Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2019

Mutsuzlar Diyarı Batı 2

Her aklıselim insan bilir ki, âdemoğlu iki temel unsurdan yaratılmıştır. Beden ve ruh, başka bir deyimle, madde ve mana... Huzur ve mutluluk ise insanın mana âlemiyle ilgilidir. Gel görelim ki batı, manayı tamamen katletmiştir. İnanın manevi yönlerine ait ne varsa adeta buldozer gibi ezip geçmiştir. İman ve kulluk bir yana; fazilet, erdem, edep hayâ, ara namus, sevgi saygı, şefkat merhamet, yardımlaşma dayanışma… Kısaca insana ve insanlığa dair ne varsa hepsine kıymıştır.

Şimdi, huzur ve mutluluğun kaynağı olan mana olmadan mutluluk nasıl olsun ki. Nitekim Allah (cc) buyurur. “Bunlar iman eden ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura kavuşan kimselerdir. İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur.” (Rad 13/28)

Huzur ve mutluluğu, emniyet ve güveni maddede aramak, gökte kaybettiğini, yerde aramak gibi bir şeydir. Ara ki bulasın… İnsana ve insanlığa dair, fazilet ve erdem adına ne varsa, hepsini vahşice katleden batı, sonunda cürümlerinin cezasını görmeye ve yok olmaya mahkûmdur. Tabi ölüm, zalimlerin sadece bu dünyadaki çilelerini sonlandırır. Ama ukbada, çile ve azabın ebedi ve en çetini, asıl o zaman başlar.

Kısacası batı kültüründe insanlar perişandır. Evde mutsuzluk, işte mutsuzluk, çarşıda mutsuzluk, sokaklarda caddelerde mutsuzluk. Yani her yani mutsuzluk bürümüştür. Çünkü mutluluğun kaynağı imandır, yoktan var eden Allah (cc) a teslimiyetle ona kul olmaktır. İnsana ve insanlığa ait fazilet ve erdemlere geri dönmektir ki, bu da iman ve İslam ile mümkündür.

Üzülerek müşahede ediyoruz ki, bizim insanımız; siyasetçisi, sanatçısı, genci ihtiyarıyla hala batıda bir numara var zannetmektedir. Hâlbuki insaflı olan tarihçi ve aydınlar net olarak ifade ediyorlar ki, maddeperest batının maddi gücü, bir kıtanın yok edilmesi, bir kıtanın köleleştirilmesi ve dünyanın geri kalan kısmının da sömürüsü üzerine oturtulmuştur. Kaldı ki, o maddi gücü de artık son demlerini yaşamaktadır.

Evet, batılılar, Amerika kıtasının milyonlarca yerlilerini soykırımla yok ettiler. Afrika kıtasını köleleştirdiler. Köleleştirilme, sadece insan avcıları ve kurdukları özel çetelerle kendi ülkelerine köle olarak götürdükleriyle sınırlı değildir. Çünkü sömürgeleştirdikleri tüm ülkelerin mazlum halklarını kedi ülkelerinde ayrıca köleleştirdiler. Ne yazık ki basiretsiz idareciler sebebiyle bu kölelik, çağdaş versiyonuyla halen devam etmektedir.

Hatta sömürge köleliği çok daha tehlikelidir. Çünkü fiili kölelik açıktan, sömürge köleliğiyse gizliden ve sinsice devam etmektedir. Nitekim fiili köle olanların torunları zaman içinde Avrupa vd. batı ülkelerinde bağımsızlıklarına kavuştular. Ama sömürge köleliği sürgit devam etmektedir. Ne yazık ki, batılıların valisi konumundaki silik ve pespaye idareciler devam ettikçe de bitecek gibi değil.

Batı, bir sihirbazın tüm maharetlerini icra ederek çevresindekileri hipnotize etmesi gibi bir hal yaşamaktadır. Bu yolda yalan, hile, algı operasyonlarının bini bir para. Janjanlı bir hayat… Bunun için medyanın devasa gücü, sinema, tiyatro, TV vs. tüm vasıtalar, her an seferber durumdadır. Dolayısıyla dünyanın birçok insanı gibi bizim insanımız da tüm bu görüntülerin sihrine kapılmaktadır.

Ama gerçek hiç de göründüğü gibi değil. Bakmayın siz makyajlı görüntülere. Batının dışı başkasını, içi de kendisini için için yakmaya devam ediyor. Yıllardır nesiller üzerinde oluşturdukları reklamasyon, şimdilik etkisini yitirmeden devam ediyor. Çünkü madde perese batı kültürü, insanları dünyalık hırsın, şehvet ve şöhretin hazlarıyla sarhoş etmiştir. Tabi sarhoşluk da eninde sonunda bitecektir.

Gerek küresel karanlık odakların girişimleriyle yapılan algı operasyonları, gerekse batının jan janlı görüntüsünün sihrine kapılan dışardaki kişi veya kurumların reklamları olsun fark etmez. Batı kültürü, sanal bir şatafattan ibarettir. Sanal olan ise asla kalıcı olamaz. Aynen sanal olan pembe diziler misali… Batı filmi bir gün bitecektir. İnşallah bu çok geç de değildir. Çünkü batının insanlık kıyımı, zulüm ve zorbalıkları, çoktan gayretullaha dokunmaya başlamıştır.

İşte tüm bu saydıklarımız ve daha nice sebeplerden dolayı, batıyı hayattan ümidi kesmiş yaşlı ama makyajla genç gösterilmeye çalışılan bir acuzeye benzetmiştik. Ne olursa olsun, bu zoraki makyajlar bir ayağı mezarda olan acuzeyi ölümden kurtaracak değildir. Yani batasıca batı kültürünün pek ömrü kalmamıştır. Şimdilik, öfkeli boğa misali İslam diyarını kana boyayarak ve daha fazla yıkım, katliam, sömürü ve talanlarla uzatmaları oynamaktadır. Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...