Mustafa Kutlu
Yaşadığımız koronavirüs salgınına dair her gün toplumu muntazaman bilgilendiren ve herkese güven telkin eden kıymetli Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, geçenlerde evde oturan vatandaşlarımıza yazar Mustafa Kutlu’yu okumalarını tavsiye etti. Arkasından birkaç bakanımız daha bu teklifi destekleyen beyanlarda bulundu. Bu açıklamalar edebiyat çevrelerinde memnuniyetle karşılanırken ben de büyük mutluluk duydum. Ne var ki, sağda solda ideolojik bağnazlıktan kurtulamamış bazı ‘köşe yazıcı’ları, bu halisane iyi niyeti çarpıtarak kullandılar ve ironiye kaçan, tuhaf, seviyesiz, kırıcı eleştiriler yaptılar. “Üslub-u beyan, ayniyle insan” denilmiş. Netice itibariyle bazıları, kötü lâflarıyla tıynetlerini gösteriyorlar, üzerinde durmaya değmez. Zaten çok sevilen Kutlu, inşallah bu vesile ile Türkiye’nin ‘en çok okunan yazarı’ olacaktır. Buna toplum olarak hepimizin ihtiyacı var, hele bugünlerde.
Mustafa Kutlu, Anadolu’nun ücra ve küçük şehrinde orta tahsilimi yaparken ismini duyduğum ve okumaya başladığım bir yazardı. Sonra İstanbul’a gelip de Edebiyat Fakültesi’nde tahsile başlayınca aramızdaki mesafe daha da yakınlaştı. Zaten Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okuyup da, Mehmet Kaplan’ın talebesi olup da Dergâh Yayınevi’ni, yöneticilerini ve yazarlarını bilmemek, tanımamak mümkün değildi. Muhterem Ezel Erverdi’nin kurduğu bu gönül otağında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Mehmet Kaplan’ın, Orhan Okay’ın, İnci Enginün’ün ve diğer edebiyat hocalarımızın eserleri neşrediliyordu. Tabii Mustafa ağabeyin (şükürler olsun ki, ona ağabey diyebilen bahtlı kişilerdenim) seçkin eserleri de bu çatı altında okuyuculara ulaşıyordu.
Neredeyse bütün eserlerini düzenli okuduğum (hatta hızımı alamayarak bazı kitaplarını ikinci kez bile okumuşumdur) bu özge yazarımızı, dostlarla birlikte zaman zaman ziyarette bulundum. Her sohbetinden farklı bir tat ve feyz alarak ayrıldığımı söylemeliyim. Sadece benim değil yaşı 40 ilâ 70 arasında değişen bir çok şairin, yazarın, dergicinin, sinemacının, gazetecinin ağabeyidir. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 2016 yılında, edebiyat alanında Mustafa Kutlu’ya verilmişti. O tören gecesinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da yazarımızı tebrik ederken kendisine, “Mustafa Ağabey” diye hitap etmişti. Kutlu da, rahatsızlığı dolayısıyla katılamadığı o gece için çekilmiş video filmde, bu mükâfat için teşekkür etmiş ve unutulmaz o tebessümüyle, “Durmak yok, yola devam.” demişti. Jeste jestle karşılık verilmişti.
Geçenlerde Ülke TV’de “Kalbin Sesi Mustafa Kutlu Belgeseli”ni seyrettim. Meraklı dostlarıma da seyretmeleri için önceden haber saldım. Aziz okuyucular, siz de görmediyseniz ne yapıp edin bulun ve bu filmi seyredin. Mustafa Kutlu’ya mevcut sevginiz katlanacaktır. Okumadığınız eserleri varsa bir an önce bulup okuma ihtiyacı hissedeceksiniz. Orada hayat hikâyesi anlatılıyor. Erzincan’daki talebelik yılları, mektep hatıraları, yaşayan dostları dile getiriliyor. İyi bir muhitin bir fikir ve sanat adamını nasıl yetiştirdiğine şahit oluyorsunuz. Sonra birinci ağızdan yaşatılan anılar. Merhum hocası Orhan Okay ve Ezel Erverdi Beyefendi ile tanışmasının hikâyesi… Kaderin hükmünü icra etmesi… Nurettin Topçu ile tanışma, Hareket Dergisi, Dergâh Yayınları ve Dergisi… Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, kitaplar, kitaplar…
Mustafa Kutlu bir mekteptir ama öğrencisini mezun etmeyen bir okul! Okuyucusu ile sohbet eden, hâlleşen, dertleşen bir yazarı kim sevmez? Uzun Hikâye isimli eserini Osman Sınav başarılı bir şekilde sinemaya aktarmıştı. Eser güzel, film iyiydi. Sonra Mavi Kuş eseri tiyatroda sahnelendi. Eskiden her sene bir eseri çıkagelir, edebiyat dünyasına şevk ve heyecan katardı. Sonra ikileşti, artık gazete yazıları da kitaplaşıyor. İyi de oluyor. Ben refikimiz Yeni Şafak’taki köşesini zaten muntazaman takip ediyorum ama bir bütünlük arz eden yazıları bir kitapta okumanın keyfi başka! Esasen bu metinler bir mimari eserin âdeta birbirini tamamlayan taşları ve sütunları gibidir. Yapı, kapakla tamamlanıyor.
Anadolu’nun vicdanıdır Mustafa Kutlu. Onda merhameti hissedersiniz, adaleti bulursunuz, muhabbeti yaşarsınız, memleketi seversiniz. Yazarlığın ötesinde bir terbiyeci, düşündürücü ve ufuk açıcıdır. Yarım yüzyıldır vatan çocuklarını eserleriyle besliyor, hisleriyle yetiştiriyor. O kalbimizin sesidir. Allah kendisinden razı olsun. İyi ki varsın Mustafa Ağabey, ömrüne bereket.