Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 May 2024

Musa aleyhisselam-5

Firavun, Asa mucizesini gördükten sonra sordu:

- Başka var mı?

Bunun üzerine Musa aleyhisselam:

- Elini koynuna sokup çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen; gözleri kamaştıran bir nur oluverdi!

Firavun yine korktu. Bu iki mucizeden sonra neredeyse Musa aleyhisselama iman edecekti. Fakat veziri Hâmân, buna engel oldu ve O’nu şöyle tahrik etti:

- Sen tanrısın! Sana, başkasına kulluk yapmak yakışmaz! Hem herkes, seni tanrı biliyor; sen tanrılıktan kulluğa inme; biz buna bir çare buluruz, dedi.

Bundan sonra alelacele bir heyet kuruldu ve toplantı yapıldı. Firavun, çevresindeki ileri gelenlere; Musa aleyhisselamı kastederek:

- Bu, doğrusu çok bilgili bir sihirbaz! Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz, dedi.

Musa aleyhisselamın gösterdiği mucizeler, Firavun’un kibir duygularını alt üst ettiği için o, artık tanrılık davasını bir kenara bırakmış, etrafındaki ileri gelenlerden fikir alacak duruma gelmişti. Adamları şöyle dediler:

- O’nu ve kardeşini biraz burada beklet ve şehirlere toplayıcı vazifeliler gönder; ne kadar bilgisi derin sihirbaz varsa getirsinler.

O dönemde sihirbazlık çok ilerlemişti. Firavun, bu sebeple yapılan teklifi hemen kabul etti ve:

- Bizi, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Musa! Öyle ise, muhakkak surette biz de Sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi Sen, aramızda ne Sen’in, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla!

Musa aleyhisselam şöyle cevap verdi:

- Buluşma zamanımız, bayram günü kuşluk vaktinde insanların toplandığı zaman olsun.

Böylece sihirbazlar, belli bir günün tâyin edilen vaktinde biraraya getirildi ve halka:

- Siz de toplanıyor musunuz, haydi hemen toplanın, denildi.

Müsabaka günü herkes toplanmıştı. Halk, olacakları izlemek için sabırsızlanıyordu.

Sihirbazlar geldiklerinde ise, Firavun’a:

- Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir mükâfat vardır, değil mi, dediler.

Firavun cevap verdi:

- Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin; gözde kimselerden olacaksınız!

Firavun sordu:

- Peki, Musa’ya gâlip gelebilecek misiniz?

Baş sihirbaz:

- Biz sihrin son noktasındayız! Bu işi, yeryüzünde bizden daha iyi bilen kimse yoktur! Yani biz, zirvenin de nihayetiyiz! Öyle ki, gökten bozucu bir güç inmedikçe, onu mutlaka yeneriz. Elbette biz daha güçlü ve kuvvetliyiz, dedi.

Musa aleyhisselam ise, sihirbazları ikaz etti:

- Yazık size! Allah hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur, dedi.

Bu ikâz, sihirbazları düşünmeye sevk etti:

- Sonra onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar. Şöyle dediler:

- Bu ikisi yani Musa ve Harun aleyhimesselam muhakkak ki, sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu ortadan kaldırmak isteyen iki sihirbazdırlar sadece!

Bu sefer Musa aleyhisselam şöyle dedi:

- Öyle ise, hilenizi kurun; sonra sıra halinde gelin! Muhakkak ki bugün, üstün gelen kazanmıştır!

Her şeye rağmen sihirbazlar, yine de Musa aleyhisselama hürmeten dediler ki:

- Ey Musa! Ya sen önce at veya önce atan biz olalım!

Musa aleyhisselam:

- Hayır, önce siz atın, dedi.

Bunun üzerine sihirbazlar iplerini ve değneklerini atarak:

- Firavun’un kudreti hakkı için elbette bizler gâlip geleceğiz, dediler.

Musa aleyhisselam bir de baktı ki, büyüleri sayesinde ipleri ve sopaları, kendisine gerçekten koşuyor gibi görünüyor. Musa aleyhisselam, birden içinde bir korku duydu.

Bunun üzerine kendisine şöyle vahyedildi:

- Korkma! Üstün gelecek olan kesinlikle sensin! Sağ elindekini at da, onların yaptıklarını yutsun! Yaptıkları sadece bir büyücü hilesidir. Büyücü ise; nereye varsa, ne yapsa iflah olmaz!

Bundan sonra Musa aleyhisselam kendisini toparladı; içindeki ürperti gitti ve:

- Sizin getirdiğiniz sihirdir. Allah onu boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah, bozguncuların işini düzeltmez, dedi.

(Devamı haftaya…)