Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.62
Gram Altın
2978.51
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ağustos 2020

Mutlu bir aile için eşlerin sorumlulukları-3

  • Karı koca, öfke ve kızgınlık anında susmayı bilmelidir. Boşuna denmemiş: “Öfkeyle kalkan zararla oturur.” “Rüzgâr eken, fırtına biçer” Nitekim Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Gerçek babayiğit, güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen kimsedir.” (Buhârî, Edeb, 102; Müslim, Birr, 106-108)
  • Her vesileyle ve fırsat buldukça, birbirleri için dua etmelidirler. Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘Duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.” (Müslim, Zikir 87, 88; İbn Mâce, Menâsik 5)
  • Birbirleriyle meşru ölçüler dairesinde latifeler ve şakalar yapmalıdırlar. Zira gam ve kederin dağılması için, sevinç ve neşeye de ihtiyaç vardır. Sevinç ve neşeler paylaşıldıkça bereketlenir, gam ve üzüntüler, paylaşıldıkça azalır.
  • Herhangi bir anlaşmazlık halinde hemen savunmaya geçmemeli, öncelikle işin aslını öğrenmeye çalışmalıdırlar. Zira birçok boş tartışmalar, sadece basit bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanabilir.
  • Söz taşıyan, koğuculuk yapan, nemimeci münafıklara karşı, dikkatli olmalıdırlar. Özellikle eşler arası; sevgi, saygı ve güveni hedefleyen dedikodulara karşı metin olmalıdırlar. Dostane bir uyarı ve ikaz elbette değerlendirilmelidir. Ama fitne amaçlı nemime, iyi niyetle olsa bile, dostluk değil düşmanlıktır.
  • Birbirlerinin fıtratlarını değiştirmeye çalışmak yerine, birbirlerini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeli. Özellikle evliliğin geçiş dönemi denebilecek ilk aylardaki tanışma devresinde çok daha dikkatli olmalıdırlar. Zira birbirlerinin; fikir, huy ve mizaçlarını öğreninceye kadar, küçük bazı sorunlar çıkabilir. Hemen her ailede de bu gibi durumlar olabilmektedir.
  • Elbette karşılıklı yanlışlar olabilir. Yanlışlar sabırla ve hikmetlice düzeltilemeye çalışılmalıdır. Hiçbirimiz melek değiliz. Hepimiz insanız ve yanlış yapma ihtimali, insanın doğasının gereğidir.
  • Yıkıcı değil yapıcı, bozucu değil onarıcı olma ilkesi, ömür boyu karı ve kocanın ilkeleri olmalıdır. Yıkmayı her kes yapar, ama yapmayı sadece er (yani kadın olsun erkek olsun, sadakat eri) kişiler yaparlar
  • Karı-koca arada bir, birbirlerine meşru ölçülerde sürprizler yapabilirler. Ama batı kültürüne angaje olup uçuk kaçık davranışlardan da sakınmalıdır.
  • Mümkün mertebe güler yüzlü ve sakin olmalıdırlar. Evet, zaman zaman sıkıntılarımızın dışımıza yansıması beşerî bir hakikattir. Ancak çoğunlukla asık suratlı ve soğuk olmak, yuvanın sıcaklık, huzur ve bereketine aykırıdır.
  • Dışarıdan gelişteki karşılaşmalarında birbirlerine selam vermelidirler. Zira selam, karşılıklı güvenin parolası olduğu gibi, ilahi lütuf ve bereketleri celbedecek, lahuti bir duadır. Günde birkaç defa birbirlerine hayır duada bulunan eşler arasında doğal bir muhabbet, sevgi ve manevi bir rabıta gelişecektir."… Evlere girdiğiniz zaman birbirinize Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak selam verin…" (Nur, 24/61)
  • Bir olay olduğunda illa da suçlu aranmamalıdır. Kaldı ki, küllenen bir ateşi karıştırdıkça azar, üfledikçe alevlenir. Aklıselim Müslümana düşen, fitne ateşini harlamak değil, hep su döküp söndürmek olmalıdır.
  • Karı-koca birbirleri için mümkün olduğu kadar zaman ayırmalıdırlar. Tabi bu tarafların, sair görevlerini aksatmayacak şekil ve ölçülerde olmalıdır. Özellikle lüks ve konforun hamalı ve mahkûmu yapıldığımız kapitalist sistemlerde, bu çok da kolay olmayacaktır. Çünkü artık bir ailenin geçimi için olağan üstü bir çaba ve normalinin çok üstünde zamana ihtiyaç vardır. Özellikle nafakadan sorumlu olan erkeğin yükü, anormal bir şekilde ağırlaşmıştır.
  • Bunun için başta karı koca olmak üzere, ailenin tüm bireylerinin, aileye bombardıman hükmündeki medyatik cihazlara karşı dikkatli olmaları gerekir. Evet, sosyal medya, hayatın bir parçası olmuş durumdadır. Ancak bunun kontrol altında olmaması, aile bireylerinin arasına “kara kedi” gibi girmesi demektir. Çünkü TV internet vs. araçlar, %20 hayır ve ihtiyaçlar için kullanılıyorsa, takriben %80 de şer için kullanılmaktadır. “Medya bugün dünyayı küçük bir köy haline getirmiştir. Ama en yakınların bile birbirlerine en uzak ve yabacı oldukları bir köy.”
  • Karşılıklı olarak birbirlerinin haklarına saygı duymaları da ailenin selamet ve bereketi için elzemdir. Allah Teâlâ aileyi sevgi, saygı, ülfet ve ünsiyet olarak tarif etmiştir: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21)Aile, sıcak bir yuva ve hayatın fırtınalarından korunmak için güvenilir bir limandır. Modern dünyanın cazibesinden korunmak için sağlam bir kaledir. Ev ve eş; iki taraflı huzur ve sükûnetin sığınağıdır. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...