Mustafa İslamog\u0306lu, DEAŞ ve I\u0307HL
Bir yıl önce (belki iki yıl oldu) DİNLER VE ŞİDDET başlıklı yazılarımdan sonra, birkaç ay önce de TERÖR ÖRGÜTLERİ VE DİN başlıklı yazılar, akabinde FETOLOJİK TEOLOJİ yazılarıyla terör örgütlerinin dini istismarlarını yazmaya çalışmıştım. İstismar edilerek güç devşirilen en rantabl unsurdur din. Bunu pek çok örgüt ve yapı(lanma) tarih boyunca denemiş ve gerekli gücü bu yolla elde etmişlerdir. Bugünkü yazımızda Mustafa İslamoğlu'nun Din, Kur'an ve Sünnet anlayışını değil, 15 Temmuz sonrası yaptığı (siyasi yönü ağır basan) açıklamalarını eleştireceğiz. Çünkü İslamoğlu toplumda hatırı sayılır bir karşılığa sahip.
Çünkü Sayın İslamoğlu son aylarda söyledikleriyle toplumda infiale yol açtı.
Çünkü "Mustafa İslamoğlu bir yanlış yapsa da dövsek" diye hazırda bekleyen de var.
Çünkü Mustafa İslamoğlu geçmişte FETÖ-tarikatlar, İHL-DEAŞ açıklamaları ile hepimizi, herkesi üzüyor.
Sayın İslamoğlu 15 Temmuz'dan sonra katıldığı bir televizyon programında, kamuda FETÖ'nün yerinin çok daha tehlikeli yapılar tarafından doldurulmak istendiğini ileri sürerek, "Vallahi şu anda bunların yerine talip olan öyle yapılar, öyle tarikatlar var ki, eğer bunların gücünü onların eline verirseniz bunları çamla çırayla aratacak sahneler görürsünüz, yani işin tabiatı bozuk." demişti.
Mustafa İslamoğlu haklı olarak konuşmalarının "cımbızlandığı"nı ileri sürse de bu konuşmasında cımbız kullanan da kullanmayan da (sözlerini farklı yorumlasa da) öncelikle aynı şeyi anlıyor.
İslamoğlu "o yapı ve tarikatlar" dediği kesimlerin FETÖ'den daha tehlikeli olacağını dile getirmesi şahsen beni de çok rahatsız etti. Çünkü biliyoruz ki yeryüzünde hiçbir tarikat, örgüt, yapı FETÖ ile kıyaslanamaz. Sayın İslamoğlu'nun aşina olduğu şekilde izah edersek bu kıyas batıldır.
Güç zehirlenmesi, gücün şehvetine yenik düşme, gücü bütünüyle ele geçirme ihtirası insanı ahlaken hayvandan da aşağılık kılabilir, lakin hiçbir hayvan vahşet noktasında azgınlıkta sınır tanımayan insan kadar canileşemez, alçalamaz, aşağılık olamaz. Bunun en dip seviyesini de yeryüzünde sadece ve yalnızca FETÖ sergileyebilirdi, bekledi ve 40 yıl sonra sergiledi.
Mustafa Hoca'nın açıklamasına yönelik diğer bir eleştirimiz de, "o tarikat ve yapıları" töhmet altında bırakma sadedinde "Tabiatı bozuk" diyerek sanki zorunlu olarak FETÖ'nün sahip olduğu gücü eline geçiren "bu yapı ve tarikatlar"ı hissi kable'l vuku ile bir yere oturtmasıdır. Oysa bizler tedbirsiz kalmamak koşuluyla hiçbir kişi ve kuruluşu önceden mahku00fbm etmemenin faziletini tattıran bir inancın temsilcileriyiz. Mustafa İslamoğlu'na olmadık saldırılar yapılmış olabilir. En olmaz dediğimiz ve ahlakı gözyaşlarına boğan ithamlara maruz kalmış da olabilir, lakin adil olmanın böyle zamanlarda gerekli olduğunu da yine Sayın İslamoğlu çok iyi biliyordur.
Yine geçen gün sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımla kılıçları elimize verip kendisine saldırtmayı başardı Mustafa İslamoğlu. Evet, bu ülkede katı laikçilik anlayışı yüzünden dini öğretiyi en sahih müfredatla öğretecek İHL ve İlahiyatlarımız olmadı. Kaldı ki bu handikap sadece bizim sorunumuz da değil, İslam Dünyasının din anlayışı ve algısı ile ilgili bir gerçeğimiz. Bunu dünden bugüne, bugünden yarına essahlaştırabilmemiz de imkanın sınırlarını aşan ayrı bir gerçek. Bu farklı bir mevzu, ancak DEAŞ'larin varlığını kendisi ve çocuklarının da okuduğu İHL ve İlahiyat fakültelerinin müfredatıyla ilişkilendirmek en hafifinden basireti elden bırakmaktır. Elbette kaliteli müfredatla mezun olacak insanların imar edeceği dünya, inşa edeceği birey ve toplum feraset, basiret ve hikmet ile sulh ve selamete öncülük eder. Hem bu birey ve toplumlar terörden uzak kalacakları gibi başka toplum ve milletlerin de selametine vesile olabilirler. Lakin müfredat böyledir diye bizim ilahiyat ve İHL'lerimiz DEAŞ'ı kurmuyor, terörist yetiştirmiyor. Mesela, İslamoğlu'na sorsak ve elinizde İHL'den DEAŞ'a giden kaç kişi var desek bir cevabı var mıdır?
Ha, Sayın İslamoğlu yanlış tasavvur yanlışa sevk eder diyorsa anlarız, lakin DEAŞ örneğini vermeden bu yanlışa düşmenin vebalini anlatmak daha anlaşılabilirdi.
Elimizdeki istatistiki bilgiler DEAŞ'a katılan İHL oranında da durum yok seviyesinde iken Sayın İslamoğlu'nun elindeki veriler DEAŞ'a katılan İHL'lileri müfredattan dolayı katılım sağlandığa götürmüyor. O zaman bu açıklamaya kamu vicdanını rahatlatacak bir cevap var mı?
Yok, buna cevabı yoktur, Mustafa Hocanın. Yoktur, hatta bu örgütlere katılanları İHL-İlahiyatçılar engellemektedir hem de bu müfredatıyla. Bu hakikat varken müfredata dair serzenişi DEAŞ'a dolandırmak çok ağırımıza gitti, biline.
Bir şey daha bilinsin,
Yanlışa yanlış, ama bu açıklamalarından dolayı Mustafa İslamoğlu hakkında vicdanın, aklın, ahlakın ve inancımızın yasakladığı ithamlarda bulunmayı da doğru ve iyi niyetli bulmuyorum.