz.

Hepimiz narsisizmin yani kendi benliğimizi aşırı sevmenin ve kendimize hayran olmanın tehlikesi altındayız. Bunu törpüleyebilmek için başkalarının iyiliği ile gerçekten ilgilenmeli, dünyanın daha iyi bir yer olması için uğraşmalı ve katkıda bulunmalıyız. Muhtaçlara yardım etmek, aç ve yoksulu gözetmek, verici olmak kendini fazlaca sevmenin dengeleyicisi ve panzehiridir.

ŞEHİR-İNSAN PROJESİ

Cumartesi akşamı Topkapı Sarayı'nda Hırkai Saadet ziyaretinden Medeniyet Köprüsü: Örnek Kişilikler projesi tanıtımına katıldım. Sayın Başbakanımız, Kültür Bakanımız, İstanbul valimiz ve seçkin zevat buradaydı.

Beş şehirli kültür adamı seçilmişti: Ahmed Süheyl Ünver, Ali Fuad Başgil, Ekrem Hakkı Ayverdi, Fethi Gemuhluoğlu ve Mahir İz. Hepsi de zirve insanlardı ve isabetliydi. Gençlere örnekti. Kültür Bakanlığı müsteşarımız Prof. Dr. Haluk Dursun'a gayretlerinden dolayı teşekkür ediyoruz.