Dolar (USD)
34.10
Euro (EUR)
38.10
Gram Altın
2884.51
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Eylül 2024

'Mustafa Kemalin Askerleriyiz' ne demek?

Öncelikle bu bir slogandır ve elbette siyasi bir slogandır. Türkiye’de son 5/10 yıldır bazı stadyumlarda lümpen bazı gençlerden duyar olduk önce. Karşı takım taraftarları kimin askeridir? Karşı takımı nerede konumlandırıyorlarsa artık! Sonraları başka zeminlerde de ara sıra duyar olduk.

En ilginci İstanbul Barosu seçimlerinde, seçimi kazanan grup üyesi 60/70 yaşlarında olan koca koca avukatlar'da bu sloganı attılar. Seçimi hangi nadanlara karşı kazandılarsa! Hayır bir futbol maçı veya baro seçiminin askeri yönü nedirki? En kuvvetli futbol takımları ve baro grupları Mustafa Kemal komutasında olanlar mı? Mustafa Kemal onları Anıtkabir'den mi komuta etmektedir? Ne savaşı, ne askeri, ne komutanı?

İlkokul çocuklarının "Türküm, doğruyum, çalışkanım.......Ey bugünümüzü sağlayan yüce Atatürk..." içerikli andımızdan farkı nedir? Bu çocukluklara ne lüzum var? Kime ne faydası vardır?

Sonra yeni mezun teğmenlerden bir kısmı, normal yemin töreni sonrasında kılıçları da çekip korsan bir yemin edip o sloganı attılar. Henüz Cumhurbaşkanı ve komutanları tören alanından ayrılmadan. Bu en hafifinden bir disiplinsizlik ve başıbozukluktur. Yeniçerilerden beri, hiçte hayra alamet sayılmayan, bir kazan kaldırma manzarasıdır. Elbette henüz kazan kaldırılmamıştır. Ama bunu yapabiliriz tehdidi içeriyor.

Herkesin malumudur ki, askerlikte her şey planlı, programlıdır, en ince ayrıntısına kadar hesaplanır. Görüntüler de, önceden planlandığını açıkça gösteriyor. Asla spontan bir dışavurum değil. Bu durum olayı iyice tehlikeli kılıyor. Organize eden üstler tespit edilmeli ve gereği yapılmalı.

Bu slogan bir meydan okumadır. Karşı takım taraftarlarına veya diğer avukatlar grubuna da böyle bir meydan okuma, ayıp, abes ve yakışıksızdır da, çok da vahim sonuçları olacağı beklenmez. Ancak henüz mezun olmuş teğmenler, tüm devlet protokolünün hazır olduğu törende kime meydan okunmaktadır?

Biz, düşmana, Yunana, PKK'ya, Ermeni'ye meydan okuduk diyemezler. Çünkü onun yeri başkentte, devlet töreni değildir. Arazidir, Kıbrıstır, Karabağdır. Kuzey Suriyedir, Libyadır. Kaldıki, Yunanistan, Ermenistan, Suriyenin düşman olup olmadığına, asker gönderip göndermeyeceğimize TBMM ve Başkomutan karar verir! Ayrıca asker sloganla değil, yiğitçe savaşarak meydan okur. Şüphesiz ki, törene katılan devlet erkânı ve komutanlara mesaj verilmiştir. Bu ise hadsizlik ve başıbozukluktur. En azından sosyal veya kamusal bir siyasi mobingtir yapılan. Cin olmadan adam çarpmaya kalkışmaktır.

Mustafa Kemal partiler üstü ebedi başkomutanımızdır da diyemezler. Mustafa Kemal CHP'nin kurucu ve ebedi genel başkanıdır. Altı oku ve ilkeleri belirleyen, tek parti devleti ve siyasetini dayatan ve politikada TSK 'yı bir güç unsuru olarak kullanan tarihi bir şahsiyettir. Bu slogan ve eylem, biz bir başka partili değil, Atatürk'ün partisi CHP'liyiz demektir ki, CHP bunun ilanından doğal olarak pek memnun olmuştur. Diğer partiler ne olacak?

