Mutlu bir aile için eşlerin sorumlulukları-3
- Karı koca, öfke ve kızgınlık anında susmayı
bilmelidir. Boşuna denmemiş: “Öfkeyle kalkan zararla oturur.” “Rüzgâr
eken, fırtına biçer” Nitekim Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Gerçek babayiğit,
güreşte rakibini yenen değil, öfkelendiği zaman nefsine hâkim olabilen
kimsedir.” (Buhârî,
Edeb, 102; Müslim, Birr, 106-108)
- Her vesileyle ve fırsat buldukça, birbirleri
için dua etmelidirler. Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Bir Müslümanın, yanında
bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din
kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, ‘Duan
kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.” (Müslim, Zikir 87, 88; İbn Mâce, Menâsik 5)
- Birbirleriyle meşru ölçüler dairesinde
latifeler ve şakalar yapmalıdırlar. Zira gam ve kederin dağılması için, sevinç
ve neşeye de ihtiyaç vardır. Sevinç ve neşeler paylaşıldıkça bereketlenir,
gam ve üzüntüler, paylaşıldıkça azalır.
- Herhangi bir anlaşmazlık halinde hemen
savunmaya geçmemeli, öncelikle işin aslını öğrenmeye çalışmalıdırlar. Zira birçok
boş tartışmalar, sadece basit bir yanlış anlaşılmadan kaynaklanabilir.
- Söz taşıyan, koğuculuk yapan, nemimeci
münafıklara karşı, dikkatli olmalıdırlar. Özellikle
eşler arası; sevgi, saygı ve güveni hedefleyen dedikodulara karşı metin
olmalıdırlar. Dostane bir uyarı ve ikaz elbette değerlendirilmelidir. Ama
fitne amaçlı nemime, iyi niyetle olsa bile, dostluk değil düşmanlıktır.
- Birbirlerinin fıtratlarını değiştirmeye
çalışmak yerine, birbirlerini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenmeli. Özellikle
evliliğin geçiş dönemi denebilecek ilk aylardaki tanışma devresinde çok
daha dikkatli olmalıdırlar. Zira birbirlerinin; fikir, huy ve mizaçlarını
öğreninceye kadar, küçük bazı sorunlar çıkabilir. Hemen her ailede de bu
gibi durumlar olabilmektedir.
- Elbette karşılıklı yanlışlar olabilir.
Yanlışlar sabırla ve hikmetlice düzeltilemeye çalışılmalıdır. Hiçbirimiz
melek değiliz. Hepimiz insanız ve yanlış yapma ihtimali, insanın doğasının
gereğidir.
- Yıkıcı değil yapıcı, bozucu değil onarıcı
olma ilkesi, ömür boyu karı ve kocanın ilkeleri olmalıdır. Yıkmayı her
kes yapar, ama yapmayı sadece er (yani kadın olsun erkek olsun, sadakat
eri) kişiler yaparlar
- Karı-koca arada bir, birbirlerine meşru
ölçülerde sürprizler yapabilirler. Ama batı kültürüne angaje olup uçuk kaçık
davranışlardan da sakınmalıdır.
- Mümkün mertebe güler yüzlü ve sakin
olmalıdırlar. Evet, zaman zaman sıkıntılarımızın dışımıza yansıması beşerî bir
hakikattir. Ancak çoğunlukla asık suratlı ve soğuk olmak, yuvanın
sıcaklık, huzur ve bereketine aykırıdır.
- Dışarıdan gelişteki karşılaşmalarında
birbirlerine selam vermelidirler. Zira selam, karşılıklı güvenin parolası
olduğu gibi, ilahi lütuf ve bereketleri celbedecek, lahuti bir duadır.
Günde birkaç defa birbirlerine hayır duada bulunan eşler arasında doğal
bir muhabbet, sevgi ve manevi bir rabıta gelişecektir."… Evlere girdiğiniz zaman birbirinize
Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak selam verin…"
(Nur,
24/61)
- Bir olay olduğunda illa da suçlu
aranmamalıdır. Kaldı ki, küllenen bir ateşi karıştırdıkça azar, üfledikçe
alevlenir. Aklıselim Müslümana düşen, fitne ateşini harlamak değil, hep su
döküp söndürmek olmalıdır.
- Karı-koca birbirleri için mümkün olduğu
kadar zaman ayırmalıdırlar. Tabi bu tarafların, sair görevlerini
aksatmayacak şekil ve ölçülerde olmalıdır. Özellikle lüks ve konforun
hamalı ve mahkûmu yapıldığımız kapitalist sistemlerde, bu çok da kolay
olmayacaktır. Çünkü artık bir ailenin geçimi için olağan üstü bir çaba ve
normalinin çok üstünde zamana ihtiyaç vardır. Özellikle nafakadan sorumlu
olan erkeğin yükü, anormal bir şekilde ağırlaşmıştır.
- Bunun için başta karı koca olmak üzere,
ailenin tüm bireylerinin, aileye bombardıman hükmündeki medyatik cihazlara
karşı dikkatli olmaları gerekir. Evet, sosyal medya, hayatın bir parçası
olmuş durumdadır. Ancak bunun kontrol altında olmaması, aile bireylerinin
arasına “kara kedi” gibi girmesi demektir. Çünkü TV internet vs. araçlar, %20
hayır ve ihtiyaçlar için kullanılıyorsa, takriben %80 de şer için
kullanılmaktadır. “Medya bugün dünyayı küçük bir köy haline getirmiştir.
Ama en yakınların bile birbirlerine en uzak ve yabacı oldukları bir köy.”
- Karşılıklı olarak birbirlerinin haklarına
saygı duymaları da ailenin selamet ve bereketi için elzemdir. Allah Teâlâ aileyi sevgi, saygı, ülfet ve ünsiyet olarak tarif
etmiştir: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden
eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun
(varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir
toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21)Aile, sıcak bir yuva ve hayatın
fırtınalarından korunmak için güvenilir bir limandır. Modern dünyanın
cazibesinden korunmak için sağlam bir kaledir. Ev ve eş; iki taraflı huzur
ve sükûnetin sığınağıdır. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...