NAMAZ İSLÂM DIŞI GÜÇLERE BAŞKALDIRIDIR
Namaz, fertleri ve toplumu Batıl kültür ve ideolojilere karşı koruyan ibâdettir. Nefislerimizi, emrolunduğumuz namaza alıştıralım. Namaz İslâm binasının beş temelinden biridir. Namazsız Müslümanlık yaşanamaz.
GÜNÜN AYETİ
Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Doğrusu namaz çok ağır ve çetin bir iştir. Ancak o, Allah’a duyduğu derin saygıdan kalbi ürperenlere ağır gelmez. (BAKARA 45)
GÜNÜN HADİSİ
"Kul, namazında etrafıyla ilgilenmediği sürece, Yüce Allah kuluna yönelir. Kul namazında etrafıyla ilgilenmeye başladığında, Allah da ondan yüz çevirir." (Ebû Dâvûd)
Bismillahirrahmanirrahim…
Namaz, fertleri ve toplumu Batıl kültür ve ideolojilere
karşı koruyan ibâdettir. Allah’a, Kur’ân’ın sosyal, iktisadî, hukukî ve ahlâkî
hükümlerini ihtiva eden âyetlerini okuyarak ve Hz. Peygamberin öğrettiği gibi
namaz kılarak ibadet eden müminleri hangi güç İslâmî doğrultudan saptırabilir?
Hangi zalim otorite İslâm dışı, sistemlere kanalize edebilir?
Hangi istibdat tanrılaştırılmış Tağutî güçlere boyun
eğdirebilir?
Yurdumuzda anlayarak namaz kılınmadığının, namazın özünden
ve hedeflerinden uzak kalındığının en canlı belgesi yıllardır toplumumuza
egemen olan batıl kültür ve siyaset odaklarına karşı Hakk’ı yaşama hürriyet ve
özleminin yeterince duyulmamış olmasıdır.
İSLAM TÜM HAYATI KUŞATIR
İslâm insan hayatını bütünüyle kuşatan ve yönlendiren
din’dir. Bu yüce dinde ergen müminlere yüklenen ilk vazife namazdır. Kur’ân-ı
Kerîm’de Rabbimiz şöyle buyurur:
«… Namazı kılınız. Şüphesiz namaz müminler üzerine
vakitleri belirli bir görev olmuştur.» (Nisa,103)
Namazın nasıl kılınacağını bizlere öğreten Peygamberimiz,
namazın dinimizdeki önemini şöylece açıklamıştır:
[«… Namaza sarılın. Aman namaza önem verin.»
«Dinde namaz vücutta baş gibidir.»
«Kalbini namaz için hazırlayan ve onu şartlarına uyarak
kılan kişi gerçek mümindir.»] (M. Kenzül-Ummal Kitabus–Salati)
Allah’a bağlayan ana rabıta olan Namaz Kur’an-ı Kerim’de
defalarca tekrarlanarak emredilen ve kadın, erkek, genç, ihtiyar, zengin,
fakir, hattâ Peygamberimiz dâhil bütün inananlara yüklenen ana ibâdettir.
HAYATI İSLAMLAŞTIRAN İBADET
Namaz, bedenin fizikî hareketleri, aklın tefekkürü, kalbin
de haz ve neşesi ile eda edilen ve mü’mini baştanbaşa bir iman ve şuur âbidesi
haline getirerek diğer ibadetlere hazırlayan ve böylece hayatı İslâmlaştıran
ibadettir.
İman’ın belgesi olan namaz, imandan sonra öğrenilmesi ve
tatbik edilmesi istenen ilk emirdir.
Peygamberimiz İslâm’ı Din olarak kabul edenlere ilk olarak
namazı bildirirdi. Namazsız bir İslâm toplumu oluşturulamayacağından, namaz
kılınacağı hususunda biat alırdı.
İslâm Dinini yaşama gücünü kazandıran namaz, Müslümanlarda
Hz. Peygamberin izinde Allah’ın emir ve yasaklarına göre yaşama bilincini
geliştiren ve hayata disiplin kazandıran büyük bir eğitim ibadetidir.
AHLAKSIZLIKLARA KARŞI KORUYUCU
Bunun içindir ki Kur’ân-ı Kerim namazı maddî ve manevî
kötülüklere ve ahlâksızlıklara karşı güçlü bir koruyucu olarak sunmaktadır.
«Kur’ân’la sana bildirilen mesajları oku. Namazını da
gerektiği şekilde kıl. Çünkü namaz bütün çirkinliklerden ve tüm kötülüklerden
alıkoyar. Allah’ın namaz kılan kulunu anması
ise elbette ki en büyük mutluluktur. Allah yaptıklarınızı bilir.»
(Ankebût 45)
Namaz; fertleri olduğu gibi toplulukları da renk, ırk ve dil
ayırımına yer vermeksizin iman ve gönül rabıtasıyla birleştiren, seviştiren,
kaynaştıran ibadettir.
14 ASIRLIK MUCİZEVİ TABLO
Her yaştan, her kültür seviyesinden, her bölgeden binlerce
inşanı Allah için birleştiren, omuz omuza, gönül gönüle verdiren, aynı yüce ve
kutsi duygularla besleyen Cuma, bayram ve vakit namazlarının mucizevî kuvvetini
düşününüz.
