Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.77
Gram Altın
2970.42
BIST 100
9735.67
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Haziran 2021

Namussuz Namuslular

CHP ve dostlarının bütün yaygaralarına kulak tıkayan Türkiye, önümüzdeki yüzyılda ‘su akar Türk bakar’ sözünün hilafına dünya ticaretinden ekonomisine önemli katkı sağlayacak Kanal İstanbul’un ilk adımını attı.

Bilim diyerek heykelden başka bir şey üretemeyenlerin yapturmazuk filmini çok gördük. İstanbul boğazına birer gerdanlık gibi dizilen her üç köprüde, Çamlıca Camisi’nde, Çamlıca televizyon kulesinde, Marmaray-Avrasya tünellerinde, Osmangazi köprüsünde, Melen projesinde, Akkuyu nükleer santralinde, Üçüncü havalimanında, Taksim Camii ve AKM’de, Ayasofya’nın açılışında, Sihalar da, milli tank projesinde, Türkiye’nin otomobilinde, savunma Sanayii, uzay yatırımlarında… Şimdi de Kanal İstanbul’da….

Türk insanının refahını artıracak her projenin Türkiye’nin düşmanları tarafından baltalanarak engellenmek istenmesini herkes anlar ancak Cumhuriyetin kurucu partisi olduğunu iddia eden CHP’nin yıllar yılı Türkiye’yi bir adım öteye götürecek her projeye karşı çıkması, iplerinin kimlerin elinde olduğu sorusunu getiriyor akıllara.

Sistem gayet net işliyor, besleme basınları yalanı ortaya atıyor, siyasetçileri köpürtüyor, topluma doğru diye yutturuyorlar, sorgulamak isteyenler mahalle baskısı altında linç ediliyor. Sosyal medya trolleri karşı argüman üretenleri şablon yalan, çarptırma ve iftiralardan oluşan onlarca maddelik yalan furyasına boğuyorlar. Her çıkan yalanlarından sonra da kösele olmuş suratları kızarmadan yeni iftiralara devam ediyorlar.

Erken seçim umutlarını Sedat Peker-Sezgin Baran Korkmaz’ın ağzından çıkacaklara bağlayan bu güruh, Uğur Dündar-Yılmaz Özdil tartışması sonrasında dut yemiş bülbüle döndüler. Sanki Türkiye’yi 15 Temmuz darbe girişimine hazırlamak için kurgulanan CİA projesi Gezi İhanetini 24 saat köpürtülmesi için kurdukları televizyonun SBK-Ekim Alptekin tarafından finanse edilmemiş gibi namus abidesi rollerine yatıyorlar bu namussuz namuslular. Kurdukları operasyon kanalının sahibi ortaya çıkınca da günlerdir hakaret üstüne hakaret ettikleri, Alptekin’i milli bir kahraman olarak lanse etmeye kalkıyorlar. Namuslu gazeteci Uğur Dündar’ın 28 Şubat veya hain gezi kalkışmasındaki rolünü gözden kaçıranlar, Alptekin’in kendisine SBK’yı tavsiye edenin bir CHP milletvekili olabileceği hatırlatması üzerine de rotayı başka tarafa çevirme kıvraklığını gösterebiliyorlar.

Sanki hergün lağım akan kanalları CHP ve kirli güçler tarafından finanse edilmiyormuş gibi kendilerinden olmayan gazetecilere salvo yapıp duruyorlar. Veyis Ateş hakkında, montaj olup olmadığı kesin olmayan, teknik bilirkişi tarafından incelenmemiş bir kaset üzerinden operasyon çekenler, Cuma namazına giden öğrencileri birer terörist gibi hedef gösterecek kadar kirli bir geçmişe sahip Uğur Dündar’ın CİA parasıyla kurulan operasyon kanalında yöneticilik yapmasının erdemini, ahlakını, namusunu anlatıyorlar millete.

Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil’in şerefi haysiyeti Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla kurdurmak istedikleri televizyon için CHP’li belediyelerden (vatandaştan) zoraki topladıkları 300 biner liranın akıbetinde gizlidir. Hakikaten ne oldu onca toplanan paralar. Veyis Ateş, şantaj habercilikte sizin elinize su dökemez. Veyis Ateş’in kasetini yönetime dinleten abla, SBK’nın maaşa bağladığı 20 gazeteci arasında yer almıyor mu acaba. Bir dönem, canlı yayında ‘Ben oyumu HDP’ye verceğim’ demek için yaptığı pazarlıklar gerekçesiyle işten el çektirildiği iddialarına ne cevap verecek.

