Mustafa Yazgan'ın ardından
Mustafa ağabeyi ilk defa İstanbul’a geldiğim 1970’li yıllarda tanıdım. MTTB’nin Beyazıt Meydanı’nda düzenlediği (herhalde 1974 yılında idi) Yunan’ı Telin Mitinginde veciz bir konuşma hafızalarımıza nakşedilmişti. 1940 doğumlu olduğuna göre o yıllarda daha 30’lu yaşların başında olması gerekti.
Tabi daha
sonra çok sayıda konferansına katıldım, Kervan başlığıyla yazdığı günlük
makalelerini okudum. Geniş bir kültürü ve sağlam bir imanı vardı.
Ancak esas
tanışıklığımız 20 sayı kadar çıkardığım Sağlık Yolu Dergisi ile oldu. Yazı
istediğimde Yazgan üstadımız kabul etti ve son sayıya kadar özenerek
hazırladığı belli olan makaleler hazırladı. Konuyu soruyor ve o hattat gibi
olan güzel yazısı ile kapak mevzuunda makalesini bizzat kendisi getiriyordu.
Yakın zamana
kadar bazen karşılaşır, muhabbet ederdik. Arada da telefonda görüşürdük. Her
zaman neşeli ve ümit doluydu.
Yazılarından
bazılarının başlığı ve konuları şöyle idi:
*Eğitim: “Evrenlerin
sözü eğitimle manalıdır. O halde,
Eğitim dönemlerini hepimiz, bu derin,
yüce, kutsal manaya sadık kalarak, çok yoğun çalışarak değerlendirmeliyiz.”
Çağ kapatıp çağ açabilmek: Fatih Sultan Mehmet’i anlattığı
yazısıdır.
Sorumluluk şuuru: “AIDS illetinden daha beter bir maraz
haline gelen sorumsuzluk şuurundan kurtulmanın tek yolu İslam ve Kuran’a
yücelmek, yükselmek, ciddi bir ruh inkılabını gerçekleştirmektir.”
Evler… Evler sağlıklı evler…: “Unutmayalım…
Dünya mutluluğu, sağlıklı evler parolasında gizlidir.”
Mucize-Şifa-Besin ve İlaç Olan Bal: Şifa olan balı çeşitli yönleriyle
anlattığı geniş yazısıdır.
Megalomani (Büyüklenme Vehmi): Üstad son derece mütevazı,
kendisinden emin ve güvenli, kibir ve ucbdan uzak mübarek bir zattı. Bu yazısı
adeta bir manifesto gibiydi.
Görüldüğü
gibi oldukça değişik konularda derin ve kaliteli yazılar kaleme alabilen kültür
ve ahlak abidesi ağabeyimize rahmet diliyoruz. Mekânı cennet olsun…