Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.76
Gram Altın
2965.38
BIST 100
9652.1
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Eylül 2020

Müslümanın Alâmet-i Fârikası: İHLÂS -2

İhlaslı müminin birçok kıymetli vasfı vardır. Onlardan birkaçı şöyledir:

1- Allahü Teâlâ’ya sımsıkı bağlanmak: Allahü Teâlâ’dan başka bir İlâh olmadığını bilen, hiçbir zaman O’na olan sadakatinden vazgeçmeyen, hayatının tamamında O’nun hoşnutluğunu arayan ve yalnızca O’nun rızasını kazanmaya çalışan bir mümin ihlaslıdır. Çünkü o, insanların takdir, övgü ve iltifatlarının âhirette kendisine hiçbir şey kazandırmayacağını; kıyamet gününde herkesin tek başına ve yapayalnız olarak Rabbine hesap vereceğini, o gün kişiye iman, takva, teslimiyet, ihlas ve samimiyetten başka hiçbir şeyin fayda vermeyeceğini iyi bilir.

Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki: “Kim Allah’a gönülden sımsıkı bağlanırsa muhakkak ki o doğru yola ulaştırılmıştır.” (Al-i İmran 101)

“O gün ne mal ne de oğullar fayda verir. Ancak Allah’a (imanlı) temiz ve sağlam bir kalble gelenler hâriçtir.” (Şuara 88-89)

2- Allahü Teâlâ’ya gönülden yönelmek: Allah’a gönülden bağlanmak; her ne şart altında olursa olsun, O’na olan iman, bağlılık ve sadakatten vazgeçemeyecek kadar O’nu çok sevmektir. Yana Allah’a, O’nun razı olmayacağı bir tavır göstermekten içi titreyerek korkacak ve böyle bir şeyi yapmaktan şiddetle kaçınacak kadar büyük bir saygı ile inanmaktır. Allah’a bu şekilde gönülden bağlanan bir mümin ihlası da kazanmış demektir. Allah’a karşı böyle güçlü bir inanç ve bağlılığı olan kişi, gerek ibadetlerinde gerekse de Allah’ın rızasını gözeterek yaptığı diğer tüm işlerinde, ihlas ve samimiyetle hareket eder. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Sadece Allah’a yönelin ve O’na gönül verin; O’na gönülden saygı besleyin ve O’na karşı gelmekten, dolayısıyla O’nun azabından sakının!” (Rum Suresi, 31)

“Bütün gönlüyle Bana yönelmiş, sürekli Benim rızamı arayan insanların yoluna tabi ol!” (Lokman 15)

3- Allahü Teâlâ’ya derin saygı duymak: Evetbu hal, Allah’ın yüceliğini ve gücünü kavramak ve bundan dolayı da O’na karşı derin bir sevgi ve saygı duymaktır. Rabbimize böyle derin bir saygı duyan kimseler, Allah’ın rızasını kazanmayı hiçbir dünyevi çıkar ya da menfaate değişmezler. Çünkü ihlas, dünya üzerindeki küçük büyük hiçbir menfaatin Allah’ın rızasını kazanmaktan ve O’nun emirlerini yerine getirmekten daha önemli olmadığını bilmektir. Böyle bir saygıya sahip olan insanlar hangi şart altında olurlarsa olsunlar, Allah’ın emir ve yasaklarına harfiyyen uyarlar ve bu konuda hiçbir şekilde taviz vermezler. Çünkü kişinin kalbindeki bu derin saygı ve hürmet kişinin, Allah’ın beğenmeyeceği bir tavrı göstermeyi kesin olarak engeller. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözetirler. Rablerinden çekinir ve pek çetin bir hesaptan endişe ederler.” (Ra’d 21)

“Doğrusu onlar hayırlı işlere koşuşur, iyilikte yarışır, hem ümit, hem endişe içinde Bize yakarırlardı. Gerçekten Bize derin bir saygı gösterirlerdi.” (Enbiya 90)

“Yine ağlayarak yüzüstü secdeye kapanırlar. İşte Kur’an, onların saygısını böyle artırır.” (İsra 109)

4- Allahü Teâlâ’ya tam teslim olmak: Zatenihlas da kişinin; Allahü Teâlâ’ya kayıtsız ve şartsız olarak tam manasıyla teslim olması demektir. Çünkü belirli şartlarda Allahü Teâlâ’ya şükredip boyun eğen, bu şartlar değiştiğinde ise; hemen isyankâr, itaatsiz bir karaktere bürünen kişinin teslimiyeti gerçek teslimiyet değildir. Hakikî teslimiyet; hayrın da şerrin de, iyinin de kötünün de Allahü Teâlâ’dan geldiğine inanan; nimet bulduğunda şükreden, sıkıntıya düştüğünde ise sabreden; Allahü Teâlâ “layüsel”dir, “hikmetinden sual olunmaz”, inancıyla; “kahrın da hoş lutfun da hoş” diyerek her halükârda Allahü Teâlâ’dan gelene rıza gösteren kahraman yiğitlerin teslimiyetidir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:

“Rabbi, O’na ‘teslim ol’ dediği zaman: Âlemlerin Rabbine teslim oldum, demişti.” (Bekara 131)

“Hep iyiliği şiar edinmiş olarak, yüzünü ve özünü Allaha teslim edip bir de İbrâhim’in tevhid dinine tâbi olan kimsenin dininden daha güzel din olabilir mi? Bundandır ki Allah, İbrâhim’i dost edinmiştir.” (Nisa 25)

(Devamı haftaya…)