Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3000.26
BIST 100
9476.82
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Şubat 2019

Müslümanların ‘namus’ kelimesinden anladığı her ne ise…

Geçen hafta yazdığım yazının ikinci kısmını tamamlamayı düşünüyordum; ama o yazıya ara verip sonraki haftalarda o yazıyı tamamlamalıyım.

Kudüs. Kudüs’ü yazmalıyım. Aslında her hafta, her gün Kudüs’ü, Kudüs üzerinden geleceğimizi yazmalıyız. 1 yıl önce gidip ve yüreğimi orda bıraktığım kenti yazmalıyım. Kudüs’ün ruhani, nurani, duygusal yönüne işaret çekecek birkaç yazı yazmıştım. Gazetemizin internet sitesinden bunlara ulaşılabilir.

Kudüs’le alakalı şurası kalbimiz kadar önemli. Anlayamadığımız konu şu: Müslümanların ‘namus’ kelimesinden anladığı her ne ise, Kudüs odur işte. Kudüs namustur. Kudüs izzettir. Kudüs şereftir. Ana namusu, bacı, eş veya kendi namusumuz her ne ise, Kudüs’ün ondan geri kalan yanı yoktur. Kudüs biz Müslümanların izzetidir. Âlem-i İslam’ın merkezindeki yangın, Müslümanların bazı şeyleri fark edememesi ya da bazı şeyleri es geçmesindendir. Ne mesela. Şu: Hemen herkes günlük telaşa kapılmış, iş, aş, eş ya da lüks yaşama kaygısı vs. Ama gözden kaçırdığımız konuyu, fıtratımızı, değerlerimizin özünü, asıl manamızı, zenginliğimizi, sahip olduğumuz maddi ve manevi en büyük değerlerimizi koruyamıyoruz. Tanımadığımız için bilmiyor, bilmediğimiz için koruyamıyoruz. Bu yüzden muhafaza edemiyoruz kendimiz dâhil her değerimizi.

Kudüs korunmazsa, madden neye sahip olursak olalım huzura eremeyeceğiz. Kudüs hür değilse, asla ama asla ve katta felaha ulaşamayacağız. Kudüs kurtuluştur. Kudüs Müslümanın tatmin beratıdır. Onlarca Müslüman devleti bugün Kudüs’ü muhafaza edemiyorsa ki edemiyor, o halde neyin beklentisindeyiz.

Biz Müslümanların çok ciddi sorunları, çok ciddi eksikleri vardır. (Bilim, ilim… ama bu başka mevzuu.) Neredeyse hepimiz mal mülk kaygısında ve birbirimizle bu kaygının kavgasındayız. Çocuklarımızın rızkından endişe ettiğimiz kadar, Kudüs’ün manasını, ehemmiyetini öğrensek ve nesillerimize bunu öğretip hep beraber idrak etsek, çocuklarımız zaten kendi huzur güzergâhını çizebilecektir. Çocuklarımız dolgun maaşlı, kariyerli bir mesleğe sahip olabiliyor, ama çocuklarımız muazzam bir boşlukta. Çocuklarımız temelsiz bir tufana teslim olmuş durumda.

Kudüs’ün tarihini, derinliğini, ehemmiyetini bilmeyen, bunu öğrenmek, bunu önemsemek için çaba harcamayan Müslüman camiası –kuşkusuz- bu huzursuzluk demini yaşamaya devam edecektir. Zira Kudüs sadece bir kent değildir. Kudüs tarihimizin tacıdır. Kudüs sadece coğrafya değil, Kudüs Müslümanın kaderidir. Kudüs bir peygamberler kentidir... Kudüs dinler tarihiyle nakışlı bir kenttir... Kudüs arkeolojik bir bileşke, Kudüs kültür ve sanat nirvanası, Kudüs medeniyet amblemi, Kudüs her çağı kendinde çağdaş eden uygarlık meşalesidir… En mühimi, Kudüs, habibin mahbuba vuslat kenti Miraç durağıdır… … …

Kudüs’ü bilen, Yusuf’u kuyuya kimin attığını bilir. Kudüs bilinirse 21. Asırda dünyanın en azılı haydutları bilinir. Kudüs hakkıyla bilinirse sancağın hakkı bilinir… Kudüs Müslümanın anasının namusu kadar aziz. Bugün Kudüs’ün hakkına koşmadığımız için, Burak Duvarı’nı ‘‘Ağlama Duvarı’’ olarak sahiplenenlere teslim etmişiz. Bu yüzdendir ki huzurumuzu maalesef ve ne yazık ki aynı şahıslara teslim etmişiz. Çok ciddi bir çelişki komplikasyonunun içinden kendimize kıçı kırık bir makamla birlikte bir kariyer arıyoruz. Ayıptır. Günahtır. Yazıktır. Kim olduğumuzu, amacımız, ne olduğumuz, neyin peşinde olduğumuzu bilemiyoruz. Yazıktır yazık, günahımızın vebali azıktır…