Herkes CHP'li olmak zorunda olmadığı gibi, herkes Kemalist olmak zorunda da değildir. Sadece, Türkiye’deki merkezi iktidarı hiç kazanamamış meşru partilerden biridir CHP! Kemalizm dayatırsanız, CHP iktidarı dayatmış olursunuz, tarafsız olmadığınızı, mevcut meşru hükumete ve CHP'li olmayan tüm hükümetlere muhalifiz demiş olursunuz! Bu da sizi asker olmaktan çıkarıp, askeri gücü yedeğine almış politikacılar yapar. Bu durumda kahraman ordumuzda yeriniz olamaz.

Mustafa Kemal'in askerleriyiz demek, bütün Türkiye’ye emir komuta ve hiyerarşi dayatmak demektir. Siz kılıcı keskin askerlersiniz. Hiç te gereği yokken sloganlarla, sivil siyasete ve devlete meydan okursanız hiyerarşi kaçınılmaz olur.

Millete dayattığınız bu hiyerarşiye rağmen, sizin ise, hiyerarşi dışına çıktığınız anlamına gelir. Çünkü hiyerarşide altın kural, sıralı amirleri asla atlamamak ve çiğnememektir. Siz daha birliklerinize teslim olmadan, sıralı amirler yerine artık sizi komuta etmesi mümkün olmayan ve de komuta etmemesi gereken, tarihteki komutandan başkasını tanımam diyorsunuz. Gazi sizi Anıtkabirden komuta edebilir mi? Farzımuhal edecek olsa bile, bir üst amirinizi çiğneyemezsiniz! Üst amirleri çiğnemedik, onlar planladı ve emretti biz yaptık diyorsanız, isimlerini veriniz. Yine de kanun dışı bir emiri icra etmekten sorumlusunuz.

Askeri tarih ve Cumhuriyet tarihi derslerinde görmüş olmalısınız. Türkiyede bazı faşist cuntalarca yapılan alçak darbelerin hepsi, Kemalizm maskesi takılarak yapıldı. 15 Temmuz hain darbesi dahi, "Yurtta Sulh Konseyi " Atatürkçü maskesi takmış Fetöcülerin kalkışmasıydı! Uğur Mumcunun dediği gibi "Bu ülkede banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken Atatürk maskesi takılır "

Kemalist ve Fetöcü tüm darbelerin esas patronu ve komutanı ABD'dir. Artık ispatı gerekmeyen bir realite! Siz ülkeyi Kemalist çizgiye geri çekeceğiz zannedersiniz, ABD emperyalizminin maşası olursunuz. Hiçbir hain darbe ise Kemalizmi gram artırmış değildir. Zorla güzellik olmaz.

40/50 teğmenle yaptığınız kılıç sallama, slogan ve kural dışı yemin eyleminiz ülkeyi nasıl bölüyor görüyorsunuz. Atatürk'ün partisi CHP büyük heyecana kapıldı. "Trikopolisin Askerleriyiz" diyecek değiller ya dedi.

Aranızda veya Türkiye'de böyle diyenler mi gördünüz? Mustafa Kemalin Askerleriyiz diye bağırmayanlar, Trikopolis askerleri mi oluyorlar? Bu ne kadar ayrıştırıcı, ajite edici bir dil!

Askerlik, düşmana karşı bir yapılanma ve hazırlıktır, sonuçta. Kimi düşman bellediniz? Milleti ve seçtiklerini mi? Eyleminizin ağırlığının farkında mısınız?

Kemalizm son tahlilde Batılılaşmayı hedefleyen bir siyaset. Batı'da bu veya bunun gibi bir başıbozukluk gördünüz mü? Bu tam bir üçüncü dünya, hatta muz cumhuriyeti manzarasıdır. Afrika'da erken kalkanın darbe yaptığı cumhursuz cumhuriyetler gibi! Çağdaş, modern, Batılı bir Türkiye, militarist bir Türkiye mi olacak?

