Mutlu olmanız için canınızı sıkmak istiyorum:)
Sizinle bi beş dakika İstanbul’un en yüksek tepesi olan Çamlıca’da denize bakan bir yerde ve ılıman bir havada karşılıklı çay içmeyi o kadar çok isterdim ki… Ama yoğun iş temposundan bu mümkün gibi gözükmese de siz yine varsayın ki Çamlıca’dayız ve karşılıklı çay yudumlarken bir yandan da söz aralarında İstanbul’a yukarıdan bakıyoruz…
Masmavi suları yaran gemiler, sahilde olta başında sabırla bekleyen balıkçılar, masmavi gök tablosunda hareket halinde olan martılar, bahardan kalan ılıman bir hava ve bu havayı birden buz gibi yapan bir sela… Başka bir camiden bir sela daha… Belli ki şehre bir ölüm meleği iki defa uğradı…
Çaylarımızı yudumlamaya devam ederken Ölüm meleği ile ortak çalışan yeşil bir araba/cenaze arabası kontak çalıştırıyor… Marangoz Mehmet amcamıza bir tabut siparişi geliyor… Mermer olan Ali usta mermer siparişi alırken cenaze malzemecisi bir müşterisini daha uğurluyor…
Koskoca İstanbul iki konuğunu kaybetti ama neşesinden hiç bir şey kaybetmedi… Açıkçası benim neşem gitti ama…
- “O vefat eden iki hemşerimiz ölüler kentine gidip adına eşilen çukura bir fidan gibi dikilirken kabir taşına yazdırdığı “Ruhuna Fatiha” talebi beni düşündürüyor abi!”
Şu sorulara vallahi engel olamıyorum;
- Bu adamın ruhu nereye gitti?
- Neden tanıyan ya da tanımayan herkesten Fatiha talep ederler?
- Madem Fatiha’ya ihtiyaç duyuyorlar neden bunu sağlıyken talep etmezler?
- Kabirde bunlar ne yerler ne içerler?
- Neden bu güne kadar hiç kimse kabrinden kalkamadı?
- Her şehirde kabristanlar insan yutarken neden kimsenin umurunda olmaz?
- Kabirde insana neler soruluyor?
- Ve neden insanlar kabir hayatını merak etmezler? İşte bu son sorum beni çıldırtıyor abi!!!!
Kur’an’a ve hadis kitaplarına baktığımda karşıma üç kabir sorusu çıkıyor;
- Men rabbuke?/ Senin rabbin kim?/ Seni yediren, içiren, büyüten kollayan…
- Ma dinuke?/ Senin dinin ne?/İslam’ın kurallarıyla amel ettin mi?
- Men nebiyyuke?/ Senin peygamberin kim?/Adım adım izlediğin/örnek aldığın kim? Bu üç soruya hazırlanmayan bir insanın kabirdeki halini vallahi düşünemiyorum!!!
Kulağınıza şu sözü söyleyip kalkacağım inşallah;
“Bir gün sende o yeşil arabaya bineceksin!.. Akıllı ol ve bu üç soruya hazırlanmadan ölme!”
