Müsilajizm
Müsilajcılık:
Çağdaşçılık,
Karaktersizlik,
Fikir
fahişeliği,
Yeni
Dünya Düzeni: Dünya Siyon Devleti
sapkınlığı,
Emperyalizm,
Dilsiz,
tarihsiz, şuursuz bir toplum
tasavvuru,
Tek
tipleştirme,
İdraki bulandırma, iğdiş etme,
Yok
etme,
Her
şeyin kendisinin olduğuna inanma saplantısı,
Darbe,
terör, anarşi ve algı yönetimi…
Marmaray’ı kirleten müsilajın bir
versiyonu da Mamaray, Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Şehir Hastaneleri,
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kanal İstanbul vb. yatırımlara karşı olan
zihniyettir.
Teröriste
“ şeref madalyası” takmak da
müsilajlıktır.
Sadece
deniz kirliliğinden ibaret değil, sosyal, siyasi, ekonomik, kültürel
kirliliktir, müsilaj…
Terör
ve mafyadan ikbal hesapları yapmak da müsilajdır.
Terörü
demokrasinin bir gereği gibi sunmak, meşru bir yapıya kavuşturma çabası da müsilajdır.
Bu
açıdan bitkiler ve bazı mikroorganizmalarca üretilen kalın, yapışkan bir madde
olan müsilajı, insanlığı tehdit eden, fıtratı
bozan her şey olarak da tanımlamak mümkündür.
Yapışkan,
sümüksü yapıya sahip olan müsilaj,
ortamdaki oksijeni yok ediyor.
çevrelediği tüm canlıları oksijensiz
bırakarak öldürüyor, denizleri yaşanmaz hale getiriyor, hayatı tehdit ediyor.
Provokatif olaylarla ülkenin huzur
ve güvenliğini bozma girişimleri, ekonomik saldırılar da müsilajdır.
İnanç
ve düşünce yasakları bu yapışkandan salyadan farklı değil.
FETÖ’nün Hrant Dink,
cinayeti, Uludere katliamı, Karlov, Cemal Kaşıkçı cinayeti, kumpas kasetleriyle demokratik
işleyişi ortadan kaldırıp yerine işgalci zihniyeti ikame çabaları da Müsilajizmdir.
İsrail’in saldırıları,
ABD ve Avrupa’nın terörü, ırkçılığı
destekleyici politikaları ve uygulamaları da insanlığı nefessiz bırakma
girişimleridir.
NATO müttefiklerince altmış yıldır
terör ve anarşiyle mücadele eden Türkiye’ye destek verilmesi gerekirken tam
tersi, terör örgütlerinin desteklenmesi, müsilajizmdir.
15
Temmuz’da milletin üzerine tank süren, bomba, kurşun yağdıran FETÖ’cüleri koruyan NATO ülkeleri de müsilajlık yapıyorlar.
Elebaşını
Pensilvanya’da şatoda koruyup kollayan ABD de Doğu Türkistan’da Çin’in
asimilasyonculuğu, katliamcılığı da müsilajdır.
Türkiye’de terör
yandaşlarına çatı örgüt oluşturarak demokratik hayatı zehirlemeye çalışmaları
müsilaj faaliyetlerdir.
Müsilajizm: İzmlerdir.
Faşizm,
Komünizm, Emperyalizm, Kapitalizm, Kemalizm, Siyonizm…
Tahammülsüzlük, ırkçılık, algı
yönetimi, dengeyi bozmak, tohumu kısırlaştırmak; müsilajdır.
Kul
( yaratılan) hakkı yemek, bir şeyi olduğundan farklı hale getirmek, bozmak;
müsilajdır.
İnsanlığın:
1.Can
2.Mal,
3.Nesil,
4.Akıl,
5.İnanç
/ fikir güvenliğini tehlikeye atan, ortadan kaldıran her şey müsilajdır.
Terör:
Adaleti ortadan kaldıran, insani değerleri boğan bir müsilajdır.
Kızılderililer, Aborjinler, Boşnaklar ve Arakanlılara
yapılanlar oksijensiz bırakmadır.
Filistin, Cezayir, Mısır,
Suriye, Irak, Afganistan, Libya ve Sudan’a yapılanlar da bu kapsamdadır.
Terör
uzantılarını demokratik oluşumların bir ortağı yapmaya çalışmak; müsilajdır.
Bu sümük, sosyal hayatı zehirliyor.
Zinde
güçlerin göreve çağırmak, Al takke ver külah yöntemiyle ülkeyi ele geçirmek
için Güçlendirilmiş Pazarlık Sistemi’ne
dönüş çabası, terör- mafya kıskacında toplum mühendisliği müsilajik girişimlerdir.
Koronayı
b eklediler, umdukları müsilaj
oluşmadı. Şehir hastaneleri ne karşıydılar.
“Hasta yok. Büyük hastanelere ne gerek var!”
diyorlardı.
Neredeyse,
koronayı çıkartarak şehir hastanelerine
hasta tedarik edildiğini söyleyecekler ama tutunacak ‘bilimsel’ dalları
kalmadı.
Çok
partili hayata geçiş, barajların, köprülerin, duble/otoyolların yapılması ve
savunma sanayiinde yerlilik oranının artmasını yapışkanlıkla örtme girişimleri de ellerinde kaldı.
Karadeniz’de
keşfedilen 540 milyar metreküp doğalgazı
da kabullenebilmiş değiller.
Müsilajizme karşı en etkili mücadele
yöntemi, adalet ve demokrasidir.
Bugün
(14 Haziran) NATO Zirvesi’nde
Türkiye, kendisine ve tüm insanlığa yönelik müsilajik girişimleri gündeme getiriyor.
Türkiye, müsilajik ve Al-ı Babacengiz oyunları bozuyor…