Mustafa Kemal’in psikolojisi
Modern tarihte sosyal ve siyasal hayatımızı tek başına etkileyen ve şekillendiren lider olarak Mustafa Kemal karşımıza çıkmaktadır. Mustafa Kemal, milli kahraman, siyaset adamı, büyük bir askeri deha, zeki bir diplomat ve devlet kurucusu özellikleriyle bilinmektedir. Mustafa Kemal’e atfedilen bu özellikleri, onun tarih sahnesinde oynadığı çok yönlü kişiliğinin tezahürleri olarak değerlendirebiliriz. Tarih sahnesinde kaydettiği büyük başarılar, hiçbir şekilde Mustafa Kemal’in insan üstü bir efsane olarak kurgulanması için kullanılmamalıdır. Tarihte yaşamış bir insan olarak Mustafa Kemal’in duygu, düşünce ve aksiyon dünyasının çözümlenmesi, Mustafa Kemal’in anlaşılmasına katkı sunacaktır. Mustafa Kemal’i insanüstü bir kurgu olarak her türlü girişim, onun anlaşılmasının önünde engel oluşturmaktadır. Mustafa Kemal’in psikolojisinde öne çıkan bir kaç unsurun altını çizmek istiyoruz.
Mustafa Kemal’in hayatını kahraman arketipinin gerçekleştirilmesinin hikayesi olarak değerlendirebiliriz. Mustafa Kemal, çocukluk yıllarından itibaren tarihte sıra dışı bir rol almak, hep tarihin büyük askerleri olarak bilinen kişilerle aynı kategoride yer almak istemiştir. Küçüklükten itibaren sahip olduğu asker ve seçkin olma arzusu, onun kişiliğinde kahraman arketipinin baskın olmasının tezahürü olarak değerlendirebiliriz. Babasız olarak büyüyen o ve ailesi için hayat zorluklarla dolu olmuştur. Ailesini içinde bulunduğu zorluklardan kurtaran kahraman olmak istediği gibi, toplumsal düzeyde de imparatorluğu kurtaran büyük kurtarıcı misyonunu hep kendisine atfetmiştir.
Annesi, Mustafa Kemal’e hep biricik varlığı olarak bakmış, oğlu ve kendisi arasında hep çok özel, yakın, destekleyici ve sıcak bir ilişki var olmuştur. Mustafa Kemal’in kişiliğinin erken yaşlardan itibaren şekillenmesinin üstünde en büyük etkiye sahip kişi, Zübeyde hanımdır. Psikolojik açıdan Mustafa Kemal’in hayatındaki en önemli insanın annesi Zübeyde Hanım olduğunu söyleyebiliriz. Annesine büyük sevgi ve yakınlık duyan Mustafa Kemal, kişiliğini annesinden bağımsızlaştırma anlamında kahraman olmayı başarmıştır. Mustafa Kemal, hep güvendiği, destek aldığı ve saygı duyduğu insan olarak annesine bakmıştır. Anne ve kahraman arketipleri, Mustafa Kemal’in hayatında hep birlikte var olmuşlardır. Mustafa Kemal, annesi dahil herkesle yoğun insani ilişkiler geliştiren, ancak herkesten ayrı olmak isteyen bir karakterdir. Kahraman arketipi, Mustafa Kemal’in hayatına hep tek adam olma arzusu şeklinde yansımaktadır.
Mustafa Kemal’in biyografisinde göze çarpan en önemli unsurun, onun çok yüksek bir benlik değerine ve kendi kendine yetme duygusuna sahip olması olarak zikredebiliriz. Her şeyi kendisinin yapabileceği bir donamına ve kapasiteye sahip olma duygusu ve düşüncesi, Mustafa Kemal’de çok büyük bir özgüven, girişimcilik ve risk alma özelliklerinin olduğunu ortaya koymaktadır.
Mustafa Kemal, hep yeni ve sıra dışı bir şey ortaya koyma ve oluşturma arzusunda olmuştur. Kahraman arketipi Mustafa Kemal’in kişiliğinde kurucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Mustafa Kemal’in kendisini hep kurucu olarak konumlandırması, yeni cumhuriyet dahil hayatı boyunca hep yeni olanın peşinde gitmesine yol açmıştır. Kendisini kurucu olarak hisseden Mustafa Kemal, eski olanın işe yaramadığı, yeni olanın alınması ve takip edilmesi gerektiği şeklinde bir duygu ve düşüncesini hayatı boyunca ortaya koymaktadır.
Batılı olana hayranlık duyan Mustafa Kemal, geleneksel olanın terkedilerek yeni bir insan tipinin ve toplumun oluşturmanın mümkün olduğunu düşünmüştür. Mustafa Kemal, kendisini hep yeni bir insan olarak düşünmüş ve toplumun kendisini örnek almasını istemiştir. Gerçekleştirmek istediği yeniden doğuş hareketinin, yani rönesansın her şeyiyle kendisinde mükemmel bir şekilde somutlaştığını topluma göstermeye çalışmıştır. Kendisini ulusun başöğretmeni, kurtarıcısı ve önderi olarak gören Mustafa Kemal, toplumun kendisini ideal model olarak takip etmesini istemiştir.