Namazın dinimizdeki yeri ve önemi-4
Namazda, ibadetin yani Allahü Teâlâya tapmanın ve O’na kulluk etmenin birçok çeşidi vardır. Şöyle ki, namaz kılan kişi; Allahü Teâlâyı yüceltmiş. O’nun huzurunda divan durmuş. O’nun kelâmından okumuş. O’nu eksik ve noksan sıfatlardan tenzih etmiş. O’nu kemal sıfatları ile övmüş. O’nun nimetlerine şükretmiş. O’nun huzurunda eğilip saygısını ifade etmiş. O’nu zikredip anmış. O’na tevazu göstermiş. O’na dua ve niyazda bulunmuş. O’na itaat edip kulluk etmiş olur. Böylece kul, namaz ibadeti sayesinde; Rabbinin emir ve yasaklarına uyma şuur ve bilincini sürekli canlı tutmuş olur.
Namaz; küfrün ve şirkin her türlüsüne, nefsin ve
şeytanın tüm arzularına karşı koymaktır. Namaz; Allahü Teâlâ’nın düşmanlarına
ve bütün kötülüklere karşı tavır almaktır. Namaz; imanın fiiliyata dökülmesi ve
aksiyona dönüşmesidir.
Namaz kılmak, İslamın beş rüknünden biridir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki: “İslâm, beş şey üzerine bina edilmiştir: Allah’tan
başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şahadet etmek,
namazı dosdoğru kılmak, zekâtı vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmaktır.” (Buhari)
Başka bir hadis-i şerifte ise, şöyle buyuruluyor: “Âhirette ilk
defa hesabı sorulacak olan ibadet namazdır.” (Nesai)
İslam’da imandan
sonra ilk farz kılınan ibadet namazdır. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “İman
eden kullarıma söyle: Namazı kılsınlar.”(İbrahim 31) Bu âyet-
kerimede namaz, imanın ilk göstergesi sayılmıştır.
Hazret-i
Âişe radıyallahü anha validemiz buyurdu ki: “Rasulullah sallallahü aleyhi ve
selleme ilk farz olunan şey namazdı.” (İbni Hişam, Siret)
Fahr-i kâinat Efendimiz aleyhissellam,
sahabe-i kiramdan Muaz bin Cebel radıyallahü anhı Yemen’e gönderirken,
şöyle buyurdu: “Yâ Muaz! Sen ehl-i kitap bir kavme gidiyorsun.
Onları evvela Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın elçisi
olduğuna iman etmeye davet et. Şayet bunu kabul ederlerse onlara Allah’ın her
gün beş vakit namazı emrettiğini söyle. Şayet bunu yerine getirirlerse o zaman
Allah’ın kendilerine zenginlerden alıp fakirlere ve muhtaçlara vermek üzere
zekâtı farz kıldığını haber ver. Ancak onların mallarının en iyilerini ve en
kıymetlilerini seçip almamaya dikkat et. Yâ Muaz! Sakın mazlumun bedduasını
almayasın. Çünkü mazlum ile Allah arasında perde yoktur!” (Buhari) Dikkat buyurun;
imandan sonra ilk olarak namaz emrediliyor.
Siyer
âlimi İbni İshak hazretleri naklediyor: “Allah Rasulü sallallahü aleyhi ve
sellem Mekke’nin yukarısında idi. Cebrail aleyhisselam en güzel yüzü ve
kokusuyla Rasulullah sallallahü aleyhi ve sellemin önüne çıktı ve şöyle dedi: Ey Muhammed, Allah size selam söyledi ve cinler ile insanlar için
sizi rasul tayin ettiğini size iletmemi, emretti. Onun için, siz onları ‘Lâ
ilâhe illallah’ sözüne davet edeceksiniz. Daha sonra ayağını yere vurdu. Oradan su
fışkırmaya başladı. Cebrail o sudan abdest aldı ki, Hazret-i Peygamber sallallahü
aleyhi ve sellem namaz kılabilmek için abdestin nasıl alındığını öğrenebilsin.
Sonra Hazret-i Muhammed sallallahü aleyhi ve selleme de kendisi gibi abdest
almasını söyledi. Daha sonra Cebrail, Rasûlullah sallallahü aleyhi ve sellem ile
beraber dört secdeli iki rek’at namaz kıldı. Bundan sonra Rasulullah sallallahü
aleyhi ve sellem oraya Hazret-i Hatice radıyallahü anha validemizi getirdi,
ona abdest aldırdı ve onunla birlikte iki rek’at namaz kıldı.” (İbni İshak, Siret)
Demek ki; Tevhid’in hakikatini insanlığa tebliğ
etmekle görevlendirilen Efendimiz aleyhisselamın ilk icraatı namaz olmuştur.
Yani risaletin esası; insanlığı “Lâ ilâhe illallah, Muhammedü’r-Rasûlullah”
kelime-i tayyibesine çağırmak, ilk uygulaması ise, namaz kılmaktır.
Allah Rasulü sallallahü aleyhi ve selleminvefatından
önceki son sözleri şöyle idi: “Namaza dikkat edin! Namaza dikkat edin!
Namaza dikkat edin!” (Ramuzu’l-ehadis)
Namaz, müslüman fert ve cemiyetin inşasında öncelikli
bir role sahiptir. Günümüz dünyasında da müslüman kişi, şahsiyetini önce
namazla inşa etmeli sonra diğer amellerle bu inşa sürecini tamamlamalıdır…
(Devamı haftaya…)