Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 May 2024

Nakbe 2024

Nakbe, Arapça “felaket” demek. İsrail’in İngiltere’ye karşı bağımsızlığını ilan ettiği 14 Mayıs 1948’in ertesi günü beş Arap devleti bu terör oluşumuna karşı savaş ilan etti. Ancak Batılı ülkelerin İsrail’e sınırsız desteği üzerine yenildiler. Savaşın ilan edildiği 15 Mayıs günü milyonlarca Filistinli topraklarını terk edip başta Ürdün olmak üzere komşu ülkelere sığıntı. Ancak İsrail’in topraklarını işgal etmesi sonucu bir daha geri dönemediler.

Nakbe’nin sembolü anahtardır. Savaşın ortasında ülkelerini terk edip güvenli bölgelere geçen Filistinliler geri dönemeyince 15 Mayıs 1948 günü “Felaket Günü” ilan edildi. Nesilden nesile devam eden Nakbe, günümüzde de varlığını koruyor. Komşu ülkelerdeki milyonlarca Filistinli vatanlarına dönmenin ümidi ile hala evlerinin anahtarını yastıklarının altında saklıyor.

İsrail en başından beri işgalci ve yayılmacı terör taktiğini hiç terk etmedi. Acımasızdı. Sınırları yoktu. Halen de yok… Filistinlileri sürerek, katlederek, hapsederek topraklarına el koyuyor, arazisini sürekli büyütüyordu. Acımasızca katliam yapmak Siyonistlerin alamet-i farikası oldu.

***

Batı, 1948’den beri Siyonist İsrail’i para, silah ve teknoloji ile destekliyor. Bunda Batıda yaşayan zengin Siyonistler kadar Batılıların geçmiş yüzyıllarda Yahudilere karşı nefretinin de büyük rolü var. Bir başka gerekçe de İslam coğrafyasının merkezine Müslümanları sürekli huzursuz edecek bir nifak tohumu yerleştirme arzusuydu.

Önceki gün gösteriler düzenlendi. Tüm dünyada ilk defa Nakbe bu kadar geniş bir katılımla anıldı. İnsanlık adeta vicdanının sesini haykırdı. Filistinlilerin acılarına ve çilelerine tercüman oldu. Siyonist İsrail’in nasıl bir bela olduğu bir kez daha tekrarlandı. Nakbe’de yurdunu terk eden Filistinlilerin anahtarlarına uyacak bir ev artık kalmamış olsa da Gazze’de akan kan tüm dünyanın vicdanlı insanlarının kalbine ve vicdanına dokundu.

İsrail 1948’den beri sürdürdüğü acımasız zulmü 7 Ekim’den sonra da devam ettireceğini düşünerek yanıldı. Tüm dünya yıkım ve katliamları Filistinli gazeteciler ve X platformu sayesinde adeta canlı yayında izledi. İsrail, yerini tespit ettiği her gazeteciyi katletse de önce propaganda savaşını, sonra Gazze savaşını kaybetti.

***

İsrail, kurulduğundan bu yana planlı ve sistematik etnik temizliği hiç bırakmadı. Bunu vicdanlı Batılı yazarlar da araştırarak belgeleri ile ortaya koydular. Bu konuda en belirgin iki örnek, tarihçi Ilan Pappe’nin 2006 tarihli “The Ethnic Cleansing of Palestine” adlı eseri ile Roger Graudy’nin “İlahi Mesajlar Toprağı Filistin” ismiyle Türkçe’ye çevrilen kitabıdır.

Siyonist İsrail, askerlerinin yapamadığını güya kendi sivil toplum kuruluşları ile yaptırarak Gazze’ye gıda maddesi sokmama, Filistinlileri silahın yanı sıra açlık ve susuzlukla öldürme politikasını sürdürüyor. Buna karşı ABD, Gazze sahilinde yardımları ulaştırmak için yaptığı iskeleyi bitirdi. Fedakâr yardım kuruluşları hala Gazze’de göreve devam ediyor.

Türkiye’nin ambargosu İsrail’i etkilese de kesintisiz bir boykotun önemi açık. Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın şu sözleri çözümün nerede olduğunu göstergesi gibi: “Filistinlileri savunmak için safları sıklaştırmak ümmetin görevidir. Bu bizim sınavımızdır. Birlik olabileceğimizi kanıtlamalıyız. İslam âleminin diplomatik yollarla ve eğer gerekirse zorlayıcı önlemler aracılığıyla sonuç alabileceğini herkese göstermeliyiz.”

Dileğimiz, Gazze’de yeni bir nakbe yılı değil, 2024’ün Filistin için kurtuluş yılı olması.