Tarih 1938'de durmuş, hatta donmuş olabilir mi? Herkes Kemalist olmak zorunda değil. Her Kemalist de, Mustafa Kemal'in askeri olmak zorunda değil. Büyük Türk milleti emir-komuta altına alınamaz. Hiyerarşiden bahsedilecekse en üstte, millet ve onun seçtiği meşru hükumet, Cumhurbaşkanı, vardır.

15 Temmuz kalkışması pek taze. "Yurtta Sulh Konseyi" darbeye kalkıştı. Bu aziz millet çıplak elleriyle tankları, mücehhez birlikleri durdurdu. Kimse, Mustafa Kemal'in askerleriyiz demedi. Mustafa Kemalin Askerleriyiz diyenler, darbecileri alkışladı, sela okuyanları dövdü, bankamatik kuyruklarına girdiler.

Yakalanan darbeci hainler, hemen üniformaları çıkartılarak, donlarına kadar soyuldular. Bu üniformaları hak etmediklerinden, şeklen dahi asker kisvesi taşısınlar istenmedi. Çok önemli bir refleksti. Demek ki, darbeye kalkışanlar veya darbe iması ve tehdidinde bulunanların sonu, üniformaları çıkarılarak donlarıyla kalmaktır. Aman dikkat, rezil olmayın!

Bu ülkenin en vatansever, en milliyetçi, en devletçi yiğitlerinden biri, merhum Muhsin Yazıcıoğlu; "Ordu gözbebeğimizdir; Ancak namlusunu millete çeviren tanka selam durmam." demiştir. Şimdi ne gerek var bu uyarıya diyorsanız, bu millete namlu doğrultma defalarca yapıldı da ondan. Hepsi de Mustafa Kemalin askerleri görünümünde ABD ve CHP piyonlarıydı. Kemalizm hain darbecilerin en korunaklı maskesidir.

Teğmenler, Kemalist olmayanları nasıl da kudurttu diyenler oldu bir hayli. Bu son tahlilde, Atatürk'ün partisi CHP'nin en yeni stratejisi, "dindarlara yakın görünme politikasını" çöp eder. Altılı, dokuzlu, tarikatlı, cemaatli, mücahidli ve helalleşmeli seçim kampanyası ortada öylece duruyor.

Bu aziz millet için Ordu bir Peygamber ocağıdır. Şehitlik, Gazilik, şehitler üzerine örtülen ay yıldızlı bayrak, bayrakta, haç yerine hilal, en ladini dönemlerde bile, düşmana korku salan, askeri arslanlaştıran, "Allah Allah" nidaları. Esas gücünüz ve zaferleriniz işte burada saklı.

İster misiniz bir başka grup teğmen de, "Muhammedin ordusu, kâfirlerin korkusu" diye bağırsın? Diğerlerinin zımnen kâfir olduğu sonucu çıkarılsın! Bunu kimse istemez. Kahraman ordumuz, Kıbrıs’a müdahale imkânı bulamadığımız zamanlarda oraya gayrinizami harp uzmanı subaylar ve istihbaratçılar gönderdi gizlice. İllegal bir Türk Mukavemet Teşkilatı kahir Rum gücüne direnmek için. Asimetrik savaş veren kahraman subaylara karasakallılar ve hepsine birden mücahitler, yani cihatçılar denirdi.

İstiklal Harbimiz de İslami bir cihad idi. Vatanın birliği, yüce Hilafet ve Saltanat makamlarını kurtarmak için yapıldı. Dualarla, Kur'an tilavetleri ile başlatıldı.

"İnşaallah padişah-ı alempenah efendimiz hazretlerinin sıhhat ve afiyetle ve her türlü kuyudat-ı ecnebiyeden azade olarak taht-ı hümayunlarında daim kalmasını eltaf-ı ilahiden tasarrufu eylerim." Mustafa Kemal Paşa

Tarihten kaçamaz, tarihin akışını da 1938'de durduramazsınız. Kadim, aziz bir milleti, bir sosyolojiye de yenemezsiniz!