Musibetler Uyarı Ceza Mükâfat
Son iki
aydır, corona virüsle yatar kalkar olduk. Daha ne kadar süreceği de, sonrasında
ne tür felaketlerin olacağı da Allah'ın (cc) ilminde olup bizce belli değildir.
Şunu unutmayalım ki, tüm musibet ve felaketler; deprem, kuraklık, kıtlık, genel
veba vs. virüsler, hastalıklar, kısaca tüm felaketler ilahi ikaz ve daha
ötesidir. Ama her insan için de ayrı değerlendirilecek bir yanı vardır.
1.)
Corona, Deprem, kıtlık, yangın ve bütün felaketler herkes
için öncelikle ilahi ikaz ve uyarıdır.
Ancak, kâfirler ve fasıklar için uyarı,
artı cezadır. Kâfirler için ibreti âlem olarak cezanın
sadece bu dünyadaki bir kısmıdır. Asıl ve ebedi cezaları ise ahirettedir. Ama
aynı zamanda onlar için hidayete çağrıdır ki, bu en önemli yanıdır.
Fâsık Müslümanlar için de, cezalarının
tamamı veya bir kısmının, ibreti âlem olarak bu dünyada peşin verilmesidir. Ayrıca
tövbe edip Salih kul olmaya çağrıdır. Ahiretteki halleriyse Allah'a (cc)
kalmıştır.
Salih müminler için ise; hem sabır ve
şükür sınavı, hem uyarı ve hem de mükâfattır. Sabır sınavından birçok Salihler
geçmiştir. Eğer çile ve sıkıntı kötü bir şey olsaydı, tüm peygamberlerin; hiç
çile görmeyip saltanat içinde olmaları gerekirdi. “İnsanlar içinde en ağır imtihana çekilenler peygamberlerdir. (aleyhim-us
salatu ve-s selam) Sonra sırasıyla (rütbeleri) onları takip edenler, sonra
onları takip edenlerdir. Kişi dinine göre müptela kılınır (imtihana çekilir)
Eğer dininde sağlam ise imtihanı (göreceği bela ve musibet) ağır olur. Eğer
dininde gevşek ise, o oranda imtihan edilir. Bela o kimseyi devamlı takip eder.
Nihayet onu bırakıncaya kadar. Böylece kul, yeryüzünde hatası olmadığı halde
yürür.” (Ebû davut Teyâlisî, Ahmed b. Hanbel, Buharî, Tirmizî, İbn-i Hıbban)
Uyarı
ise; nimetlerin şükrünü eda etmede, marufu emretme ve münkerden sakındırmada
ihmalkâr davranmaları hakkındadır. Ne kadar şükretsek de, ne kadar salih
ameller işlesek de, yapmakta olduklarımızdan daha iyisini yapmaya çalışmamız
gerekir. Zira her iyiden daha iyisi hep vardır.
Mükâfat
ise, bu dünyada pişme, hayatın zorluk ve çilelerine katlama, apışıp kalmama,
karamsarlığa düşmemek. Çile ve zorluklar ne kadar şiddetli olsa da, direnmek ve
tünelin ucundaki ışığı kaybetmemektir. Ahirette ise, cennete dereceler ve ebedi
saadettir. Zira bu dünyada insanın ayağına bir diken de batsa, sabreden için
mükâfattır. "Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir
üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah bu sebeple onun günahından
bir kısmını mağfiret buyurur." (Buharı, Marda, 1.) "Mü'mine bir diken ve daha da küçüğü bile isabet etse,
Allah onunla mutlaka bir derecesini artırır, bir günahını ise düşürür." (Müslim, IV, 1991)
2.) İlahi
ikaz aslında ilahi merhamettir. Zira insan sevdiklerini olası tehlikelere karşı
uyarır. Resulullah (sav) şöyle buyurur: “Allah
(cc) iyiliğini dilediği kulunun cezasını dünyada verir. Fenalığını dilediği
kulunun cezasını da, kıyamet günü günahını yüklenip gelsin diye, dünyada
vermez.” (Tirmizî,
Zühd)
3.) Bir
öğretmen çalışkan, düzenli ve ahlaklı talebe ile tembel ve haylaz olanı aynı
tutar mı? Bir işveren sadık ve çalışkan işçi ile tembel, uyuşuk ve hain işçiyi
aynı tutar mı? Bir ebeveyn itaatkâr, saygılı ve yüz akı evladını, âsi yüz
karası ve baş belası olan ile bir tutar mı? Elbette âdil-i mutlak ve mülkün
sahibi olan Allah'ta Salih ve itaatkâr kulunu kâfir ve müşrik olanla aynı
tutmaz, tutmayacaktır.
4.) Bizim yüz m² bir ev veya dükkânımızdaki
kiracı bir ay kira vermezse uyarırız. İkinci ay vermezse tartışırız. Üçüncü ay
vermezse onu mülkümüzden dışarıya atarız. Biz, birazcık olan mülkümüzün kirası
için bir karşılık bekliyoruz ki, hakkımızdır. İşte uçsuz bucaksız yeri, göğü ve
içindekileri bize ihsan eden Rabbimiz de, buna karşılık bizden kulluk
istemektedir. Nimetlere karşılık şükredip kulluğun hakkını vermek de rabbimizin
bizdeki hakkıdır. Aksi halde birkaç uyarıdan sonra bir felaketle helak
edebilir.
5.)
Binaların sağlam yapılması, malzemeden çalınmaması, zemin etütleri ve yapı
kontrollerinin eksiksiz yapılması konusundaki uyarılar elbette önemlidir. Ancak
mülkün sahibini devre dışı bırakacak şekilde yapılan yorumlar en az o
felaketler kadar felaket bir gaflettir. Corona, Ebola vs. virüslere, sel,
heyelan vs. felaketlere karşı tedbirleri alalım. Ancak dünyalık felaketlere
karşı bin bir tedbir alırken, ebedi olan cehenneme düşme ve cenneti kaybetme
tehlikesine karşı tedbir almamak, depremden de virüslerden de, kuraklık,
kıtlık, vs. tehlikelerden de çok daha büyük bir felakettir. Mevla’m ders ve
ibret almak nasip eylesin. Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...