Dünyanın çeşitli ülkelerindeki dilleri, ırkları, tarih ve
kültürleri ayrı milyonlarca Müslümanın bir namaz için tekbir aldığını ve aynı
kıbleye yöneldiğini düşünelim. Evet; Endonezya’da, Pakistan’da, Türkiye’de, İngiltere’de,
Almanya’da ve Amerika’da aynı iman, aynı duygu ve aynı ibâdet dili ile kılınan
ve 14 asırdır kılınmakta olan namazlar ne muhteşem ve ne mucizevî bir tablodur.
YALNIZLIĞA KARŞI BİR İBADET
Namaz, fertleri ve toplumu Batıl kültür ve ideolojilere
karşı koruyan ibâdettir.
Nefislerimizi, emrolunduğumuz namaza alıştıralım. Namaz
İslâm binasının beş temelinden biridir. Namazsız Müslümanlık yaşanamaz.
Bunun içindir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
«Bizimle (kalplerine İslâm inancı yerleşmemiş olan)
münafıklar arasındaki ayırıcı ölçü namazdır. Kim farz görev olduğunu inkâr
ederek namazı bırakırsa kâfir olur.» (et-Tac, 1/140)
Namazsızlık Rabbimizden uzak kalmaktır. Yalnızlığa, âcizliğe
ve ümitsizliğe mahkûm olmaktır. Cehennem azabına yuvarlanmaktır.
Peygamberimiz şöyle buyurur:
«… (Hayırları ne olursa) olsun namaz kılmayan mümine
Allah’ın verilmiş sözü yoktur. Dilerse onu bağışlar. Dilerse azaplandırır.»
(et-Tac, 1/13)
Sözü namazlıları müjdeleyen âyetlere bırakalım:
“Namazlarında kalpleri huzurla dolu olan, boş söz, iş ve davranışlardan kaçınan, zekât vermek için çalışan, cinsel organlarını örten-zinadan, eşcinsellikten koruyan… kendilerine bırakılan emanetleri koruyup sözleşmelerine bağlılık gösteren ve bir de namazlarına devam eden gerçek mü’minler (yok mu?) Onlar mutlaka felah bulacaktır. Onlar, içinde ebedî kalacakları Firdevs Cenneti’ne vâris olacaklardır. “( Müminûn 1-11)
MÜ’MİNİN HAYATINI DİSİPLİNE EDER
Her sabah dünya yeniden kurulurken mesut edecek nizamın
ancak İslâm olduğunu ilân eden ezanlarla ve Hz. Muhammed’in bildirdiği şekilde
Allah’a ibadetle başlayan mü’min günü, her biri taze bir başlangıç olan beş ana
vakte ayrılmaktadır. Her bir vakitte Allah’a dönüşle başlayıp bitmekte, böylece
müminin hayatı İslâmî doğrultuda disipline edilmektedir.
Namaz, mümine gelişme ve yücelme yollarını da açan ibâdettir. Düşününüz! Günde beş defa şuur, huşu ve ta’zimle Allah’ın huzuruna çıkan mü’min, inandığı ve yaşamaya azmettiği Kur’ânın âyetlerinden okuyarak Allah’a ibadet ediyor. İçinde «Zekât, adalet, merhamet, yapılan her işi Allah, görüyor bilinci içinde güzel yapma, sözleşmelere bağlılık, ana-babaya saygı, yaratılanlar üzerinde düşünme… Ve doğru konuşma gibi emirler yer alan Kur’ân ayetlerini okuyarak namaza başlıyor… “Faiz, içki, kumar, zina, zulüm, yalan, bölücülük, kin, kibir… ve israf…” gibi yasakları içeren Kur’ân âyetlerini okuyarak namazını bitiriyor.
NAMAZ VÜCUDA ENERJİ YÜKLER
Böylece namaz, İslâm Dini’nin, ortak aklın ve ilmin
buyruklarına yönlendirerek, yasaklarından koruyarak hayatı basitlikten,
faziletsizlik zemininde sürünüşten kurtarıyor, yüksek heyecanların, ölümsüz
hedeflerin âşığı kılıyor. Gerekli enerjiyi yüklüyor.
Namazlarının her bir rekâtında Fatiha Sûresini okurken: «…
Ancak sana ibadet ederiz…» diyerek haram ve helâl ölçülerine göre yaşayacağına
söz veren mü’minin Allah’ın emirlerini ve yasaklarını çiğnemesi mümkün müdür?
Rızkı verenin, sebepleri yaratanın, saadeti bahşedecek olanın Allah olduğuna ve O’nun huzurunda hesap verileceğine inanan mü’minde, fâni dünya nimetleri ve sayılı ömür günleri için yalan, faiz, karaborsa, rüşvet, sömürü, zulüm, riya, ihtiras, samimiyetsizlik bulunulabilir mi? Hiç şüphesiz namazlı bir mü’min yanılabilir, fakat hatasında ısrar edeceği düşünülemez.