Seslerini kestikleri bir başka konu meşhur Paramount Otel. Kim kaldı, kim kalmadı, hangi parayla kaldı, iktidarla ilişkisi neydi yaygaraları arasında Ekrem İmamoğlu’nun basın müşaviri Murat Ongun’un geçen Ağustos ayında otelin en lüks villasında ailesiyle birlikte kaldığı iddiaları ortaya atılınca dut yemiş bülbül gibi sus pus oluverdiler. Ongun’dan önceki İBB Danışmanının maaşı 10 bin lira idi. Danışmanlar 10 bin lira alıyor diye AKP’yi yolsuzlukla, kayırmacılıkla itham eden kamuda kimlerin kaç maaş aldığıyla ilgilenen bu namussuz namuslular Murat Ongun’un aldığının kaç asgari ücretlinin maaşına denk geldiğini söylemeye utandıkları ücreti yanında Otobüs A.Ş gibi daha kaç iştirakten huzur hakkı alması durumunda bu otelde kalabileceğini hesap ettiler mi? Yüzlerce CHP belediyesinde görülen mesela bir ilçe belediye başkanına 24 bin lira maaşla danışmanlık yapan birinin, oğlunun yine yüksek maaşla aynı belediyede basın biriminde çalışması ve kurdukları aile şirketinin belediyenin işleri üzerinden paranın gözüne vurması da Kılıçdaroğlu’na iğneyi önce kendime batırayım çuvaldızı başkanı dedirtmedi. Onun için AKP’li hakkında söylenti olsa da, cezalandırılmalı, işten el çektirilmeli, hapsedilmeli...... CHP’li yaparsa emeğinin karşılığını alıyor, helal olsun…. İmamoğlu’nun tatillerini İstanbul’da lüks villalar yapan birinin Bodrumdaki mekanında geçirmesi de etik bir davranış bu namussuz namuslulara göre….

Bir tezvirat kanalının beyin özürlü (veya operasyonun parçası) muhabirinin, Türkiye-Katar Askeri işbirliği anlaşmasındaki bir maddeyi ‘Katar’lılara Türkiye’de sınavsız sağlık eğitimi’ mealinde yaptığı çarpıtma haberi, koro halinde satılmış medyanın tekrarını dayanak yapan Kılıçdaroğlu’nun kurumdan yalanlama gelmesine rağmen papağan gibi bu yalanı topluma dayatması bu güruhun haleti ruhiyesini ortaya koyuyor. Haberin doğrusu, Katar ordusunda görevli sağlıkçılar anlaşma yapılan onlarca ülkenin sağlıkçı ordu mensubu gibi mütekabiliyet esası gereğince Türkiye’de sağlık eğitimine sınava girmeden devam edebilecekler.

Başkan olduktan sonra Kanal İstanbul’u yaptırmam söyleminden başka icraatı bulunmayan İmamoğlu’nun İstanbul’un kaynaklarını buharlaştırarak nasılda namussuz namuslulara aktardığını seyrediyoruz. İşten atılanların yerlerine yerleştirilenler bir tarafa, BİT’lerin yönetim kurullarına yerleştirdikleri parti militanlarına para yetiştiremiyorlar. Temel atmama töreniyle durdurduğu Silahtarağa biyolojik arıtma tesisinin ihalesinden kalan 1 milyar 525 milyon lirayı, Malatya’da yaptığı miting için mi harcadığı, kayak takımlarına mı verdiği bilinmez ama Alman’ından, Fransız’ından, İngiliz’inden aldığı kredileri milletin sırtına yükleyerek nasıl çar çur ettiği ortada. İBB Kasım 2019’da Sultanbeyli-Çekmeköy metro hattı için 110 milyon avro kredi aldı. Hesapsız kasap misali masadı nereye koyduğunu unutarak, Tayyip Erdoğan’ın yaptırdığı hastaneye gidecek vatandaşları cezalandırmak için projenin 6 duraklık bölümünü iptal ediverdi. Tıpkı görevi olduğu halde Çam-Şakura hastanesi yoluna asfalt döktürmediği gibi. Tabii bu arada iptal edilen kısım için tahsis edilen ödeneğin nasıl kimin cebine girdiği savcıların konusu.

İBB yarım kalmış 4 metro için 580 milyon dolar kredi aldığını, ayrıca AFD’den 450 milyon Avro kredi aldığını açıklamasına rağmen nedendir bilinmez metro çalışmaları kağnı hızıyla ilerliyor. İBB 2 yıllık süre de 8 ayrı noktada yürüttüğünü söylediği metro çalışmalarının ancak yüzde 12’sini tamamlarken, Ulaştırma Bakanlığı bu sürede 5 farklı metro hattındaki işin yüzde 47’sini tamamladı. Şimdi de Alibeyköy-Eminönü hattı için 93 milyon Avroluk bir kredi daha, demek ki sıfırı tükettiler, ihale edilmiş işlerin bile parasını ödeyemedikleri için sağdan soldan borç topluyorlar. Borcu nasıl olsa devlet-millet öder.

İstanbul hızla 94 öncesine koşuyor. Deniz bitti, dört tane arıtma tesisini yönetemeyen planlanmışları ise (Kadıköy-Paşaköy) iptal etme bilimsel öngörüsüyle övünerek İstanbul’u müsilaj ile tanıştıran ağızlarından da isal akan bu arsız yönetim işi artık belediyenin mülklerini satışına getirdi. Merter katlı otoparkını 147 milyon liraya kaşla göz arasında satıverdiler. Emlak uzmanlarının 50 metrekaresi milyon dolarlarla satılabileceğini beyan ettikleri, gerçek değerinin (10 bin metrekare) 1 trilyonun üzerinde olduğunu söyledikleri yeri onda bir fiyatına elden çıkartmayı ancak namussuz namuslular akıl edebilir. İmamoğlu’nun seçim döneminde kaç otopark yapacağı sözünü verdiğini hatırlıyor musunuz? Yapmayı bırakın bunlar yapılmışı satmakla İstanbul’un değil dostlarının çarklarını döndürmeye çalışıyorlar.

Namussuz namusluları seyretmek için Şener Şen’e gerek yok. Namusluymuş, namussuz…. Millet her şeyi görüyor, gölge etmeyin başka ihsan istemez. Size rağmen Türkiye Kanal İstanbul’u yapar yoluna devam eder, vira bismillah…..