Müsait kelimesinin erkek versiyonu nedir?
Yazılarımda, konuşmalarımda sıklıkla kullandığım ideolojik körlük/bağnazlık insanın aklı selim davranmasını engellediği gibi çoğu zaman da itibarını sarsacak bir şekilde zor ve komik durumlara düşürüyor. Müsait kelimesinin kadınları küçük düşürücü, cinsellik içerikli aşağılayıcı tanımı üzerinde kopan/koparılan fırtınalarda da bunun çokça örneği ile karşılaştık.
Kadın için "alüfte" anlamı yüklenen "müsait" kelimesinin tüm kadınlar için tahkir edici yönü bir yana erkekegemen zihniyetin her alana kendi değerleri üzerinden nasıl yükleme yaptığını, bu yönde algı oluşturduğunu bir kez daha temaşa ettik. Dilin en üst basamağından yapılan tanımın, bu zihniyeti yeni nesillerin zihinlerine taşıdığını da görmüş olduk.
Kelimenin savunulamaz kullanım yanlışlığı üzerinden sürdürülen tartışmalarda dikkat çekici olan bir başka unsur ise kimi aklıevvellerin malzemeyi iktidara saldırma unsuru olarak kullanma heyecanlarının ellerinde patlamasına karşılık geri adım atmaya yanaşmamış olmaları. Sözcüğün TDK'da bu şekilde yer alması üzerinden AK Parti ve muhafazakar camiaya saldırmak için ellerini ovuşturanların yaşadıkları iç hüsranın boyutunu tahmin etmekte güçlük çekiyoruz açıkçası.
Basında kopan fırtınalardan sonra TDK'nın konuyla ilgili açıklamasına göre kelime ilk defa 1918'de tespit edilmiş. Kelimenin bu anlamı ilk kez Meydan Larousse Ansiklopedisi'nde (1972-1981) yer almış. Kelimenin söz konusu anlamını ilk olarak 1983'te Türkçe sözlüğe girmiş. 1983'ten bu yana sözlüğün her baskısında aynı şekilde devam etmiş. Bu detaylı izahla erkekegemen zihniyetin kadını cinsel aşağılamaya maruz bırakmasının mevcut iktidarla ilintisi olmadığı anlaşılmış olur.
Aslında TDK'nın açıklamasında dikkat çeken ayrıntılardan biri de tanımın Meydan Larousse'de yer almasından sonra Türkçe sözlüğe alınmasıdır. Bunda hem Batıya karşı eziklik içerisindeki okumuş kesimin kompleksini, Batının sorgusuz sualsiz yüceltilip tek referans kabul edilmesini hem de Batının kodlarındaki kadını meta/pazarlama unsuru/cinsel sömürüyle birlikte tahkir düşüncesini görebilmek mümkün.
Yunan felsefesinin kadını ötekileştirici, cinsel meta olarak sunumuyla birlikte uzun yıllar kadının insan olup olmadığını tartışan siyasi/dini geçmişin Batının zihinsel genetiğini oluşturduğunu düşündüğümüzde bu sonuç hiç de şaşırtıcı değil aslında.
Felsefe yoluyla Emevilere, onlar aracılığıyla da İslam dünyasına hakim olan bu zihniyetin Akdeniz kültürüyle birlikte topraklarımızdaki kültüre bu yönde etki/iz bırakması hayretimizi azaltıyor elbette.
Kadının, erkeğin cinsel iştihasına malzeme, kurban olarak sunumu, modern dünyanın kapitalizm ve erkek zihniyeti, gücüyle girdiği işbirliğiyle kadına meta olarak ulaşmayı kolaylaştırırken "gönüllü meta" olma durumunu da ortaya çıkarmıştır.
Bugün herkes kadının "müsait" tanımı üzerinden değersizleştiği konusunda hemfikir iken "cinsel özgürlük" gerekçesiyle kadının canının istediği/canı kendisini isteyen her erkekle birlikte olması gerektiği modernlik icabı olarak zihinlere pompalamıyor mu?
Bu sunuş ve yönlendirmede de erkek lehine, erkeğin cinsel açlığını giderici bir mekanizmadan hareket edildiğini anlamamış gibi davransak da söz konusu kural koyucu odakların kadını "evlenilen ve eğlenilen" ayrımına tabii tutmasını nasıl yorumlamak gerekir?
Ayrıca aşkın her tür birlikteliğe kılıf, meşrulaştırılma malzemesine indirgemesinin sonuçları karşımıza Mardin gibi bir şehirde bile eniştesi ile ilişki yaşayıp evden kaçan genç kızlar, torunları yaşlarındakilerle yaşanan gayri meşru ilişkiler olarak çıkmıyor mu? Veya devlete ait yurttaki erkek personelin ilkokul çağındaki kız çocuklarına tecavüz savunması olarak "aşk" gerekçesini sunmasını nasıl görmezden gelebiliriz!
Aşk ve cinsel özgürlük bağlamında kadını, kendisini arzu eden her erkeğin kucağına iteleyen sistemin erkekegemen zihniyetin etkisinden azade olduğunu kaç kişi iddia edebilecektir!
Pardon, unuttuk tabii; evlenecek-eğlenilecek kadın ifadesi ve aşkın çirkin, gayrimeşru ilişkiler için meşrulaştırılması TDK sözlüğüne girmezse hiçbir sorun olmadığı anlamına gelmektedir değil mi?
Doğru ya, biz gerçekler ancak suratımıza resmi bir dil ile çarpılınca rahatsız olurduk değil mi? Merakımızı mucip soruyu sormadan da bitirmeyelim yazımızı; sahi şu şöhretli "müsait" kelimesinin ve "eğlenilecek kadın" ifadelerinin erkekçesi nedir; nasıl ifade edilir?