Müsilajdan daha tehlikeli
Marmara denizinden sonra kuzey Ege’de de görüldüğünde ciddi
bir sorun olduğu anlaşılan müsilaj devletimizin zamanında müdahalesi ile daha
fazla sorun olmaktan çıktı ve şimdilik tatil beldelerinde vatandaş denize
rahatlıkla girebiliyor.
Bir haftadır Edremit-Güre’de vatandaşla iç içe hem tatil
yapıyor hem de ülke ve dünya gündemini yakından ilgilendiren meselelerle ilgili
görüş alışverişinde bulunuyorum. Bulunduğum bölgede günün belli saatlerinde ve
özellikle geceleri arada bir etrafa yayılan kesif kokularla ilgili vatandaşlar
arasında yayılan dedikoduları işitince doğal olarak kulak kabarttım ve işin
aslını astarını araştırdığımda şu kanaate vardım.
Denize akan birkaç dereden bu kokuların yayıldığına kanaat
getirerek özellikle gecenin geç saatlerinde oralarda bulundum.
Vardığım kanaat şu.
Bazı işletmeler atıklarını arıtmadan gecenin geç saatlerinde
denize bırakıyorlar. Bu saatlerde denetim menetim hak getire. Vicdan kiralık
olunca bu şekilde deniz kirlense de bedavadan atık işini hallediyorlar.
Bu bir kanaat.
Yanlış olabilir.
Özellikle çevre bakanlığımızın ilgili birimlerini gece
gündüz göreve davet ederek hem vatandaşlık görevimi yerine getiriyor, hem de
vatandaşlarımız arasında giderek yaygınlaşan dedikoduların gerçekliği ile
ilgili kaygılarım gidecek.
Mesai saatleri içerisinde yapılan denetlemeler yanıltıcı
olabilir. Gece yarısı anlık denetimler sonuç verebilir.
*
Gençlere Anlatalım
Son 20 yılda ülkemizin nereden nereye geldiğini özellikle
gençlerimize iyi anlatmalıyız.
Eski Türkiye dediğimiz ve bizim neslin bizzat yaşadığı yakın
tarihin gerçeklerinden dersler almaz ve ipin ucunu tutan puştların dediklerine
inanarak hareket edersek, bedelini belki
bizler yine öderiz ancak evlatlarımız ödeyemez.
Onları el bebek gül bebek yetiştirdik.
Susuzluğa, açlığa, yokluğa
kargaşa kaos ve anarşi, yağ, benzin, tüp
kuyruklarına gençlerin alışması zor.
Etrafımız ateş çemberi, ülkemiz bu çemberin içerisinde.
Birlik ve bütünlüğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız
var. Bindiğimiz dalı kestiğimizi düştükten sonra anlamanın başkalarına faydası
olsa da kendimize olmaz.
17 Ağustos Marmara depreminde devlet günler içerisinde
enkaza ulaşmıştı. Çok şükür bugün devletimiz ülkemizin dört bir yanında
çıkarılan yangınları kısa sürede söndürdü. Doğal afetlerle yerle bir olan
beldelerimizde gece gündüz çalışarak vatandaşına ben buradayım dedi.
Havuz medyasına değil gördüklerime ve yaşadıklarıma objektif
olarak baktığımda aklımla ve kendi gözlerimle görüp sezinlediklerimi yazmaya
gayret ediyorum.
Oturduğu makam koltuğunu yüceltenlere saygı duyarken, makam
koltuğu ile yüceldiğini zanneden cücelere hep acıdım.
Gençlere yol, su, sağlık, çerçöp ve geçmişte yaşadığımız
olumsuzluklardan bahsetmenin pek bir karşılığı yok gibime geliyor.
Çünkü dünya çok değişti.
Onların istek ve talepleri bizlerden farklı ve haklı olarak
geçmişten bahsedilen olumsuzluklar onları pek ilgilendirmiyor.
Onlar dünya vatandaşı.
Öncelikleri bizim nesilden farklı.
Bu haftalık da bu kadar.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.