Müttefik mi? Yoksa….
Değerli okurlarım dik durmanın zorluklarına alışarak onurlu yaşama mücadelesi vermeye başladığımızdan beri içimizden birileri gavurdan daha acımasız kesilip olmadık badireleri atlatmamıza sebep oluyor.
Ne zaman belimizi doğrultarak omuzlarımızı dikleştirsek birileri olarak bilinen bir meçhul el derhal zayıf bir tarafımızı bulup kaşımaya başlıyor. Kaşınma başlangıçta hoş bir duygu oluşturarak bazılarımızın aklını başından öyle bir alıyor ki, kaşınan yerdeki yaradan akan kanlar etrafa yayıldığı zaman feryadı figan başlıyor ama iş işten geçmiş oluyor.
Geziyi ve gezi zekalıların akla insafa vatanperverliğe hiç te uymayan hallerini bir hatırlayalım mı? Üç beş ağaç katlediliyor sessiz kalmayalım masumiyeti ile başlayan ve haftalarca süren o günlerin memleketimizde oluşturduğu tahribatı da kabaca bir hatırlarsak kaz kafalı güruhun kaz dağlarındaki duruşunu sanki daha iyi anlamış oluruz.
Körün dolma yeme hadisesindeki gibi, kendileri için mubah olan her şey başkaları için haram. Bu zihniyetin kodlarında sorun var ki, keçisi çalınan hocayı, hoca keçi çaldı olarak yaftalayıp akıl danelerine servis ederler.
Olayın derununa vakıf olmaya gerek dahi duymadan sürü psikolojisi içerisinde bir yaratık olmak ne büyük bir bahtsızlık. Soysuz medyanın soysuz cibilliyetsiz ve vatan düşmanı trollerinin dümen suyunda saman gibi sürüklenmek ne akılla ne de zeka ile açıklanabilir.
Amma velakin durum bu.
Bir tarafta Doğu Akdeniz, öbür tarafta Kuzey Suriye. Ülkemiz idare erki nihayet böyle önemli meselelerde durun bakalım bende varım dikleşmesi ile dost (!)ve müttefiklerinin(!) oyununu bozarken, bu dost (!) ve müttefiklerin (!) başka bir eli yıllardır katledilen ve dazlak hale getirilmiş ülkemin dağlarından ormanlarından ses verdi.
Kaz kafalı güruhu dağlara sürerek gündemi nasıl saptırır ve lehime çeviririmin peşine düştü. Gündemi mündemi lehine çeviremezsin arkadaş. Eski Türkiye yok artık karşınızda. Masa başlarında uyuttuğunuz monşerler de yok. Her biri demir bilye olan vatanperverleri var dişlerinizi dökmek için.
Ya aklınızı başınıza alır bu yaptığımız haksızlıklar yanımıza kâr kalmaz deyip ağzınızda sakız gibi çiğnediğiniz demokrasi, hak, hukuk ,adalet ,hürriyet gibi kavramların içini doldurursunuz yada evet yada mazlum dünyanın üzerinizde birikmiş hakkını burnunuzdan fitil fitil getiririz.
Gezi den günümüze ülkemizde çok şey değişti. Önümüzdeki dönemde daha çok şeyde değişecek. Devletimizi habis bir ur gibi sarıp hareket kabiliyetini bozan FETÖ yok artık.
Devletimizin idare erkinde bulunan; liyakat fukarası sonradan görmeler, cukkacılar, haram zedeler, mal bulmuş mağribiciler ve kan emici yarasalar biraz temizlenirse ki, sabırsızlıkla temizlenmelerini bekliyoruz. Reisimiz doğru hamleler ile ve öncelik sırasına göre bu güruhun aymazlarını saf dışı ederek toplumsal beklentiyi bir şekilde halletmeli. Etmeli diyorum çünkü özellikle TMSF, SGK ve belediyelerden ayyuka çıkmış fokur fokur kaynayan dedikodu tenceresinin çıkardığı gürültüden tez zamanda kurtulmalıyız.
Yıllar önce Türkmenistan ziyaretimde o zaman sağ olan Türkmen başının televizyonda canlı yayında yolsuzluk yapan bir bürokratını halka nasıl rezil ettiğinin canlı şahidiyim. Bizde de aynısı yapılmalı diyesim geliyor.
Bugün arefe yarın bayram. Anlamı yakınlaşmak olan kurban bayramımız adına layık bir şekilde insanlığı bir birine yakınlaştırsın, huzur ve saadet getirsin diyor sağlık ve mutluluklar diliyorum.
