Namazın Dinimizdeki yeri ve önemi-2
Dinimizde namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Namazın dindeki yeri, başın
vücuttaki yeri gibidir.” (Taberani)
“Kıyamette kulun ilk sorguya
çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir.
Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.” (Taberani)
“Namazı doğru kılanın, ağaçtan
yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.” (İ.Ahmed)
“Namaz dinin direğidir, terk eden dinini
yıkmış olur.” (Beyheki)
“Bizimle kâfir arasındaki fark
namazdır.” (Nesai)
“Namaz kılmayan, kıyamette, Allahü Teâlâyı
kızgın olarak bulur.” (Bezzar)
“Namazı kasten bırakanın ibadetleri
kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü Teâlânın himayesinden uzak kalır.” (Ebu Nuaym)
Namaz kılmak böyle büyük ve önemli bir
ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Yukarıdaki hadis-i
şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır: Namaz kılmayana kâfir
denmez. Fakat namaz, çok mühim bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla
ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Çünkü namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer
günahları işlemekten çekinmez. Günahlar da insanı küfre sürükler. Bu bakımdan
her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmak gerekir!
Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak
müminlere kolay gelir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Sabır ve namazla
Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz bunlar, Allah’a huşû ile boyun eğenlerden
başkasına ağır gelir. Onlar kesinlikle rablerine kavuşacaklarını ve O’na
döneceklerini bilen kimselerdir.” (Bekara
145-146)Binaenaleyhnamaz kılmamak, iman zayıflığından ileri
gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek ve
isteyerek uymaktır. Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen kişi,
hasta olsa bile, mutlaka namazını kılar. Çünkü ateşin yaktığını bilen kimse,
kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kılmaz mı?
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Cenneti isteyip de, Allah’ın
yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır.” (Beyheki)
Kuran-ı kerimde mutlak biçimde namaz
emrine defalarca yer verildiği gibi bazı âyet-i kerimelerde çeşitli üsluplarla
namazın önemine işaret edilerek namaz kılanlardan övgü ile söz edilmiştir.
Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Bu (Kur'an), Ümmü'l-kura (Mekke) ve
çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri
doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar
namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.”
“Onlar ki, namazlarını gereği üzre
devamlı kılarlar; emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.” (Müminun 9)
“Gerçekten insan pek tahammülsüz bir
tabiatta yaratılmıştır. Başına bir fenalık geldi mi sızlanır durur. Ama ona bir
nimet nasip olursa kendisinden başkasını yararlandırmaz. Ancak namazlarını
devamlı kılanlar böyle değildir.”
(Mearic 19-23)
Yüce Kitabımız’da namazı ciddiye almayıp
özünden uzaklaşanlar ise, yerilmiştir. Âyet-i kerimede buyuruldu ki:
“Vay haline o namaz kılanların ki.
Onlar namazlarının özünden uzaktırlar. Onlar halka gösteriş yaparlar. Hayra da
engel olurlar.” (Maun 4-7)
Birçok âyet-i kerimede ise, namaz ile
birlikte ‘ikame’ kelimesi ve türevleri kullanılarak; “vaktinde,
eksiksiz bir biçimde, erkânına riayet edilerek ve devamlı olarak kılınması”
gereğine dikkat çekilmiştir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Namazı ikame edin (dosdoğru kılın,) zekâtı verin. Önceden kendiniz
için ne hayır yaparsanız onu Allah katında bulursunuz. Şüphesiz Allah
yaptıklarınızı eksiksiz görür.” (Bekara 110)
“Şüphe yok ki iman edip dünya ve
âhiret için yararlı şeyler yapanlar, namazı ikame edenler (dosdoğru kılanlar) ve zekât verenlerin rableri
katında ecirleri vardır; onlara ne korku vardır ne de üzüleceklerdir.”
(Bekara 277)
“Sizin velîniz ancak Allah’tır,
peygamberidir, bir de Allah’ın emrine boyun eğerek namazı ikame eden (dosdoğru kılan,) zekâtı veren müminlerdir.”
(Mâide 55)
“Müminler o kimselerdir ki, Allah’ın
adı anıldığında yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu
onların imanlarını arttırır. Onlar yalnızca rablerine güvenirler. Namazlarını
ikame ederler (dosdoğru kılarlar),
kendilerine verdiğimiz şeylerden bir kısmını Allah yolunda harcarlar.”
(Enfal 2-3)
(Devamı haftaya…)