Müslümanlar Yek Vücut Olmalıdır
Cemaat olma ve dayanışma içinde Allah (cc) ın dinine hizmet etmenin gereğine hadislerden bir delilde, müttefekun aleyh olan şu hadisi şeriftir.
"Mu'minlerin birbirlerine karşı sevgi, merhamet ve dayanışmadaki durumu, bir vücudun örneği gibidir. Bir azası rahatsızlandığında tüm vücut uykusuzluk ve ateşle o rahatsızlığa ortak olur."(Buhari-Müslim) Bu hadisi şerif de sadece cemaat olmanın gereğini anlatmıyor. Aynı zamanda bu beraberliğin ne kadar sıkı, samimi ve candan olması gerektiğine de işaret buyuruyor. Hadisten bazı dersler:
- Organlar değil, bedenin organlarıu2026 Hadisi şerifte Resulullah (sav) organlar değil, bedenin organları diye vurgu yapmaktadır. Birbirinden kopuk binlerce kol, bacak, baş ve gövdeyi bir araya getirseniz dahi, bunların tümü bir beden etmez. Beden gibi bir işlev görmeleri de mümkün değildir. Sadece kadavra olarak işe yarayabilirleru2026 Bedenden kopmuş bir kolu kıyma makinasına atsanız, kol onu hissetmez. Bedeni de makinalı tüfekle kurşunlasalar, kol onu hissetmez. Kısacası bedenin sinir sistemi misali, aralarında iman ve İslam kardeşliği bağı bunmayan insanlar, ya da bu muazzam bağın şuurunda olmayan Müslümanlar da böylesine duyarsız olurlar. Ümmet olarak şu anki perişan halimize biraz da bu açıdan bakmalıyız.
- Bir bedenin organları misali beraberlik, organize bir beraberliktir. Bu da ancak cemaat olmakla mümkündür. Zira bedenin tüm organları, ilahi bir mucize olan sinir sistemiyle, yine ilahi bir mucize olan beyne bağlıdırlar. Böylece her bir organ hatta her bir hücre, ilahi bir mucize olarak işlev görür. Aksi halde, paramparça hiçbir organın işe yaraması mümkün değildir. Hatta bu organalar acilen defnedilmesi gereken et-kemik yığınıdırlar. Yoksa sadece kokmakla kalmaz, bir de yayacakları hastalıklarla tüm çevresini felakete sürüklerler.
- Cemaat bireylerinin bedenin organları misali birbirleriyle dayanışma içinde olmaları gerekir. Uyumlu olmaları, birbirlerine takoz ve köstek değil, destek olmaları. Bilindiği üzere beden herhangi bir iş yaparken, her organ kendi branşı üzere bir destek sunar. Göz görmekle, kulak duymakla, el tutmakla, ayak yürümekle, dil konuşmakla, beyin programlamakla, kalp/akıl ise, verileri harmanlayıp karar vermekle, yapılan her işimizde görev üstlenirler. Bu esnada hiçbir organ diğerini kösteklemez. Ayrıca gözün biri sağa bir sola bakmaz. Birinin beyaz dediğine diğeri siyah demez. Ayağın biri öne diğeri arkaya, ya da biri sağa biri sola yürümez. İkisi beraber aynı yöne, aynı tempoda yürürler. Biri diğerine çelme takmaz. Bir el diğer eli işten engellemez. Eğer tutulan iş ağır olup tek elin gücü yetmiyorsa diğeri ona yardımcı olup böylece bedeni beden yaparlar. Aksi halde beden, beden olmaz. İşte cemaat üyeleri de böylesine düzenli, programlı bir şekilde bir yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak zorundadırlar. Aksi halde cemaat gereği gibi cemaat olamaz. İslam kardeşliği ve ümmet ruhunu esas olan bir cemaatleşme olmadan da ümmet ayağa kalkamaz ve ayakta duramaz.
- Müminlerin birbirlerinin sevinç ve tasalarını paylaşmakla mükelleftirler. Bu durum elbette tüm müminler için de gereklidir. Ancak cemaat üyeleri için çok daha bilinçli bir şekilde bulunmak zorundadır. Göz ağrıdığı zaman el ona merhem sürer. Kulak ağrıdığı zaman damla damlatır. Ayağa diken battığı zaman el onu çıkarmaya uğraşır. Kısacası tüm organalar, tam bir yardımlaşma ve dayanışma içerisinde hareket ederek
- Kardeşlerinin sevinç ve tasalarını hissetmeyen bireyler, felç organlar misali, iman ve kardeşlik bağı zayıflamış kişilerdir.Her zaman söylediğimiz şu sözü tekrara edelim."Ümmetin bu perişan hali; ne düşmanının gücünden, ne de ümmetin güçsüzlüğündendir. Tefrika sebebiyle gücünün dağılmasındandır." Bu halden kurtuluşunun yegane yolu ise, birlik, beraberlik, kardeşlik ve ümmet ruhuyla yeniden gücünü toparlamasıyla mümkündür. Bu toparlanma da işte her biri görev ve sorumluluğunun farkında olan bireylerin bir bedenin organları misali cemaatsel bir bağla bir araya gelmeleriyle mümkündür. Selamu2026 Duau2026
