Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.10
Gram Altın
3008.33
BIST 100
9464.55
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
11 Eylül 2022

Müslümanın ticaret ahlakı

Bilenler bilir, bizim nesil gençlik yıllarından beri okuyor. Ben de 45 yıldır bilhassa dini alanda yazılmış eserleri okuyorum. Diyebilirim ki piyasaya çıkan bir eseri ilk alanlardan biriyimdir. Mesela Rahmetli Seyyid Kutub’un Fizilal’il Kur’an tefsirini satın alan ilk on kişiden biriydim. (Hikmet Yayınları, aylar öncesinden yaptığım siparişi gönderdiğinde bu notu kitapların arasına koymuştu.)

Dini eserler okurum dedim ama çalışma alanım olan Uluslararası ilişkiler başta olmak üzere başka alanlara ait eserleri de okumaya gayret ediyorum. Bugüne kadar bu alanda çalışırken takdir edersiniz ki yüzlerce sipariş vermek zorunda kalıyoruz. Elhamdülillah bize de yüzlerce siparişle binlerce eser satın almak nasib oldu.

45 yıllık okuma serüvenimde elhamdülillah dindar satıcıların bu konuda azami hassasiyet gösterdiklerine şahitlik ettim. Beyan, Rağbet, Ensar, OTTO, Süleymaniye Vakfı, İnsan, Pınar, Yöneliş, Denge, Mana, Ekin, İz, Vadi, Hikmet, İşaret, Salon, DİB, Litera, Alfa, Ankara Okulu, Denge, Sufi, Ketebe… velhasıl bütün bu ve isimlerini yazamadığım sair yayınevlerinden hiçbir olumsuzluk yaşamadım. İnsanlık hali bazen sorun olabiliyor, kitap sorunlu çıkınca kendilerine bildiriyoruz derhal özür dilerler ve hiç tereddüt etmeden, “Hocam lütfen bize yollayın, yenisini hemen gönderelim” dediler ve öyle de yaptılar. Yanlış kitap gönderilir, değiştirirler.

Anlayacağınız ben bu camianın yayınevlerinden memnunum, razıyım Allah cc onlardan razı olsun. Dergiler konusunda da aynı hassasiyet, aynı ciddiyet ve aynı özeni gördük.

Bu neden mi önemli?

Her şeyden önce ticaret ahlakı en çok Müslüman için değerlidir. Alış veriş ettiğiniz insanların güvenilir olmasını istersiniz. Ahlak gibi güven de (eminlik) en çok Müslümana yakışır. Bu yüzden on yıllardır bu camianın yayınevlerinin en ufak bir ahlaki zaafına şahid olmadım, onlarla daima gurur duydum.

Ancak;

İki yıl önce Almanya’da çıkan bir dergi ilgimi çekmişti (ki bu dergi orada bulunan İslami bir cemaatin çıkardığı dergidir). Bu dergiye abone işlemlerimi tamamladım, bana aboneliğimin kabul edildiğini ve birkaç gün içinde dergiyi adresime göndereceklerini ilettiler.

Aradan haftalar geçti, dergi yok. Pandemi dolayısıyla gecikmiş olabilir dedik ama dostlarım tarafından bana yurtdışından gönderilen kaşkol, eldiven bile çoktan ulaşmışken derginin ulaşmaması dikkatimden kaçmadı. E-mail üzerinden dergi yöneticileri ile iletişime geçtim, “gönderdik, elinize gelmemişse yeniden gönderelim” dediler. Derginin gelmesini beklemem ayları buldu ama dergi yine gelmedi. Tekrar yazdım ve dedim ki;

Tamam, dergilerimi göndermiyorsunuz, ben hakkımdan geçsem bile bu durum size yakıştı mı?

Ayrıca kendilerine “Hiç olmazsa dergilerin yer aldığı internet sayfanızı onarın, oradan takip edelim” dedim. “Olur, yaparız” dediler lakin derginin sayfası da bir yıl önce nasıl duruyorsa öylece duruyor, onarma hak getire…

Velhasıl-i kelam bir yıl oldu ki hala Almanya merkezli bu dindar camianın dergisi elime geçmedi. Parasına üzülmedim hatta helal-i hoş olsun, ancak gerçekten de oldu mu?

Bizim bu alanda onlarca yıldır tanıdığımız değerli şahsiyet ve vakfın tertemiz, sapasağlam çalışan yayınevlerinden özür dileyerek bu konudaki üzüntümü sizlerle paylaştım. Bunca temizliğin arasında bundan bahsetmemem gerekiyordu, biliyorum, ama inanın bana bunu reva görenler bir ders, bir ibret alırlar ve işlerini daha düzgün yaparlar umuduyla bu yazıyı yazma gereği duydum.

Üzgünüm…