Müslümanın Alâmet-i Fârikası: İHLÂS -5
İhlasın manevî hikmetlerinin yanında bir de dünya hayatı açısından pek çok olumlu fayda ve etkileri vardır. Şöyle ki; fanî dünya düşkünlüğü; mal hırsı, makam ve mevki şehveti, insan için çok büyük bir huzursuzluk kaynağıdır. Bunun yanında sadece Allahü Teâlânın rıza-i bârisini gaye edinen ve hayatında attığı her adımı ona göre atan, zihnindeki değerleri ve gönlündeki duyguları, Allahü Teâlânın hoşnutluğuna göre şekillendiren kişi ise; yaradılışına uygun bir hayat anlayışı içinde olduğundan, gerçek anlamda huzura ve saadete erer. Böyle manevî güzelliklerle ve yüce duygularla bezenmiş bir kişi, çevresindeki bütün insanların samimi sevgi ve saygılarına kendiliğinden mazhar olur. Dolayısıyla yalnızlık, güvensizlik, dünyevî korku ve endişeler gibi tedirgin edici ve can sıkıcı durumlardan da kurtulur.
İhlası kazanmak ve kazandıktan sonra muhafaza
etmek için büyüklerden 8 tavsiye:
1- İman.
İhlası kazanmanın en başta gelen şartı; hiçbir zaman Allahü Teâlâyı unutmamak,
her an ve her yerde O’nun kontrol ve gözetimi altında bulunduğumuzun bilincinde
olmaktır. Allah’a gereği gibi iman eden bir insan, O’ndan başka hiçbir güç
olamayacağını bilir ve O’n-dan başka hiç kimsenin hoşnutluğunu aramaz. Bu da kişiye,
sürekli olarak halis niyetle, katıksızca, sadece Allah’a yönelerek ibadet edebilmesini
kolaylaştırır.
2- Takva.
Allah’tan korkmak ve O’ndan korktuğu için
haram ve mekruhlardan sakınmaktır. Allah korkusu, ihlası kazanmanın en sağlam
ve en önemli yoludur. Allah’ın büyüklüğünü, kâinatı O’nun yarattığını ve idare
ettiğini; hayrın da şerrin de iyiliğin de kötülüğün de O’nun kudret elinde
olduğunu; O dilemedikçe hiçbir şeyin olamayacağını bilen insan; rızası aranacak
olanın sadece O olduğunu anlar; dolayısıyla fânilere yaranmak için gösterişi
terkeder ve ihlas dairesinin dışına çıkmaz.
3- Rıza-i bâri. Her yerde, her iştevehayatın her anında; Allah’ın
yüce rızasını kazanmayı kendine ana hedef haline getirmek ve bu uğurda elindeki
tüm imkânları seferber etmektir. İşte bu, kişiyi ihlasa kavuşturur.
4- İhlası bilmek. Dünya hayatında yaptıklarının karşılığını ancak ve ancak Allah’tan
bilip mükâfatını da sadece O’ndan beklemektir. Dolayısıyla bir inasan; yaptığı
ameli, Allah’ın rızası dışında bir niyetle yaptığı takdirde, bunun karşılıksız
kalacağını, hatta kendisine vebal olacağını yakinen anlayınca, ihlasa
sarılmaktan başka çaresinin olmadığını anlar ve ihlasa sarılır.
5- Aklını kullanmak. Akl-ı selim; insana, doğruyu yanlıştan ayırabilmek için, verilen
çok büyük bir güçtür. İnsan, şayet hayatı boyunca; nefsinin, şeytanın ve
şeytanlaşmış insanların vesvese ve kışkırtmalarına karşı aklını kullanırsa
ihlasa mecbur olduğunu çok çabuk anlar.
6- Ölümü düşünmek. İhlası kazanmanın en önemli vesilelerinden biri de ölümü çok
düşünmektir. Çünkü böyle düşününce, dünyanın fâni olduğunu, dünyaya imtihan
için geldiğini, dünyadaki sınavın sonucunun âhirette belli olacağını, gerçek
mutluluğun da orada olduğunu ve bu mutluluğu yakalayabilmek için, burada
Allah’a ihlasla kulluk etmekten başka yol olmadığını anlar.
7- Helal lokma. Bu İlâhî emaneti, yani vücûdu helal gıda ile beslemektir. Zira
helal gıdaya dikkat edilirse kalbler Allâh’ın emrine itâat meyliyle dolar, vücûdumuz
hayır kaynağı olur ve ihlasa ereriz.
8- Dünyaya aldanmamak: Hep mal, mülk, şan ve şöhret uğrunda dünya ehli ile rekabet içinde
olmak ihlasa çok zarar verir. İşte -bu aldatıcı ve alçaltıcı- dünyanın kaç
kuruşluk olduğunu anlayıp, bu faydasız rakabetten kurtulan kişi, inşaallah
ihlası da kazanır.
Sonuç olarak hiçbir zaman unutmamalıyız ki;
dünya da nimetleri de, hem aldatacı hem de geçicidir. Bâki ve kalıcı olan şey;
bizi -bu fâni dünyaya imtiman için- gönderen Allahü Teâlânın sadece rıza-i bârisi
için yaptığımız amellerdir. Biz, kıyamet günü; bu amellere ne kadar da çok
muhtaç olacağız, bir bilsek?.. Bunun için; her türlü iki yüzlülük ve riyadan tamamen
kurtulup gerçek ihlasa kavuşanlara ne mutlu!..