Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2957.90
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Haziran 2020

Müslümanın Hayat Rehberi: FIKIH İLMİ

Allahü Teâlâ’ya ve yüce Dinine doğru bir şekilde iman eden insan, bu iman ve inancının gereğini yapmakla mükelleftir. Bu da; inandığı ve teslim olduğu Rabbinin bütün emirlerini yerine getirmek ve bütün yasaklarından da uzak durmaktır. İslami emirler de yasaklar da hem çok, hem de çok teferruatlıdır. Bundan dolayı İslam âlimleri; bizzat anlatarak ve ciltler dolusu kitaplar yazarak Müslümanları bu konuda aydınlatmaya ve bilgilendirmeye çalışmışlardır. Bu ilmin ismi ‘fıkıh’tır. Fıkıh bilgilerini bilen kimseye de ‘fakîh’ denir.

Lügatte anlamak, kavramak ve bilmek manasına gelen ‘fıkıh’ terimi; kişinin hak ve sorumluluklarını bilmesi, şeklinde tarif edilmiştir. Fıkıh, aynı zamanda İslam hukukunun da adıdır. ‘İtikad’, ‘ahlak’ ve ‘tasavvuf’ dışındaki İslami bilgiler fıkıh ilminin alanına girer. Müslümanın hayata bakış açısını, yaşam tarzını ve günlük programını hem belirleyen hem de düzenleyen ilim ‘fıkıh’tır. Fıkıh her zaman ve mekânda İslamı canlı ve yaşanabilir kılma bilgi ve melekesidir.

Bu bilgileri öğrenmeden din yaşanmaz. Çünkü nelerin haram ve yasak olduğunu bilmeyen kişi, onlardan nasıl uzak duracak? Mesela faizi ve çeşitlerini bilmeyen bir kimse, kolaylıkla faize girebilir. Nelerin emredildiğinden bihaber olan bir kişi, onları nasıl yapacak? Bir de şu var ki kişi, emredilen şeylerin yapılışı ile alakalı tam bir bilgiye sahip değil ise, bunları doğru ve sıhhatli bir şekilde nasıl ifa edecek. Mesela namaz fıkhını bilmeyen bir kimse, doğru bir şekilde nasıl namaz kılacak? Aynı şekilde nikâh bilgisi olmayan bir kimse, nasıl doğru bir şekilde evlenecek veya nikâh kıyacak. Yine feraiz yani miras bilgisi olmayan bir Müslüman; ölen bir kişinin malının kimlere verileceğini ve hangi vârisin payının ne olacağını nasıl bilecek?

Binaenaleyh kulaktan dolma, sığ ve yüzeysel bir bilgi ile din yaşanamaz. Bu iş için zaman ayırmak; hakikî âlimlerden dinin -en azından kişiye lazım olan kısmını- öğrenmek farz ve kaçınılmazdır. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Eğer bilmiyorsanız, ilim sahiplerine sorun!” (Enbiya 7)

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer 9)

Hadis-i şeriflerde de şöyle buyuruluyor:

“Allah, kimin iyiliğini murad ederse, onu dinde fakîh (bilgili) kılar.” (Buharî)

“Fıkhı bilmeden ibadet eden kişi, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkan kimseye benzer.” (Deylemî)

İmam-ı Mâlik hazretleri buyurdu ki: “Tasavvuf öğrenmeden fıkıhla uğraşan, fâsık olur. Fıkıh öğrenmeden tasavvufla uğraşan da zındık olur.” (Adevi ala Şer-hi’z-Zerkani ala el-İzziyye 3/195)

Fıkıh bilgilerinin dört ana kaynağı vardır, bunlar: Kur’ân-ı kerim, Sünnet-i seniyye, İcma-ı ümmet ve Kıyâs-ı fukahadır. Fıkıh bilgisinin bu dört kaynağına Edille-i şer’iyye denir. Fıkıh ilmi çok geniştir. Hepsi, dört büyük kısma ayrılır:

a) İbâdât yani ibadetler: Namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek ve cihad etmek yani dinin emir ve yasaklarını yaymak birer ibadettir. Her birinin de birçok alt dalları vardır.

b) Münâkehât: Evlenme, boşanma, nafaka gibi konular münakehatın konularıdır. Bunların da birçok detayları vardır. ‘Münakehat’a ‘ahval-i şahsiyye’ de denir.

c) Mu'âmelât: Alışveriş, kira, şirketler, faiz meselesi ve miras bunun konuları arasındadır. Bunun da birçok teferruatı vardır.

d) Ukûbât: Yani cezalar. Bunlar da başlıca şu altı kısma ayrılır: Kısâs, sarhoşluk, sirkat (hırsızlık), zina, kazf (iffetli Müslüman kadına zina iftirası atmak) ve riddet (maazallah kişinin dinden çıkması) cezası.

Dinimizin fert ve toplum hayatına ilişkin olarak koyduğu hükümler, kural ve kaideler ile bunların açıklaması mahiyetindeki fıkıh ilmi, İslâm’ın amelî hükümlerinin sistemleştirilmiş halidir. Fıkhın belirleyici ve yönlendirici özelliği, dünya hayatında çeşitli zaaf ve sapmalara mâruz olan insan için büyük bir rahmettir. Bunun için Müslümanlar ferdî, ailevî ve sosyal hayatlarını düzenlerken fıkhın bu rehberlik ve yol göstericiliğinden âzami ölçüde yararlanırlar ve birçok yönden faydasını görürler.