Müslüman insan olmanın özellikleri
İslam, insana doğru yolu göstermek üzere onu muhatap alan fıtrat dinidir. Kişi, İslam’ı kendi aklı, düşüncesi, değerleri ve birikimi çerçevesinde tecrübe etmektedir. İslam’ın anlaşılmasında ve yaşanmasında özgürlük, emek, adalet, barış, refah, ahlak, kültür, akıl, gelenek ve değişim gibi olgular belirleyici olmaktadır. Dindarlık tecrübesi, tamamen insani bir tecrübedir. İnsani bir tecrübe olarak dindarlığın anlaşılması için dinin tek bir çerçeveyle sınırlanmaması ve sığlaştırılmaması gerekmektedir. Dinin, gelenekçi, modern, muhafazakâr, mukaddesatçı gibi kalıplar içine sokulması, sıkıştırılması ve sığlaştırılması sonucu ortada din ve insan kalmamakta, geriye sadece bir kurgu kalmaktadır. Dindarlık olgusunun tek bir kurguya hapsedilmeden anlaşılmasına ihtiyaç vardır.
Kişinin, sadece Müslümanım demesi gerçek anlamda bir dindarlık tecrübesi yaşadığı anlamına gelmemektedir. Kişinin aklıyla ve kalbiyle Müslüman ve mü’min olmanın ne demek olduğunu anlaması ve içselleştirmesi gerekmektedir. Müslüman ve mü’min insan olmak, kişinin önünde bir meydan okuma olarak durmaktadır. Kişi, sürekli olarak aklını ve kalbini olgunlaştırarak Müslüman ve mü’min olmaya çalışmalıdır. Müslüman ve mü’min olmanın, oldu-bitti meselesi değil, olma-gelişme şeklinde açık bir insani tecrübe olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Kişinin Müslüman ve mü’min olmanın ne anlama geldiği üzerinde ciddiyetle düşünmesi, Müslümanım dediği zaman neyi kastettiği konusunda bir farkındalığının olması lazımdır. İslam, kişinin sahici bir şekilde iman etmesini, imanı içselleştirmesini ve tecrübe etmesini istemektedir.
İslam, hiçbir izmin ve cılığın kalıplarına hapsedilmemelidir. İslam Tevhid dinidir. İslam’ın anlaşılmasında ve yaşanmasında asli kriter Tevhit’tir. Tevhit ilkesi ışığında Allah’a kul olmayı gerçekleştirmek, İslam’ın merkezi amacıdır. İslam, insana Allah’a nasıl kul olunacağını gösteren hidayet dinidir.
Kişilerin siyasal tercihleri, onların dindarlıklarının bir parçası değildir. Sağ veya sol eğilimleri olan bir kişinin sağcı veya solcu Müslüman olarak nitelenmesi doğru değildir. Sağcılık veya solculuk, Müslüman olmanın bir parçası değildir. Sağcılık veya solculuk gibi kavramlar, Müslüman olmanın olmazsa olmazı değil, kişilerin gelip geçici siyasal pozisyonlarını ve eğilimlerini ifade etmektedir. Sağcılığın ve solculuğun Müslümanlığı niteleyen sıfat olarak kullanılması, bunların Müslümanlığı belirleyen ve önceleyen değerler olduğu anlamına gelmektedir. Tevhidin dışında Müslüman olmayı belirleyen hiçbir değer ve ölçü yoktur.
İslam’da insanlar arasında ırk, dil, renk, cinsiyet, kültür ve coğrafya gibi yapay üstünlük ve ayrımcılık ölçüleri yoktur. Bütün insanlar, Allah’ın şerefli ve en güzel şekilde yarattığı varlıklardır. Allah katında insanların değerlendirilecekleri tek ölçü, takvadır. Takva dışında ırk, dil, ideoloji, tarih, cinsiyet, kabile ve ırk gibi farklılıkları ileri sürerek kendilerinin diğer insanlardan üstün, seçilmiş ve ayrıcalıklı olduğunu vehmeden kişi ve gruplar, İslam’dan ve insanlıktan sapmış, cahiliyeyi benimsemiş sapkınlar güruhundan başka bir şey değildirler. Cahilî toplulukların hegemonya ve sömürü adına başka insanlara zulmetmeleri, İslami açıdan hiçbir şekilde meşru görülmemektedir. Allah, insanları birbirleriyle tanışmaları ve yardımlaşmaları için yaratmıştır. İnsanın insanı kullanması ve istismar etmesi, bütün kötülüklerin ve yozlaşmaların temelini oluşturmaktadır.
Müslüman, aklı sürekli olarak işbaşında olan insandır. Müslüman, fanatik, yani mutaassıp değildir. İslam, her türlü asabiyyet ve taassubu reddetmiştir. Müslüman, akıllı, açık, dinamik, çalışkan, adil ve üretken olan özgür insandır. Müslüman, hikmetin ve bilginin yitik malı olduğu bilinciyle onları bulmak için onların peşindedir ve arayışındadır. Hikmetin ve bilginin peşinde olan Müslüman birey, kibir ve üstünlük yerine tevazuyu, haddi aşmak yerine adil ve dengeli olmayı, hayatı ortadan kaldırmak yerine yaşamayı ve yaşatmayı amaç edinendir. Müslüman olmanın dayandığı ilkeleri İslam ışığında keşfederek insan olmaya çalışmak, kişinin önünde duran en önemli iştir.